21 Kasım 2024
  • İstanbul7°C
  • Diyarbakır9°C
  • Ankara13°C
  • İzmir18°C
  • Berlin1°C

ZİHİNLERDEKİ ENKAZ

Elif Şafak

30 Ekim 2011 Pazar 12:28

REŞAT Nuri Güntekin'in ölümsüz eseri Çalıkuşu'nu okuyup da etkilenmeyen var mı? Güzel, duru, akıllı, vicdanlı ve idealist genç öğretmen Feride...

İstanbul'da alıştığı çevreyi bırakıp Anadolu'nun yoksul köylerinde, kasabalarında her türlü zorluğa göğüs gererek çalışan, insanları tanıdıkça bu coğrafyayı daha çok seven, sevdikçe kendini mesleğine daha fazla adayan, kimselere benzemeyen Feride...

Bu memlekette bugün kaç Feride var? Hâlâ ve her şeye rağmen ideallerine sahip çıkan, bilgiye hasret öğrencilere yararlı olabilmek için çırpınan kaç yürek sayabiliriz?

Kadınlı erkekli kaç Çalıkuşu dolaşıyor dersiniz Anadolu topraklarında? Ve onlardan kaçını Van'da, Erciş'te yitirdik birer birer?

Hikâyelerini okurken yüreğimiz sızlıyor. Henüz ömrünün baharında solan hayatlar, düğün için gün sayarken can veren çiftler, annesiyle telefonda konuşurken depreme yakalananlar, kan kanserini aşıp da yollara düşenler, mesleğine tutkun, yarınlara inanan öğretmenler...

İnsan ya da coğrafya ayrımı yapmayan, herkese bir nazarla bakan, Türkiye'nin batısının doğusundan üstün olduğunu zanneden ve Kürtleri "çıban" gibi gören "buralı" kafatasçılara da, eğitim ve kültürü küçümseyen ve "devlet propagandası" gibi görüp dogmatik şekilde reddeden "oralı" kafatasçılara da prim vermeden canla başla çalışan, çabalayan öğretmenler...

Sadece enkaz altında kalan bedenleri değil içimizi acıtan, hayatları boyunca onlara yaşattığımız zorluklar, kıymetlerini bilmeyişimiz, seslerine kulak vermeyişimiz, aldıkları düşük maaşlar, atamalarını beklerken çektikleri sıkıntılar da yakıyor vicdanımızı...

Tabii eğer vicdanımız varsa.

Medyada ve sosyal medyada dolaşan ırkçı, dışlayıcı, intikamcı söylemler ise ne yazık ki mevcut acılara yeni acılar katmakta.

Zenofobi; farklılık korkusu, empati kuramamak, ayrımcılık yapmak, bazı insanların bazı insanlara doğuştan üstün olduğunu zannetmek, felaketler karşısında bile başkasının acısını yüreğinde hissedemeyecek kadar katılaşmak demek...

Yürek daralması, vicdan erozyonu demek. Halbuki Kürtler ve Türkler, Sünniler ve Aleviler beraber yas tutuyoruz bugün.

Türkiye'de bir insanın kıymeti nedir?

Bir can kaç liradır?

Ucuz olsa gerek. Yoksa bu kadar çürük bina olması, bunca denetimsizlik ve başıbozukluk nasıl açıklanabilir?

Gölden çekilen kumla inşa edilen ilkokullar... Herkesin bildiği ama bilmezden geldiği, felaketlere davet çıkaran bir cehalet, kadercilik, koyvermişlik...

Merak ediyorum, Milli Eğitim Bakanlığı harekete geçecek mi?

Belediyeler, hükümet... Sert ve somut bir denetim mekanizması getirilecek mi?

Bilhassa fay hatlarındaki okullar tek tek kontrol edilecek mi?

İçlerinde güven telkin etmeyenler sağlamlaştırılacak ya da hepten kapatılacak mı?

Bir şeyler yapacak mıyız? Hakikaten değişecek miyiz? Yoksa sadece hayıflanmakla mı yetineceğiz?

Hayıflanmak ki en çok yaptığımız şey, hiçbir işe yaramayan...

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.