21 Kasım 2024
  • İstanbul7°C
  • Diyarbakır9°C
  • Ankara13°C
  • İzmir18°C
  • Berlin1°C

TARAF’IN MİSYONUNU İTİRAF EDİYORUM

Demiray Oral

17 Aralık 2012 Pazartesi 08:21

Sene 2007, mevsim sonbahardı.

Gazeteci bir arkadaşım aradı, kendisi hayatını Atatürk ilkeleriyle savaşmaya adamış, bölücü, irticacı, liberal, solcu ve cemaatçi bir şahsiyetti.

Soros’un adamlarına dağıttığı özel kriptolu hattan konuşmaya başladık.

Sevinçle anlatmaya başladı, “Ahmet Altan, Alev Er ve Yasemin Çongar TSK ile Atatürkçü şahsiyet ve kurumları bitirmek, memleketi parçalayıp Kürt devleti yaratmak, kalan parçaya da şeriat getirmek için bir gazete çıkaracaklar” dedi.

Göbek atmaktan fırsat bulduğum anda “aman aman pek sevindim” diyebildim.

Emperyalist çevrelerden beslenen bütün gazetecilerin şu anda gazetenin Kadıköy’deki yerine akın ettiğini, benim de gitmemi söyledi.

Telaşlı bir sevinç içinde hemen yola çıktım.

Kapıdan girince daha önce vatan hainliği amaçlı çeşitli nümayişlerden tanıdığım birkaç gazeteciye rastlayıp Ahmet Altan ve Alev Er’in odasını sordum.

Odaya çıktığımda Ahmet Altan yalnızdı, bana neden geldiğimi sordu. Çıkacak gazetede çalışmak istediğimi falan geveledim.

Yüzüme bakıp, “Ee başka” dedi.

Hepsi bu, deyince kapıyı gösterdi.

Tam kapıdan çıkarken Alev Er’le karşılaştım, beni daha önceden tanıyordu ve iş görüşmemin ters gittiğini anlayınca bana gizli AB, ABD, Soros, cemaat dövmemi Ahmet Altan’a göstermemi öğütledi.

Ben de gizli dövmemi saklamak amacıyla uzattığım saçlarımı toplayıp ensemdeki işareti gösterdim.

Bunun üzerine Ahmet Altan hemen dolabından bir Fransız kırmızı şarabı çıkarıp ikram etti ve kadeh tokuştururken “Seni köşe yazarı yaptım” dedi.

Tam, peki para nereden gelecek diyecek oldum ki kapıdan içeri eş tarafından CIA ajanı olan Yasemin Çongar girdi. Sorumu o cevapladı: “Cumhuriyeti yıkana tadar mecburen sefilleri oynuyor numarası yapacağız ama merak etme, memleketteki her şeyi sattırıp ihalelerden komisyon alacağız, ayrıca bütün dış mihraklardan cukkalanacağız.”

O esnada duvardaki plazma ekranda Soros belirince içim iyice rahatladı. Onları Soros’la baş başa bırakıp haber merkezine indim ki gazetenin kapısında bir kargaşa yaşandığını fark ettim.

Elinde kocaman valiziyle bir genç içeri girmek istiyor, güvenlikçiler izin vermiyordu. Kapıya yaklaşınca genç adamın “Misyon bu kapağın altındadır” diye bağırarak bavulu gösterdiğini gördüm.

Baktım onun da gözlerinde çağdaşlıktan tiksinen, ortaçağ karanlığına dönmek isteyen aynı ifade vardı, hemen içeri girmesine yardımcı oldum.

Bavulu bir dolaba kilitledikten sonra önce gazete olarak hep birlikte Sevr’i hortlatmak için kadeh kaldırdık, ardından Cuma namazına gittik...

O günden bu yana beş sene geçti.

Bu beş senede TSK ve Atatürkçü kurumlar hapı yuttu, Kürt devletinin eli kulağında, memleketin kalanını Cemaat ve AKP ele geçirdi.

Yani biz sağ, ABD, AB, Soros, Cemaat, PKK selamet.

Vaziyet böyle olunca, bizim cin gibi ulusal medya hemen keşfetti ya, “Taraf’ın misyonu bitti” malumunuz.

Biz de zaten geçen gün gazetede “Misyonumuz bitti, şimdi ne yapacağız” diye kös kös oturuyorduk, ki ekranda yine Soros belirdi.

Ve “Eğer kabul edersen Ahmet...” diye başlayan yeni bir görev verdi.

Konuşmanın tamamını duyamadım ama anladığım kadarıyla “Gelin Taraf’ı falanca yerde de çıkarın” deyip, parçalanacak yeni bir memleketi işaret etmiş.

O sebeple biz yeni misyonlarımız için bir yandan yeni yerlere yelken açıyoruz ama bir yandan da burada duruyoruz.

Zaten Ahmet Abi de giderken “Serv’i hortlatmadan peşimden gelmek yok” diye tembihledi. Hem sizi alçaklığın medyasal tarihiyle baş başa bırakır mıyız hiç...

***

Taraf için istek parça
: Sözlerimi geri alamam/ Yazdığımı yeniden yazamam/ Çaldığımı baştan çalamam/ Bir daha geri dönemem

Akıyorsa gözyaşım kurumasın/ Coşup seven gönlümse durmasın/ Dost bildik anılarım çağırmasın/ Bir daha geri dönemem...
(Bulutsuzluk Özlemi)

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.