21 Kasım 2024
  • İstanbul11°C
  • Diyarbakır13°C
  • Ankara14°C
  • İzmir21°C
  • Berlin3°C

ÜÇ MİLYAR EUROYA TAMPON BÖLGE OLDUK

Süleyman Yaşar

10 Mart 2016 Perşembe 08:39

Bildiğiniz gibi Türkiye’nin milli geliri son iki yılda 100 milyar dolar azaldı. Milli gelir 822 milyar dolardan 722 milyar dolara geriledi. Kişi başına gelir 10 bin 822 dolardan, 9 bin 286 dolara düştü. İhracatın yıllık tutarı 2014 yılında 157 milyar dolardı. Şubat 2016’da yıllık ihracat 139 milyar dolara geriledi. Turizm gelirlerinde azalma var. Artık konut satışları da gerilemeye başladı. 2016’nın Ocak ayında konut satışları yüzde 1,9 oranında azaldı. Pek çok konut müteahhidinin zor durumda olduğundan iflas erteleme istediği basında yer alıyor. Bu arada 2016 Ocak ayında perakende satış hacmi bir önceki aya göre yüzde 1,6 oranında geriledi. Kısaca iç piyasada yaprak kımıldamıyor. Bir de ihracat ve turizm gelirleri azaldığı için döviz girişi de düştü. Ama bu ülkenin 120 milyar dolar kısa vadeli borcu var.

EKONOMİ DÖVİZE MUHTAÇ

Son dönemde Merkez Bankası’nın rezervleri kısa vadeli borcu karşılayacak düzeyde değil. Tabii bu durum ekonomide kırılganlık yaratıyor. Merkez’in altın hariç döviz rezervleri 93,6 milyar dolar tutuyor. Hâlbuki rezervler bir yıl öncesinde 108 milyar dolar düzeyindeydi. Yani yeni döviz girişi olmadığından, Merkez, döviz ödemelerinin karşılanması için rezervlerden sürekli döviz satıyor. Anlayacağınız ekonomi dövize muhtaç.

Gelelim bu kısa açıklamayı niye yaptığımıza…

Yaptık, çünkü; hükümet döviz ihtiyacını karşılamak için Avrupa Birliği’nden göçmenlere tampon bölge olmak için para almaya çalışıyor.

Oysa Türkiye, Avrupa Birliği’ne (AB) tam üye değil ama Gümrük Birliği’ne üye. Ve AB ile tam üyelik müzakerelerini sürdürüyor. Fakat şimdi, iktidar, tam üyeliği bir tarafa bırakıp AB’den üç milyar euro almak için Avrupa’nın adeta tampon bölgesi olmayı kabul ediyor. Ve iktidar, ne olacağı belirsiz pek çok koşula bağlı Avrupa’ya vizesiz girişi, vatandaşa, tatlandırıcı olarak kullanıp üç milyar euro karşılığında tampon bölge olmayı başarı gibi sunuyor.

Hâlbuki vizesiz seyahat Ankara Anlaşması’na göre Türkiye’nin hakkı. Vizelerin 12 Eylül darbeci generallerinin isteğiyle “solcular kaçamasın” diye 1980’den sonra getirildiğini bilmeyen kalmadı artık.

TÜRKİYE, AVRUPA BİRLİĞİ’NE GİREMEZ DİYEN ANGELA MERKEL İLE BU SAMİMİYET NİYE?

İşte bu nedenle, Türkiye’nin hakkı olan tam üyeliği bir kenara bırakıp, mültecilere tampon bölge olmayı kabul etmek bu ülkeyi AB’ye tam üyelikten uzaklaştırıp, demokrasi kulübüne katılmaktan vazgeçmek anlamına geliyor.

Bu arada hemen hatırlatalım; 2008’de Almanlar, Türkiye’nin AB’ye tam üye olamayacağını çünkü “çok büyük, çok fakir ve Müslüman sayısının fazla” olduğunu söylediler. Şimdi aynı Almanlar, AKP iktidarına destek verip üç milyar euroya bu ülkeyi tampon bölge yapmakta başarılı oldular.

Yıllardır Türkiye, AB’ye giremez diyen Angela Merkel ile bu samimiyet niye? Türkiye AB’ye giremez diyen Merkel ile bu samimiyetin nedeninin açıklanması şart.

Yine Başbakan “Mülteciler konusunda AB ile Kayseri pazarlığı yaptık” diyor. Oysa Türkiye’nin, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi’nin engellemesi nedeniyle alamadığı 4,2 milyar euro hakkı var. Bu para da alınamadı.

O hâlde peki kim başarılı çıktı Kayseri pazarlığından? Tabii ki AB başarılı çıktı. Çünkü üç milyar euro verip, bu tutarı da şarta bağladığı için verip vermeyeceği belirsiz, Türkiye’yi tam üyelikten uzaklaştırıp tampon ülke hâline getirdi. İşte dövize muhtaç olunca Kayseri pazarlığının sonucu böyle oldu.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.