22 Kasım 2024
  • İstanbul12°C
  • Diyarbakır12°C
  • Ankara15°C
  • İzmir19°C
  • Berlin1°C

‘ÜÇ SANDIK’TA, REFERANDUM BOMBASI…

Hüseyin Gülerce

24 Mayıs 2013 Cuma 08:35

Başbakan Erdoğan’ın “2014’te üç sandık olabilir” açıklaması siyasette bir hodri meydan havası estiriverdi. Muhalefet partilerinin; “Biz varız, hazırız, hemen şimdi” gibisinden hava atmasına ben bir anlam veremedim. 

Çünkü Sayın Başbakan, sürpriz sayılacak bir şey söylemiyor ki… Zaten 2014 Mart’ında yerel seçimler var, belli. Ağustosta da cumhurbaşkanlığı seçimi var, o da belli. Üçüncü sandık denilen de referandum sandığı… Neyin referandumu? Yeni anayasa ile ilgili yenilikler Meclis’ten geçerse, 330’dan fazla oyla “demokratik bir anayasa” paketi kabul edilirse, o zaman referanduma gidilecek. Çankırı’da böyle durumlar için çok güzel bir söz var: ‘Dananın karnındaki ciğere nohut ıslatmak…’ Onun için “önümüzdeki yıl üç sandık olabilir” açıklamasının siyasete bomba falan düşürdüğü yok. Ama referandumun ne zaman olacağı ile ilgili bir bomba var. O bomba, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in izahında gizli. Sayın Çelik; “Martta yerel, ağustosta cumhurbaşkanlığı, kasımda ise anayasa referandumu…” diyor. Dikkat edilsin referandum tarihi, cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra. AK Parti’nin C planı, yani kendi hazırlayacağı anayasa değişikliği paketi, belediye başkanlığı ve cumhurbaşkanlığı seçiminden sonraya kalıyor. İşte bomba bu: Halkın seçeceği cumhurbaşkanının yetkileri ve konumu, bugünkü anayasadaki gibi olacak. O zaman iki yıla yakın zamandır başkanlık mı, yarı başkanlık mı, partili cumhurbaşkanı mı tartışmalarının anlamı neydi?

Demek ki, yeni bir anayasa yapılamayacağı gibi 30-40 maddelik esaslı demokratikleşme maddeleri ihtiva eden bir değişiklik de, cumhurbaşkanı seçildikten sonra gündeme gelebilecek. Gidişat da onu gösteriyor. Mevcut anayasa uzlaşma komisyonu haziran sonuna kadar çalışacak. Sayın Cumhurbaşkanı da, Sayın Başbakan da uzlaşmadan umutlarını kestiklerini beyan ettiler. Temmuzdan itibaren Meclis tatile girecek. Tatil sonrası 2014 Mart’ındaki yerel seçimlere 5 ay kalacak ve seçim sathı mailine girilecek. Kimse başını kaldırıp da anayasa falan diyemeyecek. Yerel seçimlerden 4 ay sonra da cumhurbaşkanlığı seçimi var. O 4 ayı da bu seçimin telaşı, çalışmaları doldurur. Yine kimse başını kaldırıp, “yahu bir anayasa yapacaktık, ne oldu?” diye soramaz. Lafın kısası, anayasa değişikliği bir başka bahara kalmış gibi…

Realiteye dönelim. Siyasetin en önemli gündem maddesi artık anayasa değildir, yerel seçimlerdir. Yerel seçimlerle birlikte engelli bir koşu başlıyor. Belediye başkanlığı seçimi bütün partiler için hayati önemdedir. AK Parti’nin iki hedefi var: Bir, İstanbul’u mutlaka kazanmak. İstanbul, muhalefetin tek umududur. AK Parti İstanbul’da tökezletilirse, yeni bir dönemin başlayacağını hesaplıyorlar. Kanaatimce bütün muhalefet, İstanbul’da AK Parti’nin karşısında tek blok olacaktır. Unutmayalım, geçen seçimde AK Parti ile CHP arasındaki fark yüzde 4’tü. Kısaca, siyasetin düğümü İstanbul’dur…

Cumhurbaşkanlığı seçimini de, yerel seçimlerin sonucu belirleyecektir. Yerel seçimler sonrasında esecek rüzgâra göre cumhurbaşkanlığı adayları belirlenecektir. Yeni bir anayasa yapılamayacak olması, hatta 30-40 maddelik bir demokratikleşme paketinin bile başka bir bahara kalması elbette üzücü. Bir buçuk yılın boşa gitmesi, sivil irade adına bir kayıp oldu. Ama realite böyle bir şeydir. Belediye başkanlıklarını ve cumhurbaşkanlığını kazanmak, anayasa yapmanın önüne geçti. Seçim atmosferine hoş geldiniz…