ULUDERE, TBMM RAPORUNU BEKLİYOR
Hilal Kaplan
05 Mart 2012 Pazartesi 07:41
Uludereliler adalet istiyor. Özellikle TBMM İnsan Hakları Komisyonu bünyesinde kurulan Uludere Alt Komisyonu Başkanı Ayhan Üstün'ün 15 Mart'a yetiştirecekleri sözünü verdiği raporun açıklanmasını bekliyor. Ardından da siyasî iradenin icra makamı olarak soruşturmanın gereğini yapmasını talep ediyorlar. Eğer failler bulunup cezalandırılmazsa kararları kesin, göçecekler. Çünkü oğullarının katillerinden hesap sorulmazsa "Bizi bu devlete bağlayan bir şey kalmamış olur" diyorlar.
MAZLUMDER, İnsan Hakları Derneği, Eşit Haklar İzleme Derneği ve Başkent Kadın Platformu'nun oluşturduğu "Roboski'ye Adalet Platformu", süreci yakından takip etmek ve sonuca bir an evvel ulaşılması için kamuoyu duyarlılığını ayakta tutmak amacıyla kuruldu. Bu amaçla yürütülen "Sınırlara İnat Adalet!" kampanyası çerçevesinde bombalanarak öldürülen kardeşlerimizin her birinin hayat hikâyesi sırasıyla kaleme alınıyor. Otuz dört gün boyunca her gün yayınlanan bu hikâyeler Cumhurbaşkanlığı Başbakanlık, Adalet bakanlığı ve İçişleri Bakanlığına faks ve mail yoluyla gönderiliyor.
Bugün hayat hikâyesindeki gerçek bilgilerden yola çıkılarak yazılmış Aslan Encü'nün mektubunu sizlerle paylaşmak istiyorum:
"Ben Aslan Encü'yüm,
Babamın üçüncü oğlu, anamın sakin yavrusu...
Keklik avlarken bir yandan da 'Dağ bizim maral bizim. Avcı burda ne gezer' türküsünü mırıldanırdım.
Bilemezdim, keklik avladığım dağların başka avcıları da varmış.
Çok sevmezdim insan muhabbetlerini hatta sorsanız anam, sessiz sakin der benim için. Lakin bende de vardı bir deli sevda.
Abim, 10 kardeşe bakmak için gittiği kaçakta bacağını bırakmıştı şimdi bana mezar olan bu toprağa.
Bir mayın da onun payına düşmüştü.
Sıra bana gelmiş abimin yerine ben düşmüştüm bu yola. Hem eve bakmak hem de abimin eskimiş protezini değiştirmek için.
Çıkmadan anama tembih ettim 'Kekliklerimi susuz bırakma' diye...
Keklikleri sahipsiz, anamı da Aslan'sız bıraktı o koca bombalar.
Bir kayanın dibinde sessiz bir uykuya daldım bir gece; bir gece bu beyaz karın koynuna bir Aslan düştü ve düştüğü yerden bir daha kalkamadı. İşte böyle bilinsin hikâyem. Aynen böyle...
Azı çoğu yok. Hikâyem; bir ailenin çıldırtan yası, bir köyün gençsiz bırakılışıdır. 34'den biri bu dağlarda bombalandı. Bu dağlarda tarih bir acıyı daha yazdı. İşte böyle bilinsin. Aynen böyle...
Hikâyeler hep mutlu sonla bitmez; anamın 'Oğlumdan geriye bir pincik et koydum tabuta' feryadı çınlasın kulaklarınızda...
...
Belki kızacaksınız ama bir çift sözüm var;
Eğer beni öldüren bombalar adalet'i de öldürmediyse,
Adalet talep ediyorum...
Herkesin hakkı değil mi adalet?
Yoksa
O kocaman, pahalı bombalarını beni öldürmekte harcadığı için devletten özür dilemeli,
Hedefi şaşırmayıp beni öldürdüğü için Genelkurmay'a teşekkür mü etmeliyim!?"
Kampanyayla alakalı bilgi için www.roboskiicinadalet.wordpress.com adresini ziyaret edebilirsiniz.
* * *
Dipnot: Medyada, argümanı çürütüldüğünde muhatabına sui-zan veya hakaret etmeden cevap verebilen yazar neredeyse yok gibi. Bu, saldırganlığın acziyeti gizlediği zannının bir sonucu olsa gerek. Yazılarına eleştiri getirdiğim iki 'ağbi'miz de böyle yapmayı uygun görmüşler. Böyle bel altı vuruşlar yapmayı ne becerebilirim ne de tenezzül ederim. O yüzden herkes kendine yakışanı yapsın. Unutmadan, "dipnot" dediğiniz böyle olur.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.