23 Kasım 2024
  • İstanbul5°C
  • Diyarbakır15°C
  • Ankara16°C
  • İzmir13°C
  • Berlin3°C

YENİDEN YENİ ANAYASA

Nabi Yağcı

08 Kasım 2010 Pazartesi 16:41

Cumartesi günü Kuyerel Düşünce Platformu’nun, Heinrich Böll Vakfı’nın katkılarıyla İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde düzenlediği “Demokratikleşen Türkiye’nin Yeni Anayasası” konulu paneli izledim. Panelistleriyle ve katılan dinleyicileriyle verimli bir düşünce alışverişi gerçekleştirildi. TV’ler de ilgi gösterdi ve haber kuşaklarında canlı yayın olarak verdiler. Tamgün süren panelde konuşmacılar da dinleyici katılımcılar da anayasa konusunda ilgi çekici yeni görüşler ve yaklaşımlar ortaya koydular.

Sabah oturumunda Doç. Dr. Osman Can’ın moderatörlüğünde Prof. Dr. Hüseyin Hatemi, Prof. Dr. Ali Yaşar Sarıbay, Doç. Dr. Öykü Didem Ayadın “Anayasanın Özü/ Felsefesi” konusunda konuştular. Öğleden sonraki oturumda ise, Doç. Dr. Yücel Sayman’ın moderatörlüğünde Prof. Dr. Zafer Üskül, Doç. Dr. Nur Uluşahin, Doç. Dr. B. Berat Özipek, “Anayasanın Yapılış Yöntemi” üstünde durdular. Başka bir yazımda, sunulan bu görüşlerden notlar aktarmak ve okurlarımla paylaşmak istiyorum. Zaten yapılan sunumlar ileride kitaplaştırılacak.

Kuşkusuz genel seçimlerden önce yeni anayasa yapmak mümkün görülmüyor. Zaten yeterince üstünde çalışılmadan, yeterince müzakere edilerek mümkün olabilen en geniş mutabakat ortamı hazırlanmadan aceleyle yeni bir anayasa ortaya koymak doğru olmaz. Fakat artık bu meseleyi sıcak tartışmanın zamanı geldi.

12 Eylül halkoylamasında “yetmez ama evet” diyenler, yeni bir anayasa yapmak üzere bu kısmi değişikliğe “evet” demişlerdi. Seçimlere çok zaman kalmadı, yedi ay var, seçimlerden sonrası için şimdiden konunun ısıtılması gerekli. Zira sonuçta anayasanın içeriği ne olursa olsun nasıl ve ne yolla yapılacağı önemli olacak. Ne yolla yapılacağı sorusunun yanıtı ise içinde bulunduğumuz koşullarda o denli karışık değil, farklı biçimler önerilebilir fakat belli ki yeni anayasa TBMM ekseni çevresinde kotarılabilir. Seçimlerden sonra oluşacak yeni Meclis bir bakıma kurucu meclis gibi anayasa yapma iradesiyle donatıldığı durumda sorun çözülebilir.

Bunun için genel seçimler bir fırsat sayılmalı ve seçime katılacak partiler anayasa konusunda görüşlerini şimdiden açıklamalılar.
Sivil toplum örgütleri bir yandan kendileri bir görüş oluştururken diğer yandan siyasi partileri de görüş oluşturmaya zorlamalılar. Şu görüş çok doğru bir yaklaşım değil: “Şimdiye kadar zaten konu tartışıldı, neredeyse herkesin bir anayasa taslağı var. Meclis’te kurulacak bir uzlaşma kurulu bunları toplar, uzlaşabilir olanları uzlaştırır ve tek bir taslak hazırlar.” Bu yaklaşım esastan yanlış olduğu gibi 12 Eylül halkoylaması öncesinin artık geride kalmış yaklaşımıdır.

12 Eylül kısmi Anayasa değişikliği, sonuçları kadar o sonuca götüren süreçleriyle de önemli oldu.
Değişikliğe konu maddeler TBMM’den kahvelere varana dek her yerde tartışıldı, müzakere edildi. İlk kez kısmi bile olsa anayasa yapma tepeden değil tabandan girişimle, halkın katılımıyla oldu. Halk kendi eliyle kendisi için bir irade ortaya koydu. Her şeyden önce anayasa yapma iradesinin kendisinde olduğunu söyledi ve bu iradeyi kazandı.

İkincisi halkoylaması sonucunda mevcut Anayasa önemli ölçüde ve çok hayati noktalarda değişti.
Kanımca bu değişiklikle birlikte mevcut Anayasa bir bakıma kadük hale geldi, neredeyse yoklukla malul oldu. Dolayısıyla mevcut Anayasa’yı dikkate alarak yapılmış önceki yeni anayasa taslakları, teklifleri bir yana konulup mesele yeniden ele alınıp yeniden ilkeler, kurallar, taslaklar ortaya konulmalı.

Anayasa taslaklarının yeniden ele alınmasını zorunlu kılan bir başka nokta yine halkoylamasının sonuçlarından çıkmakta.
Yeni anayasa yalnızca Meclis’teki siyasi partiler arasında dar bir uzlaşmanın değil de geniş bir toplumsal mutabakatın sonucu olacaksa halkoylamasında “yetmez ama evet” diyen oldukça geniş bir sivil toplum hareketi doğdu, bu çevre ya da çevreler “yetmez” diyerek zaten yeni anayasa yapma girişiminin de tarafı olduklarını ortaya koymuş oldular. Halkoylamasında “hayır” diyenlerin içinde de yeni bir demokratik sivil anayasa yapılmasını isteyenler de vardı. Dolayısıyla yeni sivil demokratik bir anayasa için harekete geçmeye hazır bir kamuoyu var, halk içinde konunun canlı ve verimli tartışılması mümkün.

Demem o ki, yeni anayasa konusunu gündeme taşımak için çaba harcanma zamanıdır.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.