22 Kasım 2024
  • İstanbul7°C
  • Diyarbakır6°C
  • Ankara12°C
  • İzmir17°C
  • Berlin1°C

SURİYELİ GÖÇMENLER KARDEŞİMİZDİR

Roni Margulies

15 Eylül 2012 Cumartesi 01:17

Balyoz davasının 103. duruşmasını geçenlerde kalabalık bir CHP heyeti izlemiş.

Bir konuşma yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan şöyle demiş:

“Hatay’da daha iki gün önce gördük, Özgür Suriye Ordusu’nun militanlarına misafirhaneler açılıyor. Özgür Suriye Ordusu’nun militanları eğitim kamplarında, misafirhanelerde eğitilip ağırlanıyor. Özgür Türk ordusunun subayları da esir kamplarında, Silivri toplama kamplarında esir ediliyor.”

Memlekette sosyal demokrasinin ve solun hâl-i pür melalini dört kısa cümlede bu kadar özlü bir şekilde özetleyebilmek önemli bir başarı.

Asker sevgisi, darbeci taraftarlığı, milliyetçilik, sahte antiemperyalizm, yabancı düşmanlığı ve ırkçılık... Bütün bunları, 38 kelimeye sığdırmak ciddi bir dil ustalığı gerektirir. Tebrik ederim!

Öte yandan, Türkiye’de solcu olmayan herkese çok acıyorum.

Bülent Bey gibileri tarafından fena hâlde kandırılıyorlar.

On yıldır izliyorlar. Ve zannediyorlar ki, “Solculuk nasıl bir şeydir” sorusunun cevabı şöyle:

Solcu dediğin Atatürk hayranıdır, siyasî hattını Genelkurmay’a bakarak belirler, Müslümanlar hükümet olacağına askerler olsun diye düşünür, Ergenekon diye bir örgütlenme olmadığına inanır, darbe planı yapanları kahraman olarak görür, İlker Başbuğ’un Amerikan emperyalizmine karşı savaşan bir vatansever olduğunu savunur, LAV silahını boru zanneder.

Türkiye’de solcu olmayan herkes geçtiğimiz on yılda bunlara ikna oldu.

CHP’ye ve ondan pek farkı olmayan küçük “sol” örgütlere bakınca ikna olmamak mümkün değil zaten.

Ben bile olacaktım neredeyse.

“Milliyetçi değilim, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni sevmem, ırkçılıktan nefret ederim, kimsenin dindarlığı, başörtüsü filan beni ilgilendirmez, ben ne biçim sosyalistim? Acaba ben mi yanılıyorum?”
diye kuşkuya kapıldım.

Ama hayır, yanılmıyorum.

Türkiye’de geniş bir kesimin “solculuk” zannettiği şey hiçbir anlamda solculuk değil.

Olmadığını, şu geçtiğimiz haftalarda Suriye olayları bir kez daha kanıtladı.

Pek çok açıdan kanıtladı, ama ben çok basit ve çok temel iki açıya değinmek istiyorum.

Biri, genel olarak Arap devrimleri karşısındaki tavır. Diğeri, Suriyeli göçmenlere karşı tavır.

Sosyalist olmak bazen çok ayrıntılı, çok karmaşık, teorik, taktik tartışmalar gerektirir.

Ama çok zaman hiç de karmaşık değildir. Hiç tartışma gerektirmeyecek kadar basittir.

Bir ülkede, ülkeyi silah ve baskı yoluyla onyıllarca yöneten bir diktatör varsa ve o ülkenin halkı o diktatöre karşı ayaklanırsa, bir sosyalist diktatöre karşı halkı destekler.

Bu kadar basit.

Diktatör kimmiş, halk kimlerden oluşuyormuş, kim nerede ne yapmış, hangi yöntemler nasıl kullanılıyormuş, dışarıdan kimler müdahale etmeye çalışıyormuş, ayaklananlar hangi dine inanıyor veya inanmıyormuş... Hiç fark etmez.

Diktatör devrildikten sonra ne olacakmış, Müslümanlar veya Budistler iktidara gelebilirmiş, biz Müslümanları veya Budistleri severmişiz veya sevmezmişiz... Hiç fark etmez.

Tunus’ta da, Mısır’da da, Yemen’de de, Bahreyn’de de ve Suriye’de de, bir sosyalist önce ve basitçe diktatöre karşı halkı destekler.

Sosyalist olduğunu iddia eden bir kişi bu ülkelerde halka karşı diktatörü destekliyorsa, bunu ya Arapları küçük gördüğü için yapıyordur, ırkçıdır; ya Müslümanlardan nefret ettiği için yapıyordur, İslamofobiktir; ya da Esed gibilerinin antiemperyalist olduğunu düşündüğü için yapıyordur, aptaldır.

Birkaç yıl önce Şam’a gitmiştim. Sınır girişinde koca bir tabelada Arapça, Fransızca ve İngilizce olarak “Esed’in Suriye’sine hoş geldiniz” yazıyordu. Babasının çiftliği sanki!

Ve şimdi bu çiftlikte hayvan gibi yaşamayı reddeden halkı mı destekleyeceğim, yoksa bu halkı binlercesiyle, onbinlercesiyle katleden diktatörü mü?

Daha basit bir soru düşünemiyorum doğrusu.

Bir de şu soru var: Savaştan ve ölümden kaçan, evlerini terketmeye zorlanan, yaklaşan kış koşullarında çadırlarda yaşayan onbinlerce sığınmacı hakkında bir sosyalist ne der, ne yapar?

Kim olduklarını, hangi siyasete veya dine inandıklarını mı araştırır, yoksa yardım etmek için seferber mi olur?

Suriyeli sığınmacılar hakkında ırkçılık yapan, 80.000 kişiyi El Kaide militanı olmakla suçlayan, Hatay’a gidip gösteriler düzenleyenler “sosyalist” olabilir mi? İnsan bile oldukları kuşkulu bence.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.