TEHDİT
Ahmet Altan-
27 Ekim 2010 Çarşamba 12:37
Hrant Dink, öldürüleceğini herhalde ilk olarak İstanbul Vilayeti’ne çağrılıp, Vali Muavini’nin odasında biri kadın iki “kişi” tarafından tehdit edildiğinde hissetmişti.
Niye tehdit etmişlerdi Dink’i?
“İlk kadın pilot” olan ve Dersim’i bombalamaya gönüllü yazılan Sabiha Gökçen’in Ermeni asıllı olduğunu söylediği için.
Dün MİT bir açıklama yaparak, Dink’i tehdit eden iki kişinin “MİT görevlisi” olduğunu itiraf etti.
MİT görevlileri, “Gökçen’in Ermeni asıllı olduğunu söylemesinin halkta infial yarattığı konusunda uyarmışlar” Dink’i.
Gökçen, Ermeni asıllı mı?
Evet.
Eee, bu niye “infial yaratsın” bu toplumda?
Dersim’in bombalanması, insanların öldürülmesi infial yaratmıyor da, Gökçen’in Ermeni olması infial yaratıyor.
Bu konudan MİT’e ne?
Niye gidip bir yazarı tehdit ediyor?
MİT’in görevi bu mu?
Üstelik MİT’in tehdit ettiği bir insan, devletle kuvvetli bağları olduğu anlaşılan bir çete tarafından vurularak öldürülüyor.
MİT tarafından tehdit edilen bir yazarın daha sonra sokak ortasında vurulması “infial” yaratmıyor mu?
“Hayır, yaratmıyor” bizim devlete göre.
Gökçen’in Ermeni olması infial yaratıyor.
Katillerin palyaço kılığında dolaştığı, vahşetin gülünçleştiği kanlı bir filme benziyor bu ülkede hayat.
Devletin, bir insana kızma nedenine bakın, “niye gerçeği açıklıyorsun” diye kızıyor.
Gökçen’in zavallı insanları öldürmeye “gönüllü” olmasıyla övünüp, onun Ermeni asıllı olmasından gocunan bir anlayışları var.
Adam öldürmek gurur verici, Ermeni olmak utandırıcı.
Utandırıcı olan adam öldürmektir, Ermeni olmak değil.
Ama bunu bizim devlete anlatmak ne zor.
Dün Taha Akyol, Metin Toker’in anlatımına dayanarak İttihatçı Cavit Bey’in ölümüyle ilgili bir olayı yazmıştı.
İzmir Suikastı nedeniyle Cavit Bey idama mahkûm olunca, “asmayalım, Avrupalılar ayağa kalkar, dünyada büyük tepki olur” demişler Atatürk’e.
Atatürk, şöyle demiş:
“Bir asın bakalım, ne olacak.”
Kimse bu cümleden gocunmuyor.
Asmak, öldürmek, bombalamak, parçalamak bizim devlete ayıp gelmiyor.
Bu devletin içindeki adamların kafasındaki “Türk”ün nasıl bir şey olduğunu çok merak ediyorum bazen, cellât mıyız biz,katil miyiz, en övündüğümüz özelliğimiz insanları öldürmek mi?
Harikulade mimarlar, müthiş taş ustaları, derinlikli müzisyenler yetiştiren Ermeni ırkından olmayı“aşağılayıcı” buluyorlar, o kadar aşağılayıcı buluyorlar ki, bir “Türk’ün” Ermeni asıllı olduğunu söyleyen adamı önce tehdit edip, sonra da öldürtüyorlar.
Ermenilerin, Kürtlerin, Rumların, Moğolların olduğu bir yarımadaya geliyoruz bin yıl önce ve onların arasından, aslında hiçbir ilişkimiz olmayan Moğolları kendimize “ata” olarak seçiyoruz, diğerlerini küçümsüyoruz.
Çünkü Moğollar, çok kanlı savaşlar yapıp, çok gaddarca adam öldürebiliyorlar.
Biz de onları çok beğeniyoruz.
Dink, Gökçen’in atalarının Moğol olduğunu söyleseydi, öldürülür müydü?
Hayır.
Mimar ya da müzisyen ata istemiyoruz, vahşi atalar istiyoruz çünkü.
Bu devletin aklı böyle çalışıyor.
Sonra da o devletin Genelkurmay Başkanlığı’na “fuhuş” baskını yapılıyor.
Bu cumhuriyet, çok garip bir devlet kurdu, çok tuhaf bir “Türk” profili yarattı.
Devleti de, onun Türk “algısını” da değiştirmemiz gerekiyor.
Neyse ki bir şeyler değişiyor devletin içinde, MİT’in dünkü itirafı da bir şeylerin “olumlu” yönde değiştiğini gösteriyor.
Umuyorum bir zaman sonra “insan öldürmenin” ayıp bir şey olduğunu, bunun övünülecek bir yanı bulunmadığını anlayacağız.
Mimar Ermenilerle kan bağımızın bulunmasının, geçtikleri yerde “taş üstünde taş” bırakmayan o eski Moğollarla akraba olmaktan daha övünç verici olduğunu kavrayacağız.
Gökçen’in Ermeni olmasından değil, onun Ermeni olduğunu söyledi diye birini öldürtmekten utanmamız gerektiğini öğreneceğiz.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.