YÜZ İKİ SUBAY MESELESİ BİR KİLOMETRE TAŞIDIR...
Ali Bayramoğlu
27 Temmuz 2010 Salı 15:56
Mahkeme heyeti Balyoz davasının ilk celsesinde, oybirliğiyle, atılı suçun tutuksuz yargılanamayacak suçlardan olduğunu belirterek 102 emekli ve muvazzaf subayın tutuklanmasına karar verdi.
Tutuklanma nedeni darbe hazırlığı yapmaları ve darbe planlamaları...
Yüz iki subay meselesi Türk siyasi tarihinde bir kilometre taşıdır.
Bu subaylar arasında emekli iki kuvvet komutanı, genelkurmay başkan yardımcısı ve emekli ordu komutanları bulunuyor. Bu subaylar arasında hala görevde olan koramiral ve korgeneraller, tümgeneral ve tuğgeneraller var.
Mahkemenin oy birliğiyle verdiği tutuklama kararının ertesi günü Milliyet Gazetesi, tutuklanması istenen generallerin dağda terörist peşinde olduklarını söylüyor ve bir harita üzerinde tek tek nerede ve ne düzeyde görev yaptıklarını gösteriyordu. Gazetenin niyeti muhtemelen Türkiye sathında kritik görevlerde bulunan askerlere ilişkin tutuklanma kararını siyasi ilan etmek, orduya karşı hamle girişimini akla getirmekti.
Ama akla şu da geliyordu:
Kendi anayasal düzenine, kendi toplumuna, onun seçtiği parlamentoya karşı darbe hazırlıklarına karışmış askerler hala Kuzey ve Güney Deniz Saha Komutanlığı, kolordu komutanlıkları gibi Türkiye'nin en kritik ve üst düzey askeri noktalarını kontrol ediyor, görevlerini sürdürebiliyordu.
Bu da girişimin bir grubu değil, bir kurumu kuşattığını akla getiriyordu.
Genelkurmay tutuklanması istenen askerler için "sanık olsalar bile görev başındalar" diyordu.
Doğru...
"Sanıklar görev başında" da diyebiliriz...
Kuvvet komutanlarının darbe girişimi suçundan tutuklanmaları ilk kez oluyor. İlk kez görev başındaki askerler grup halinde tutuklanıyor.
Anlamı nedir bunların?
Şu üç nokta önemli...
1. Tutuklama kararı davayı gören mahkeme heyetinin oybirliği, her üç üyesinin de "evet" demesiyle alındı... Bu, kendi başına ciddi bir meşruiyet haline işaret etmektedir. Ayrıca itirazlarla tutuklama kararının kalkması için nöbetçi hâkim kararı yeterli olmayacak, yine heyet kararı gerekecektir. Özetle dar alan hamlelerinin sınırlandığı bir döneme girilmektedir.
2. "Yüz iki subay kararı" askerin vasi rolüne ve müdahaleci zihniyetine, bunlar üzerinde askeri bünyeye vurulmuş en ağır sektedir. Tersten ifade edecek olursak bu karar, Türkiye'de demilitarizasyon sürecinde şimdiye kadar atılmış en önemli ve ciddi hukuki adımdır. Açıktır ki, 2010'da ne emekli orgeneral rütbesi ne muvazzaf korgeneral rütbesi sahiplerini koruyucu işlev görebilmektedir. Kenan Evren hakkında iddianame hazırlayan savcıların hayatının karartıldığı, Kara Kuvvetleri Komutanı'nın adı geçtiği için iddianame sahibi savcıların meslekten men edildiği günler artık gerçekten geride kalmıştır. Keza askerin kendisini fiili güçle veya meydan okuyarak ya da askeri yargı üzerinden korumaya aldığı, keyfi davranışlarına yasal kulp uydurduğu dönemler arkamızda kalmıştır.
3. Bununla birlikte, bu köşede sıkça belirttiğimiz üzere, askeri vesayet düzeninin kırılmasının henüz başlangıcındayız. Gerek yasal düzeyde gerek devlet iç işleyişinde askeri unsur önemli bir yer tutmaya devam ediyor. Bu açıdan Jandarma meselesi, Yüksek Askeri İdare Mahkemesi, askerin Kürt meselesine endeksli harekat alanı, onlarcası arasında sadece birkaç örnek oluşturuyor.
Özetle sivil-asker ilişkilerinin kritik seyri henüz tamamlanmamıştır.
Nitekim bu çerçevede önümüzdeki dönemde üç önemli gelişme yaşanacak.
-Askeri Şura, haklarında kovuşturma ve soruşturma olan askerlerle ilgili kararlar alacak. Bu kararlar dolaylı olsa da sivil otorite ve askeri otoriteyi karşı karşıya getirme işlevi görecektir. Buna bağlı olarak son gelişmelerin, yani askerin konumunun referandum sürecine açık bir şekilde dahil olacağı ortadadır.
-Askeri Şura sonunda yeni Genelkurmay Başkanı bu koşullarla ve bu hazır durumla göreve başlayacak.
-Yeni karargah, görevi devraldıktan 12 gün sonra askerin konumu ve rolünü de masaya yatıran önemli bir referandum oylaması yapılacak...
Bu koşullarda gerek referandum tartışmaları gerekse sonucu "değişim ve direnç makası" üzerine yerleşecek gibi görünmektedir...
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.