YENİ SÜRECİN PARAMETRELERİ
Serpil Çevikcan
26 Temmuz 2015 Pazar 12:00
Suruç’ta Kobani’ye gitmeye hazırlanan gençlerin ölümüyle sonuçlanan saldırının tetiklediği gelişmeler kaygı verici.
IŞİD, PKK ve DHKP-C özelinde yürütülecek olan topyekûn mücadelenin hem uzun soluklu hem de sonuç almaya odaklı olduğu görülüyor.
Son 72 saatte yaşananlar içinde sonuçları itibarıyla en çok üzerinde durulması gereken konu Kuzey Irak’taki PKK kamplarını vurma kararı.
Kuzey Irak’taki PKK kampları son olarak 2011 yılında vurulmuştu.
Ak Parti iktidarı tarafından başlatılan ve büyük toplumsal destek gören çözüm sürecinin inişli çıkışlı aşamalarında güvenlikçi politikalara yeniden dönüş çerçevesinde yapılan beyin jimnastikleri, sürecin zedelenmemesi adına, ne içeride kapsamlı operasyonlara ne de dışarıda askeri operasyonlara yol verdi.
Devletin terör örgütlerine dönük entegre bir mücadeleyi gündeminin ilk sırasına koyduğu resim içerisinde PKK ile mücadele sonuçları ve maliyeti itibarıyla ayrı bir ağırlıkta.
Ankara’da IŞİD ve PKK’nın sınır ötesinde vurulması kararının çıktığı güvenlik zirvelerinde oluşan ortak karar ve terörle topyekün mücadelede izlenecek stratejinin ana hatlarını şöyle özetlemek mümkün:
Topyekûn mücadele
Türkiye’de hiçbir illegal gücün terör estirmesine izin verilmeyecek. Kamu düzeninin tam olarak tesisi esas olacak. Gerek PKK’yla, gerek IŞİD’le gerek DHKP-C’yle mücadelede İç Güvenlik Yasası hükümleri eksiksiz uygulanacak.
Mücadele hukuk düzeni ve hukuk devleti ilkelerine uygun yürütülecek.
Terör örgütlerine dönük operasyonlar hem yurtiçi hem de sınır ötesine yönelik olarak devam edecek.
PKK ile mücadelede yeni bir süreç başlıyor. Her ne kadar Suruç saldırısı sonrasında bu sürecin başlatılması kararı alındığı söylense de aslında 7 Haziran seçimlerinden önceki süreçte yaşananların tetiklediği bir karar alma süreci söz konusu. Kobani protestoları sırasından yaşananlar, Diyarbakır’da eşiyle birlikte pazar alışverişi yapan subayın yüzü maskeli kişilerce şehit edilmesi, IŞİD’in Diyarbakır’daki HDP mitingine ve seçim sonrası Suruç’ta gençlere yönelik bombalı saldırıları, DHKP-C’nin Gazi Mahallesi’nde eli silahlı üyeleriyle asayiş sağlama iddiası, 7 Haziran seçiminden sonra Diyarbakır’da İhya-Der Başkanı’nın öldürülmesi, yol kesme, haraç toplama, insan kaçırma gibi ardı ardına yaşananlar, devleti topyekün mücadele kararına götüren gelişmelerden başlıcaları.
PKK ve şehir yapılanması YDGH’ye dönük yurtiçinde de yoğun bir mücadele dönemi başlıyor. Çözüm sürecinin atmosferi nedeniyle uzunca bir süredir askeri operasyonlar yapılmıyordu. Son dönemde valilerin daha çok izin verdiği askeri operasyonların artacağı bir döneme giriliyor. 7 Haziran seçimi sonrasında yapılan ilk özel güvenlik zirvesinde Başbakan Ahmet Davutoğlu’nunGenelkurmay’a bunun talimatını verdiği belirtiliyor.
Başbakanlık kaynakları, terörle mücadele ve çözüm süreci konusunun iki ayrı kulvar olarak görülmesi gerektiğini, demokratikleşme bağlamında çözüm sürecinden geri dönüş olmayacağını vurguluyor. Ancak uzunca bir süredir çözüm sürecinin “raydan çıktığı” belirtilerek, “Sürecin yeniden olgunlaşabilmesi için rayına oturması lazım” ifadesi kullanılıyor.
Güvenlik zirvelerinde yapılan değerlendirmelerde, PKK’nın demokratik siyasetin açtığı alanı gücünü tahkim etmek için kullandığı, terör örgütüyle işbirliği içinde olan siyasi mekanizmaların samimiyet testinden geçemediği, HDP’nin seçim öncesi ve sonrası süreçte PKK’nın devlet içinde devlet yaratma girişimlerine sırtını dayadığı değerlendirmeleri yapıldı. Örgütün 2 yıldır söz verilmiş olmasına rağmen silah bırakmadığı, militanlarını sınır dışına çekmediğine işaret ediliyor ve askerin PKK ile mücadelesindeki harekât tarzı ve hükümet ile HDP ilişkilerinin daha sonuç alıcı bir zemine oturtulması gerektiği yolunda görüş birliğine varıldığı belirtiliyor.
İç Güvenlik Yasası eksiksiz uygulanacak
Kobani protestoları gerekçe gösterilerek, seçim öncesindeki olası benzer olayları engellemek için çıkartılan İç Güvenlik Yasası, bu süreçte içerideki operasyonların ana damarını oluşturacak. Özellikle kamu düzeninin tesisi konusunda, yasanın eksiksiz uygulanması, yol kesme, maskeli grupların sokağa çıkması gibi olayların bütünüyle engellenmesi konusunda yasa hükümlerinin uygulanması için güvenlik birimlerine gerekli talimatlar verildi.
İçeride ve dışarıda yürütülecek operasyonlar çok boyutlu. Ancak PKK’ya yönelik operasyonların ana hedefi Kandil’e verilecek, “Türkiye’de tek bir silahlı güç olabilir, o da devletin resmi silahlı güçleridir” mesajı.
7 Haziran’dan bugüne kadar, Suruç’taki saldırı dışında, 121 silahlı saldırı, 15 insan kaçırma, 16 yol kesme, 59 araç yakma, 53 patlayıcı madde atma, 17 haraç alma dahil 281 terör eylemi, yine aynı dönemde 5 güvenlik görevlisinin şehit edilmesi, 3 asker ve 50 polisin yaralanması, 1 polisin kaçırılması, 4 vatandaşın öldürülmesi olayları yaşandı.
Bu bilanço, Ankara’nın “Bıçak kemiğe dayanmıştı” değerlendirmesini yapmasının kaynağı.
Ankara’da, hükümet çevrelerinde, “Pandora’nın kutusunu açmamak için çok direndik ama açan biz olmadık” ifadesi kullanılıyor. Önümüzdeki günler yurtiçi ve sınır ötesinde ciddi sonuçlar doğuracak yeni operasyonlara gebe.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.