30 Ekim 2024
  • İstanbul16°C
  • Diyarbakır14°C
  • Ankara10°C
  • İzmir19°C
  • Berlin14°C

TAM SİYASET KOŞULLARI

Ali Bayramoğlu

13 Temmuz 2011 Çarşamba 08:29

CHP sonunda yemin ederek Meclis'e döndü. CHP'nin bir süredir devam eden "garip tavrı" üzerine söylenecek elbet pek çok şey var.

Ama uzatmayalım. Siyasi alanı terk etmesine yol açan, sonuç alamayacağı bir hamle yapan CHP yönetimi sonunda doğru bir iş yaptı diyelim.

Zira, yeni dönemin beklentileri yeni ve sivil bir anayasanın hazırlanması ve Kürt sorununun çözümü, ancak demokrasinin olmazsa olmaz unsurlarından birisi olan "tam siyaset koşulları" içinde gerçekleşir.

Zira önemli olan yeni döneme ilişkin beklentiler itibariyle siyasetin, siyaset etrafındaki uzlaşmanın önünün açılmasıdır. Siyasi parti liderleri önceki gün Meclis'te tavırlarını ortaya koyarken diğer partileri sert bir dille eleştirseler de, sonuçta geldikleri noktayı, vurgularındaki diyalog beklentisini dikkate almak gerekir.

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, "Demokrasilerde muhalefet de iktidar kadar önemlidir..." sözleri ne denli önemliyse, Kılıçdaroğlu'nun "biz demokrasimizi yüceltmek istiyoruz, düşünce özgürlüğü olsun istiyoruz..." sözleri o kadar önemlidir.

Bilinenleri tekrarlasa da, CHP'nin kendi etrafında yarattığı krizin bir sonucu olsa da, yeni ve taze bir başlangıç açısından ortak deklarasyonda yazılanları, tüm itirazlarına ve sert çıkışlarına rağmen Başbakan'ın deklarasyon metnini imzalayarak krizi çözme iradesi göstermesini önemsemek gerekir.

Özü şu deklarasyonun:

"Halkın egemenliği ve milletin iradesi, seçilmiş ve vekâlet verilmiş milletvekilleri aracılığı ile TBMM'de hayata geçirilir. Tüm siyasi partilerin ve milletvekillerinin, milletimizin kendilerine verdiği bu onurlu görevi yerine getirmeleri için TBMM'de olmaları gerektiğine inanıyoruz. 12 Haziran seçimleri sonrasında bazı milletvekillerinin yemin etmeyerek yasama faaliyetlerine katılmamaları eksikliktir. Siyasi partiler sorunların çözümü için TBMM zemininde olmalıdır. Bu inançla, Anayasa dâhil tüm mevzuatın, hukukun üstünlüğü çerçevesinde ve kuvvetler ayrılığı ilkesi dikkate alınarak, özgürlükleri genişletici bir anlayışla yorumlanması ve uygulanması gerektiğine inanıyoruz..."

Bu deklarasyonu yeni dönemin ilk uzlaşma metni kabul etmekte fayda var.

CHP yeni dönemde bu vesileyle siyasetin içine dönme, üstelik söz verdiği demokratik hamleleri gerçekleştirme imkânı bulacaktır, CHP açısından mutabakat böyle bir işlev yerine getirecektir.

AK Parti'nin ise üzerinde tek parti olma yükü kalkacak, özellikle angaje olduğu yeni anayasa konusunda yol alma imkânları genişleyecektir.

Yeni anayasa hazırlanmasıyla ilgili olarak pekçok yorumcu BDP'nin rolüne ve önemine işaret etse de gerçekçi olmak gerekirse, bu konuda belirleyici olan siyasi iktidar ve ana muhalefet partisinin işbirliği ve mutabakatıdır...

Bu yolun en azından bugün itibariyle açıldığını söyleyebiliriz...

Geriye BDP'lilerin boykotu kalıyor...

BDP önemli bir siyasi parti, buna hiç şüphe yok, Kürt sorununu, daha doğrusu Kürt siyasi hareketini temsil ediyor.

Kürt siyasi hareketi ve Kürt sorunu arasındaki ilişkilerin seyri Türkiye için son derece önemlidir.

Bu seyrin siyaset ve diyalog ağırlıklı ya da şiddet veya gerginlik ağırlıklı iki ayrı güzergâhı var.

Kürt sorunu çözüm yoluna girecekse, siyaset yolu, özellikle Meclis'te diyalog açık olmalı ve kalmalıdır.

Ve benzer bir ara yol BDP ve AK parti arasında bulunmalıdır...

O zaman yeni başlangıç gerçekten tam siyaset koşullarında olacaktır...

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.