'TÜRKİYE SURİYE KÜRTLERİYLE GİZLİ ANLAŞMA YAPABİLİR'
Andrey İsaev
05 Ağustos 2017 Cumartesi 10:52
Rusya medyası Türkiye ile ilgili konularda yoğun bir mesai içinde. FETÖ operasyonları, Suriye ve Irak’taki Kürt bölgeleri, turizm ve ressam Ayvazovski haftanın öne çıkan başlıkları…
Tsargrad TV’ye konuşan Jeopolitik Analiz Merkezi Müdürü Valeriy Korovin, Erdoğan’ın yürüttüğü siyaseti yorumladı.
Uzmana göre 15 Temmuz’dan sonra FETÖ’cüleri sert yaptırımlarla köşeye sıkıştırarak durumunu güçlendiren Erdoğan, bu sefer “Gülenci hücreler” tarafından “ölüm yaşam mücadelesi” ile karşı karşıya gelebilir. “Gülenci hücreler”in, Erdoğan’ı destekleyen çoğunluğa başını eğmek veya “çok sert yöntemlere” başvurarak durumu eskiye çevirmekten başka çaresi yok.
Korovin, bu bağlamda ikinci darbe girişimini, ülke genelinde lokal gerginlik “ocakları” veya “Gülenci hücreler”in iktidar, ordu ve polise girdiğini hesaba katarak bir sessiz komployu bekleyebiliriz, dedi.
FETÖ çıkışını Batı’nın yürüttüğü örtülü politikaya bağlayan uzman, hem Türkiye’nin, hem başka ülkelerin Batı’ya doğru attığı her adımın milli egemenlik yitirmesine yol açtığını iddia ederek “Türkiye’nin varlığını, devletini, kültürünü ve medeniyetini korumak isteyen Erdoğan’ın, Amerikan, Gülenci ve İslamcı şebekeleri tahrip edip ülkeyi Rusya ve diğer Avrasya ülkelerine yönlendirmekten başka çaresi yok”, dedi. Valery Korovin “Gülenci hücreler”i yenmek için Erdoğan, geniş koalisyona ve özellikle “Temmuz 2016’da darbecilere karşı canlı duvar oluşturan Atatürkçülere” dayanarak “milli hükümet” kurmak zorunda olduğunu savunuyor.
Türk-Rus ilişkilere değinen Korovin, Batı ile ilişkilerin normale döneceğine “bilinçaltında hala inanan” Erdoğan hem Batı hem Rusya’ya karşı hile yapmaya devam ediyor. Halbuki Korovin’e göre Türk lideri, “ikili oyun oynamayı, iki sandalyede birden oturmaya çalışmayı bırakmalı ve hem siyasi elitle devleti hem de jeopolitik oluşum olarak Türkiy’enin kendisini koruyabilmek için” Rusya ile çok yönlü bir şekilde yakınlaşmalı.
Korovin’e göre bugün dünyanın her devletinin güvenliği sadece ve sadece Rusya ile ittifak yapmaktan geçiyor. Korovin röportajını bitirirken, bugüne kadar görüş ve yaklaşımlarını defalarca değiştiren Erdoğan’ın, “komplike bir siyasetçi” olma özeliğini korumakla beraber ABD’nin organize ettiği darbe girişimi sonucunda kazandığı tecrübe ve siyasi bilgelik sayesinde daha istikrarlı ve öngörülebilir, Batı’dan uzak durmak gerektiğini anlayan bir lider olma yolunda olduğunu iddia ediyor.
TÜRKİYE BÜTÜN KÜRTLERE DÜŞMAN OLMADIĞINI GÖSTERMEYE ÇALIŞIYOR
Gazeta.ru Türkiye’nin, “Kürtlere düşman olmadığını göstermeye çalıştığını” yazdı. “Kürt medyası”nı kaynak gösteren gazete muhabiri Amaliya Zatari, Kobane’nin içine 20 metre kadar ilerleyen TSK’nin, YPG’den uyarı aldıktan sonra geri çekildiğini iddia etti. Öte yandan ANF News de Türkiye’nin sınır boyunca asker ve ağır silah yerleştirdiğini bildirdi.
Gazeta.ru’nun röportaj yaptığı Çağdaş Türkiye Araştırma Merkezi uzmanlarından Yuriy Mavaşov, “Bilgimiz eksik olduğu için TSK’nın Suriye’de yeni saldırıya geçtiğini söyleyemeyiz. Saldırı olsa bile TSK’nin Kobani’de varlığı kalıcı olmaz, Türkler sadece Kürtleri püskürtmeye bakmıyor, onların amacı, asgari az tehlikeli, hatta partner olabilecek Kürt grupları ile temasa geçmektir” dedi.
Mavaşov, ileride de “yerli halktan en küçük destek bile görmeyen Türkiye”nin söz konusu bölgeyi kontrol altına alamayacağını, dolayısıyla ‘kendisinin Kürtlere düşman olmadığını göstermeye çalışarak Suriye Kürtleriyle gizli anlaşma yapmayı tercih edeceği’ tezini dile getiriyor.
REFERANDUMDAN ABD VE İRAN DA RAHATSIZ
EADaily ajansı, Irak Kürdistanı’nda 25 Eylül’de yapılacak referandumun, Bağdat’ın yanı sıra ABD ve İran’a da rahatsızlık verdiğini yazıyor. Hatta Arap medyasının öne sürdüğü habere göre İran ordusu bölgeye girmeye hazırlanıyor.
Ajansın haberine göre referanduma katılması öngörülen bölgeleri kontrol altına alan Kürtler, Musul operasyonu zarfında 30 bine yakın kayıp veren Bağdat ordusu ve onu destekleyen İran yanlısı Şii milisleri eski gücüne kavuşmadan bağımsızlığını ilan etmekte acele ediyor.
2005’te Irak Kürdistanı’nda yapılan referandum sonucunda katılanların yüzde 99’unun bağımsızlığa “Evet” dediğini hatırlatan ajans, 12 sene sonra bu oranın yüzde 80’ini aşmayacağını, bunun da KDP’ye büyük darbe indireceğini öngörüyor. Yapılan analize göre, bundan üç yıl önce Washington’un baskısı ile, adeta uçurum kenarına gelen Bağdat hükümetinin başarısızlığından faydalanmaktan vazgeçen Kürt liderleri, bu sefer Irak’ın artık birleşik bir devlet olmadığı konusunda ABD’yi ikna etmeye çalışacak.
ABD, BAĞDAT YÖNETİMİNİN TAHRAN’A YANAŞMASINDAN KORKUYOR
Bu gelişmeler karşısında Amerika da zor durumda. Şöyle ki Kürtler ve Irak’ta iktidarda olan Şiiler tamamen “boşanırlarsa” Bağdat’ın Tahran’ın kucağına oturması kaçınılmaz görünüyor.
Kommersant gazetesi okuyucularına, Pew Research Institute’ün dünya çapında yaptığı araştırmaya dayanarak Rusya’dan en çok çekinen ülkeler listesini sundu.
Birincilik, kayıtsız şartsız Polonya’ya ait. Ankete katılan Polonya vatandaşlarının yüzde 68’i kendi ülkesine Rusya’nın en büyük tehlike oluşturduğunu söylerken, Türklerin yüzde 54’ü, Ürdünlülerin yüzde 49’u, Amerikalıların ve İspanyolların yüzde 47’si, Korelilerin yüzde 46’sı, Fransızların yüzde 45’i ve İngilizlerin ile Japonların 43’ü Rusya’dan rahatsız olduklarını dile getirmiş.
TÜRKİYE’YE GİDEN TURİSTLERE TERÖR UYARISI
Rusya Federal Turizm Ajansı (Rosturizm), Türkiye gibi sıcak iklim ülkelerine tatile gelen Rusya vatandaşlarını sıhhi problemleri konusunda uyarırken Rusya Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’de ve özellikle güneydoğu bölgesinde terör tehlikesinin hâlâ yüksek olduğunu açıkladı. Bakanlığa göre İstanbul ve Ankara “yüksek terör riskini taşıyan” şehirler arasında yer alıyor.
Bunun yanısıra bakanlık İstanbul, İzmir ve Antalya’da turistleri dolandırıcılık, hırsızlık, soygun, şantaj, tecavüz ve öldürme ihtimaline karşı tedbirli olmaya çağırdı.
AYVAZOVSKİ 200 YAŞINDA
Rus medyasında, ülkenin en ünlü deniz ve savaş ressamı İvan Ayvazovski (Ovaness Ayvazyan)’ın 200. doğum yıldönümü münasebetiyle ressamı anlatan yazılar yayınlanıyor.
Kırım’ın Feodosya (Kaffa) şehrinde dünyaya gelen Ayvazovski, özellikle denizde fırtına konulu trajik ve romantik resimlerle ün kazanmıştı. Çar I. Nikolay tarafından asalet ödülü verilen sanatçı, Rusya Bahriye Ressamı olmasına rağmen Padişah Abdülaziz’in verdiği sipariş üzerine İstanbul’da 30 tablo çizdi. Bu tabloların çoğu Dolmabahçe Sarayı’nda bulunuyor.
En son 2016’da Moskova’da düzenlenen kapsamlı Ayvazovski sergisi 101 gün zarfında 600 bin ziyaretçi çekti.
Yaşlı ressamı Kırım’daki evinde ziyaret eden Anton Çehov, not defterine şöyle yazmıştı: “Karakterinde general, papaz, ressam, Ermeni, naif bir dede ve Otello kaynaşmış gibi. Genç ve çok güzel karısını adeta demir eldivenle tutuyor… Puşkin’in arkadaşı idi ama Puşkin’i okumamış. Zaten hayatta okuduğu tek bir kitap yok. Ona kitap okutmaya çalışanlara, ‘Benim kendi fikirlerim varken buna gerek yok’ der”.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.