14 Haziran 2025
  • İstanbul24°C
  • Diyarbakır37°C
  • Ankara28°C
  • İzmir34°C
  • Berlin30°C

TEHDİTLER KABAK TADI VERDİ

Gülay Göktürk

07 Eylül 2013 Cumartesi 08:46

Cemil Bayık'ın gün aşırı çıkıp "Çekilmeyi durdururuz", "Çekilenleri geri göndeririz, tekrar savaşırız" türü tehditler savurması artık kabak tadı verdi.

Ne yapıyorlar, akılları sıra hükümet üzerinde baskı kurmaya mı çalışıyorlar? İyi polis-kötü polis oyunu mu oynuyorlar?

Bayık'ın üst perdeden savurduğu tehdidin hemen arkasından Demirtaş yine bir tevil açıklaması yapmış...

Ama ne fayda... Çözüm olacak diye ödü kopan bütün gazeteler Demirtaş'ın değil, Bayık'ın sözlerini manşete çekmişler.

Sadece öfkelendiriyor

Bu tehditleri savuranların niyeti, bu yolla iktidar üzerinde baskı kurmaksa seçtikleri yolun tam tersi sonuçlar verdiğini bir an önce görseler iyi olur.

Zira bu tehditler, açılıma zaten zar zor ikna edilmiş -ya da hâlâ edilmeye çalışılan- geniş milliyetçi-muhafazakâr kitleler üzerinde tersi bir etki yapıyor. Onların korkup "Aman ne olur şu reformları bir an önce yapın, yoksa yine silaha sarılacaklar" diye hükümete baskı yapmasına yol açmıyor. Tam tersine gururlarını incitiyor ve öfkelendiriyor; "Çekilmezseniz çekilmeyin, geri gelecekseniz gelin, hodri meydan" psikolojisine sokuyor.

Ayrıca her tehdit, sürecin başından bu yana "reformları PKK'yla pazarlık sonucu değil, Kürt halkının talebini karşılamak için" yaptığını ve yapacağını söyleyen hükümeti daha da kilitliyor; adım atacağı varsa da atamaz hale getiriyor.

Geri gelseler ne olacak?

İkinci ihtimal, Bayık ve şürekâsının reformlar için baskı filan diye bir derdi olmaması; amaçlarının zaten gönülsüz bir şekilde boyun eğmek zorunda kaldıkları çözüm sürecini sabote edip bitirmek olması...
O zaman da bu şahinlere şu soruyu sormak gerekir:

Peki PKK'lıları geri göndereceksiniz de ne olacak?

Gelip Türkiye'de kurtarılmış bölge mi kuracaklar? Kurabilecek olsalardı 30 yılda kurmazlar mıydı zaten?..

Gelip, ana dilde eğitim hakkını silah gücüyle mi alacaklar? Alabilselerdi 30 yılda almazlar mıydı zaten?
Hayır, bunların hiçbiri olmayacak. Her şey kaldığı yerden devam edecek... O gönderdikleriniz ortalama üç yıl içinde kara toprağa girecekler. Tabii birçok asker de... Suriye faktörü belki biraz güçlendirecek elinizi ama sonucu değiştirmeyecek. Türkiye belki beş yıl daha, on yıl daha savaşacak ama ne bölgedeki Kürtler'in çoğunluğu ne de Türk halkı silahlı bir emrivakiye teslim olacak. PKK'nın Güneydoğu'da çoğunluğun iradesine aykırı bir şekilde feodal-despot bir beylik kurmasına izin vermeyecek.

Kestirme yol yok

O zaman tekrar süreci başlatan o ilk cümleye dönüp, "silahların miadını doldurmasının" ne demek olduğunu daha sağlam kavramaya çalışmamız gerekiyor.

Silahın miadını doldurması, bundan böyle Kürtler'in kendi bölgelerinde yönetime daha çok katılabilecekleri, ana dillerinde eğitim hakkına kavuşabilecekleri bir rejimin ancak demokratik siyasi mücadele yoluyla kurulabileceğini idrak etmek demektir.

Bir başka deyişle, bugün hâlâ "ana dilde eğitim olmaz" diye kestirip atan iktidar yarın "olur" noktasına gelecekse ancak Kürt'üyle, Türk'üyle; muhafazakârı ve liberaliyle Türkiye'nin bütün demokrat potansiyeli ana dilde eğitim haktır diye bastırdığı zaman gelecek. Gülen Hareketi bu talebe sahip çıktıkça; Ahmet Taşgetiren, Hilal Kaplan, Ali Bulaç gibi isimlerin ana dilde eğitimi savunan yazıları muhafazakâr-milliyetçi tabanı dönüştürdükçe, hükümet tabandaki bu dönüşümü görüp cesaretlendikçe gerçekleşecek bu reformlar.

"Kestirme" bir yol yok... Kestirme bir yol olsaydı, zaten bugün çözüm sürecini konuşuyor olmazdık.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
  • Nadir07 Eylül 2013 Cumartesi 13:06Demokrasi

    Kürtler Demokratlaştı talepleri insani ama demokratlaşamayan kim acaba.. çok acı ve zor geliyor demokrasi gereği yaşamak kürtlerinde demokratik hakları olacağı için muhafazakar sünni türk kesimler demokrasi talebinden vazgeçecekler ve komşumun 2 gözü çıksın davasındalar ...gezi parkında yaşananları anımsayalım direnişçilere şiddet uygulanırken neredeyse keşke kürtler direnseydide rahat rahat dövseydik olacaktı az daha İnsan olmaktan başka çaremiz yok Elhamdülillah müslümanız, türküz devlet olarak şuyuz buyuz diye kimliklendirirseniz kendinizi zor...Gülay hanım

    Beğendim (0)Beğenmedim (0)Yanıtla
  • IDOEREN07 Eylül 2013 Cumartesi 13:32HEY ALLAHIM

    Türkiye"de her kes kürdlerin hak hukukunu türklerin hasasiyetine indirgiyor.
    Bu türklerin meselesi halkiniza bu kadar yalan söylemeseydiniz, ve bunu düzeltmekte yine sizin gibilerine kaliyor biz kürd"lere degil.

    Siz kürdlere akil vereceginize hükümetinize aki verin ikide bir cikip türk hasasiyeti falan filan gibi kürdleri alakadar etmeyen bahaneler siralamayin

    Beğendim (0)Beğenmedim (0)Yanıtla
  • sabri ayçiçek07 Eylül 2013 Cumartesi 10:26Dolaşan tez varır!

    Yazının özü bir atasözümüzde var:Dolaşan tez varır!

    Beğendim (0)Beğenmedim (0)Yanıtla
  • Dervis07 Eylül 2013 Cumartesi 11:25Gasp

    Bir halkin yillaca gasp ettiginiz haklarini hemen vereceksiniz.Bunun himi cimi yok.Dunyada bunun bir benzeri daha var mi.

    Beğendim (0)Beğenmedim (0)Yanıtla
  • Deniz Tuna07 Eylül 2013 Cumartesi 18:29Asil kabak tadi veren sensin ya

    Gülay Göktürk'e bir seyler yazmak bile abes. Her dönemin insanı. tatlı su demokratı. Kim iktidar olursa ona 'demokrat.' Sadece kürtlere demokrat olamıyor bir türlü. Üstün ulus ya, Kürtler beğenmiyor hiçbir şekilde. Zaten kürtler hiçbir şey bilmez. Siyaset, diplomasi kürtlerin neyine! onu Gülay gibilere bırakmak gerek. Ama işte kendi dediği gibi Gülay ve benzerleri hakiki kabak tati veriyorlar ya. Yeter artik bi gidin ya!..

    Beğendim (0)Beğenmedim (0)Yanıtla

loading