05 Mayıs 2024
  • İstanbul14°C
  • Diyarbakır15°C
  • Ankara12°C
  • İzmir15°C
  • Berlin17°C

ULUSLAR NEDEN BAŞARISIZLIĞA UĞRAR?

Doğu Ergil

11 Mayıs 2014 Pazar 10:50

Daron Acemoğlu dünyaca ünlü Türk bir iktisatçı. ABD'nin M.I.T üniversitesinde ders veriyor. Diğer araştırmaları gibi James Robinson'la birlikte kaleme aldığı "Uluslar Neden Başarısız Olurlar" kitabı da çok tartışıldı. Radikal'den Ezgi Başaran'ın, Acemoğlu ile yaptığı bir söyleşi (http://www.radikal.com.tr) pek çok ders içeriyor:

"Eğer bir toplumda kapsayıcı kurumlar varsa ki bunlar mülkiyet haklarını koruyan, hukuka saygı gösteren, ekonomide eşit şartlarda rekabet ortamı yaratan, yatırımı ve inovasyonu özendiren kurumlardır, bu refah getirir. Eğer bir toplumun mensuplarının bir bölümü, etnik kökenlerine, dinlerine ya da sosyo-ekonomik geçmişlerine göre istihdam ve eğitimden (ve adaletten) mahrum ediliyorsa, kapsayıcı kurum kavramından uzaklaşılmış demektir."

Kapsayıcı veya dışlayıcı kurumları inşa eden siyasettir. Bir bakıma "Ekonomi siyasetle evli olmak durumundadır. Kapsayıcı ekonomik kurumlar, kapsayıcı siyasi kurumlar tarafından inşa edilir ve ancak böyle sürekli olur. Bu kapsayıcı siyasi kurumlar gücü eşit olarak dağıtır ve gücün kullanımında güvenilir sınırlamalar getirir. Kapsayıcı siyasi kurumlar, siyasi gücün üzerinde yargı, sivil toplum ve medya ile denge ve fren mekanizmaları oluşturur."

Sandık yeterli değil

Dışlayıcı kurumlar da ekonomik büyüme yaratabilir. Ancak "Bu kaynakların yarattığı büyüme, doğal kaynakların sömürülmesine ya da teknolojiyi dışarıdan almaya dayanır.

Sovyetler Birliği de büyüyordu ama bu sürdürülebilirlik kazanamadı. Çin şu anda kaynak-sömürücü, dışarıdan gelen teknolojiye bağımlı... İhraç malı üretecek düzeyde teknolojisi olan az-orta gelirli bir ülke... Bu sürdürülebilir bir ekonomi yaratmaz. Ya büyüme yavaşlayacak ya da bitecek, Sovyetler Birliği'nin başına geldiği gibi. Yahut da Çin dışlayıcı kurumlarla bağını koparacak, Güney Kore'nin yaptığı gibi."

"Ekonomik büyüme demokrasi getirir diye bir veri yok... Rusların petrol ve gaza dayalı büyümesi... Birkaç kişiyi zengin eden yolsuz, baskıcı ve otoriter bir hükümetle gerçekleşiyor.

Sandıktan ibaret bir demokrasi, kapsayıcı siyasi kurumların oluşması için yeterli değildir. Çoğunlukçu ya da kontrol mekanizmaları olmayan demokrasiler, dışlayıcı kurumların ortaya çıkmasına ve kemikleşmesine neden olur... Türkiye, askeri vesayet azalınca daha demokratik bir ülke oldu ama kapsayıcı kurumlarını pek güçlendiremedi." Bu gerçekleşebilseydi inovasyon hızlanacak, parlak sonuçlar elde edilebilecekti.

Medyaya baskı alarm verici

"2006'da sorsaydınız Türkiye kapsayıcı kurumlar yönünde emin adımlarla hareket halinde derdim. Şu anda o kadar emin değilim... Türkiye'de birçok kurumsal sorun var. Özellikle ifade ve basın özgürlüğü, yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı alanlarında.

Kurumsal güçlenme, bir partinin güçlenmesi ya da bir partinin gidip diğer partinin gelmesiyle olmaz. Ben sivil toplum tarafından kontrol edilen, tüm partilere, iş kollarına ve bürokratlara eşit mesafede olan bir kurumsal yapıdan söz ediyorum.

Türkiye büyük tekellere dayanarak ve bu tekellerin devletle olan ilişkilerini kullanarak ekonomisine can verdi. Fakat bu tür büyümenin limitleri var. Bunun ötesinde büyümek için inovasyon, yeni fikirler, yeni girişimciler yani yaratıcı bir yıkım gerekli." Muhafazakârlık bu ihtiyaca yanıt vermez.

Medyaya baskı veya yargı bağımsızlığı önünde sınırlar var diye yabancı yatırımcılar hemen ülkeyi terk etmeyebilir. Ama bunlar Türkiye'deki kurumların sağlığı açısından alarm vericidir, zamanla "derin ekonomik bedelleri olur. Tüketim ve cari açığa dayalı büyüme stratejisine bakarsak, Türkiye'nin o yabancı sermayeye ihtiyacı var. Ayrıca inovasyona dayalı bir ekonomik büyüme siyasi kurumların dışlayıcı olduğu bir iklimde olanaklı değildir."

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.