22 Aralık 2024
  • İstanbul7°C
  • Diyarbakır-1°C
  • Ankara4°C
  • İzmir10°C
  • Berlin7°C

TRUMP DİKİŞ TUTMAZ

Aslı Aydıntaşbaş

11 Haziran 2017 Pazar 13:19

Gazetecilik şansı diye bir şey vardır.

Şansa bak. Kız kardeşim ve yeğenlerimi ziyaret için geldiğim New York’ta tarihi bir ana tanıklık etmek fırsatım oldu. Geçen hafta FBI Başkanı James Comey, Kongre’ye ifade verdi. 

Olayı tarihi yapan, Comey’in ifadesinin açık bir biçimde ABD Başkanı DonaldTrump’a yönelik muhtemel bir ‘soruşturmanın’ mihenk taşlarını döşemesiydi. Trump artık iktidarda kalsa dahi ‘yaşayan ölü’ konumunda. Bundan sonra kendisine yönelik soruşturma ağının daralmasını izleyecek. Bütün enerjisi bu konuya gidecek. Sağındakiler ve solundakiler sürekli özel savcıdan gelecek telefonun tedirginliğiyle yaşayacak. Bürokrasi, Beyaz Saray’ın arkasından dolanmaya başlayacak ve kaşla göz arasında 4 yıl bitecek. 

Eğer FBI’ın Rusya soruşturması derinleşir ve Trump suçlu bulunursa, görevden indirilme ihtimali var. Ama daha büyük olasılık, 4 yılı ‘topal ördek’ olarak ite kaka tamamlaması ve ABD tarihinin en hafif sıklet başkanı olarak 4 yıl sonunda tarihin çöp sepetini boylaması. 

Bakalım. 

Buradaki olayı hızlıca özetleyelim. Trump’ın işten attığı FBI direktörü Comey, perşembe günü Kongre’de saatlerce milletvekillerinin karşısına geçip detaylı sorularını yanıtladı. Trump’ın kendisini bir akşam yemeğine davet ederek ‘sadakat’ istediğini, ayrıca bir skandal sonucu istifa eden eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn’ın Rusya’yla ilişkisine dair soruşturmayı bırakmasını istediğini söyledi. Şubat ayında bir akşam yemeğinde Trump, odadaki herkesi çıkardıktan sonra FBI direktörüne ‘Flynn iyi adam. Umarım artık bu işi bırakırsın’ demiş. FBI direktörü, başkanın devam eden bir soruşturmaya bu şekilde müdahale etme çabasından son derece rahatsız olup görüşmeyi bir not olarak yazmış ve üst düzey yöneticilerine göndermiş. 

Gerisi, tam anlamıyla bir derin devlet mücadelesi. 

Buradaki suç, ‘yargıya müdahale’. Yani aslında bizim ülkemizde alelade günlük bir pratik haline gelen durum, normal demokrasilerde suç. Hani vardı ya derslerde öğrendiğimiz ancak sonra gözümüzün önünde lime lime olan ‘kuvvetler ayrımı’... İşte konu, Trump’ın ‘yargıya müdahaleye’ yeltenip yeltenmediği... 

Bu, Amerikalılar için hafif bir suç değil. ABD Başkanı Richard Nixon devam eden bir yargı sürecine müdahale ettiği için istifa etmek zorunda kalmıştı. Bill Clinton’ın başkanlığı adeta Kongre tarafından düşürüldü. Monica Lewinsky skandalında bir stajyerle seks yapmakla değil, bu konuda yargıya ‘yalan söylemekle’ suçlanmıştı. Neresinden bakarsanız bakın, yargıya müdahale normal bir demokraside ‘ağır’ bir suç. Müdahaleyi yapanın yüksek rakımlı mevkide olması, suçu hafifletmiyor, tam tersine ağırlaştırıyor. 

Canlı yayında FBI direktörünü dinlerken aklıma bizim TBMM darbe komisyonunun ne kadar önemli bir konuda nasıl tarihi bir fırsatı kaçırdığı geldi. Komisyon, kimseyi tatmin etmeyen düşük profilli bir süreç götürdü. Genelkurmay ve MİT başkanlarından zar zor yazılı açıklama aldı. Bir konuyu aydınlatmak için bir fırsat olabilirdi; başaramadı. 

Ama zaten bizim Meclisimizle ABD Kongresi’ni karşılaştırmak abes olur. Bizimkinde milletvekillerinin büyük bölümü, kendi yetkilerini azaltan bir referandum için canhıraş biçimde çalıştılar. Burada milletvekili kendisini Beyaz Saray’la neredeyse eşit görüyor. Kamu adına Beyaz Saray’ı ve yönetimi denetleme işi yapıyor. 

Normal demokrasilerde olması gereken de bu.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.