24 Kasım 2024
  • İstanbul5°C
  • Diyarbakır6°C
  • Ankara0°C
  • İzmir7°C
  • Berlin11°C

TÜRKLÜK VE MÜSLÜMANLIK ÖZDEŞLİĞİ

Mücahit Bilici-

11 Aralık 2013 Çarşamba 08:50

Geçen yazıda “Türk kime derler” diye sormuş ve Türklük tanımındaki muğlâklığın sebepleri üzerinde durmuştum. Bu yazıda kısaca da olsa Türklük ile Müslümanlık arasında varolduğu düşünülen özdeşliği tartışmak istiyorum. “Türklük İslam’la eşdeğerdir: Bir Arnavut’a veya Boşnak’a hangi dindensin diye sorsanız, size ‘elhamdülillah Türk’üm’ diye karşılık verir ” diyenler var. Böylelerine verilecek cevap şudur: Elhak doğrudur ancak bu sadece ‘gâvurlar’ için böyle olmuştur. Yani gayrimüslim muhatapların nazarında böyle bir özdeşlik sözkonusu olabilir. Kürtler için ise durum farklıdır: Kürtler Müslüman’dır ve onlar için Türklük ile Müslümanlık aynı şey değildir.

Türklük ile Müslümanlığın aynı şey olduğu yolundaki algı sadece Türklerin gayrimüslim düşmanla savaştığı coğrafyalarda oluşmuş bir zandır ve bunun Müslüman olan muhataplar için hiçbir bağlayıcılığı yoktur.

Türklerin Müslüman olma zorunluluğu, sadece tek taraflı bir gerektirme olabilir. Müslüman’ın Türk olma zorunluluğu yoktur. Bu özdeşlikten dolayı, Müslümanlık belki Türklerin başına kakılabilir ama Müslümanların başına Türklük kakılamaz.

Onun için “ben Müslüman’ım” niyetine “ben Türk’üm” diyenler benim nazarımda kendine karşı Müslüman olmaktansa, gâvura karşı Türk olmayı seçenlerdir.

Türk’ün gâvura nispetle Müslüman anlamında Türklüğü, Kürd’ün Türk’e nispetle Kürtlüğünden üstün görülmemelidir. Çünkü Müslüman’a milliyet olarak yeten şey İslam’dır, Türklük değil. Müslümanlığın içine girdiğiniz an eğer hâlâ Türk kalmakta ısrar ediyorsanız, Kürd’ün Kürtlüğüne Müslümanlık adına itiraz ve müdahale etme hakkınız kalmaz. Kürd’e Müslümanlık lehine Kürtlüğü terketme çağrısı yapmak kandırmacadan başka bir şey değildir.

Evet, Türkler İslam’ın ordusu olabilir. Fakat “küffara karşı savaşan Müslüman’a Türk denir ” diyenler, her Müslüman’ın Türk olması gerektiğini varsaymakla yanlış yapıyorlar. Bu insanların İslamcılıklarının nihayetinde Türkçülüğe evrilmesi bu açıdan son derece mantıklıdır. Dedikleri haktır: Türkler İslam’ın ordusudur. Fakat İslam’da bir toplumun tamamı asker olmak zorunda mıdır? Var mı öyle bir hüküm? Kürtler asker değil sivil bir millet olarak İslam dairesi içinde hayatlarını sürdürebilirler.

Bediüzzaman hiçbir zaman Kürtlere madem Müslüman’sınız, o hâlde Türk’sünüz veya Türk olun demedi.

Bediüzzaman hiçbir zaman Müslümanlara (dindar Türklere) bakın siz Türk’sünüz demedi.

Bediüzzaman sadece Türkçülere bakın siz Müslüman’sınız dedi. Yani İslam’ı Türklüğün dışına çıkartmak suretiyle Türklük dava eden bir kesime karşı dedi ki:

Türkçülük yaparsanız, Müslümanlıktan kaçamazsınız. Eğer Türkçülük yapacaksanız bu ancak Müslümancılık olabilir. Çünkü Türklüğün (gâvurlarla kapışmaktan kaynaklanan) şartlarından birincisi Müslüman olmaktır.

Fakat Müslüman olmanın şartları arasında Türk olmak yoktur. Buna iyi bir delil Kürtlerdir, Araplardır, İranlılardır, Amerikalılardır, Senegallilerdir.

Türklükten çıkan Türk’e karşı hissedilen kaygıların Türklükten çıkan Kürt için sözkonusu edilmesi son derece yanlıştır. Zira Kürtler, İslam’ın içinde, Türklüğün dışında bir yerdeler.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.