04 Aralık 2024
  • İstanbul8°C
  • Diyarbakır5°C
  • Ankara4°C
  • İzmir11°C
  • Berlin5°C

‘TERÖR’

Murat Belge

18 Ekim 2015 Pazar 04:28

Her gün incir çekirdeği doldurmayacak sorunlar üstüne kızışkın kavgalar, ağız dalaşları. Bol miktarda da yalan dolan. Ortamı gergin tutmak gerekiyor. Gerilim için yakıt bulmak gerekiyor. Söylenen şey doğru mu, yanlış mı, orası önemli değil.

Ahmet Hakan programında Kürt avukatın “PKK’ya ‘terör örgütü’ gözüyle bakmamalı” mealinde konuşmasına imkân vermiş ya da bunu yerinde cezalandırmamış ya da bu sözü desteklemiş… İşte bir kampanya fırsatı. Hem bunu ortaya atıp yandaşlarınızı da işin içine çekerseniz birkaç gün önceki saldırının da aslında haklı olduğunu kanıtlamış olursunuz.

Şu “terör” kavramı. Bu kavramın nesnel bir karşılığı, bir tanımı hâlâ yok. Olmamasının baş nedeni Amerika. Çeşitli nedenlerle bunun uluslararası hukukta geçerli bir kavram olmasını engelledi. Ama öyle olmasa da, “terör” kavramını tanımlamak güç, belki de imkânsız bir şey, çünkü sonuç olarak öznel bir kelime. Olan olaydan çok, bizim o olaya karşı tepkimizi anlatmaya yarıyor. Ama –bu da böyle kavgaların kaçınılmaz bir özelliği– son derece “nesnel” bir olguymuş gibi tartışıyoruz.

Terör” kelimesi çok merkezde. Başka birçok kelimenin kullanımını da etkiliyor. Siz falanca örgüte “terörist” demişseniz, o örgütün militanlarına da “gerilla” demeyeceksiniz; “eşkıya” ya da “terörist” ya da “anarşist”, o günün havasına göre “kötülük” anlatan bir ad bulacaksınız. Derken, Cumhurbaşkanı gibi, “İslâmi terör” lafını veto edeceksiniz. Neden? “Müslüman terör yapmaz.” Nasıl yapmaz? “Yapmaz, Müslüman yaptıysa o iş haklıdır, ‘terör’ sayılmaz.” IŞİD ne yapıyor? “Ha, onlar zaten Müslüman değil. Onlara zaten IŞİD de demeyeceksiniz.” Ya? “DAEŞ diyeceksiniz.

Bütün bu lakırdıların “nesnel” denecek bir tarafı var mı?

Aslında IŞİD’e “terörist” denmesi de umurumda değil. IŞİD’in neler yaptığını okuyoruz, izliyoruz. İnsanların kafalarına, içine ve dışına, insanlığın kültür mirası tarihî kentlere ve başka her şeye tavırlarını biliyoruz. Bunlar varken bir de “terörist” desek ne oyacak, demesek ne olacak? Hattâ “terörist” demek, işledikleri korkunç suçları hafifletiyor bile.

Hayat devamlı akıyor, aktıkça her şey değişiyor. Bilmem kaç yıl bağırıyorsunuz: “Teröristbaşı”. Böyle bir “rütbe” icat ediyorsunuz. Gün geliyor, bu politikayı değiştirmenin daha doğru olacağını düşünüyorsunuz. Nasıl değişecek? O güne kadar “Teröristbaşı” dediğiniz adamla oturup konuşmadan olmaz. Oturup konuşuyorsunuz. “Ben ‘Teröristbaşı’yla anlaştım, bu iş oldu” diyemezsiniz. Gene birtakım “kutsallıklar” içeren yeni kelimeler bulmalısınız. Sizin bu politikanızı doğru bulmayanlar olacaktır, her zaman olur. Onlar bağıracak: “Teröristbaşıyla müzakereye oturdun!” Siz diyeceksiniz: “Bu davada ‘Barış Süreci’ni açıyorum. Barış isteyen halkıma müjde!

Kelimeler!

Kelimeler duygu yüklenecek, insan düşüncesinin yapısı böyle. “Terörizm”i tanımlayın. “Sivilleri öldüren teröristtir” deyin, örneğin. Bir ev bastınız, çatışmada bir de sivil öldü. “Gerillalar” bunu haykıracak, “Terörist devlet!” Veya geçenlerde olduğu gibi, evinde basıp bir polisi öldürdünüz. Devlet bağıracak: “Adamı pijamasıyla öldürdüler! Teröristler!” Örgüt bağıracak: “O adam işkenceciydi, şucuydu, bucuydu!

Dünyada laf bol. İnsanlarda istedikleri anda istedikleri lafı bulma yeteneğinin de sonu yok.

Savaş”, örneğin. Normal olarak insanda sevimli düşünceler uyandırmasını beklemeyeceğimiz bir kelime, bir kavram. “Haklı savaş” diyorsunuz, kavram birdenbire kutsallık kazanıyor.

Savaşı, insanların birbirini boğazlamayı çare olarak görmesine yol açan somut durumları engellememiz ve “insan hayatı”na değişik bir gözle bakmaya başlamamız gerekiyor. Burada “terör” gibi kavramların bir faydası yok, boşuna tartışmayı uzattığı için muhtemelen zararı var.

Ama mugalata kolaydır, “sonuç alır” gibi de görünür.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.