19 Mayıs 2024
  • İstanbul19°C
  • Diyarbakır24°C
  • Ankara20°C
  • İzmir25°C
  • Berlin19°C

SURİYE ORTADOĞU'YU DEĞİŞTİRECEK

Doğu Ergil

28 Ocak 2014 Salı 09:47

Suriye'ye barış getirmesi öngörülen görüşmeler (Cenevre 2) geçen hafta İsviçre'nin Montrö kentinde başladı. Başta İran da davetliler arasındaydı. Ama Suriye muhalefetinin (Suriye Ulusal Koalisyonu) itirazı ve ABD'nin çözüm için bir geçiş hükümeti kurulmasını Tahran'a ön şart olarak dayatması İran'ın geri çekilmesine neden oldu.

Washington'ın İran'a ilişkin (nükleer silahlanma dışında) üç temel kaygısı var: 1-Geliştirdiği ittifaklarla İran, bölgesel ve uluslararası etki alanını genişletme eğiliminde. Şimdiye kadar bunlar ABD karşıtıydı. 2- İran, Suriye'deki çatışmalara doğrudan Devrim Muhafızları'na bağlı Kudüs Birlikleri ve Basij milisleri; dolaylı olarak Lübnan'ın Hizbullah savaşçıları aracılığıyla müdahale ediyor. 3- İran'ın Doğu Akdeniz'de artan nüfuzundan ABD'nin Arap müttefikleri ve İsrail tedirginler. ABD, etkinliğini ve inandırıcılığını korumak için bu kaygıları yönetmek durumunda.

Uç beyliği gibi davranıyor

Üstelik İran'ın Suriye'deki etkisi sadece kendi gücünden kaynaklanmıyor. Esed rejimini ayakta tutan en önemli etmen Rusya'nın doğrudan ve İran üzerinden Şam'a sağladığı destek. Her iki ülke de Ortadoğu'da kendi çıkarlarını gerçekleştirmek ve bu bölgede Batı ile rekabetlerinde Suriye'yi bir 'uç beyliği' olarak kullanma eğilimindeler.

İran'ın Suriye'yi nüfuz alanına katması, bu ülkenin ve genelde Şii etkisinin Körfez bölgesine yayılması demek. Bu durumdan tedirginlik duyan Suudi Arabistan, Kuveyt ve Katar gibi ülkeler Suriye'de rejimle savaşan Sünni isyancılara destek vermeye başladılar. Bölgede kendisine liderlik fırsatı doğduğuna inanan Türkiye yönetimi de bu halkaya katıldı. Ne var ki Suriye muhalif güçlerinin bir bölümünün, tamamıyla kendi gündemlerine bağlı uluslararası cihatçılar olduğu anlaşıldı. Suriye muhalefetine giden yardımlardan yararlanan bu topluluğun kendi siyasi örgütlerini kurması üzerine Suriye iç savaşı kanlı bir curcunaya dönüştü.

Acımasız bir totaliter diktatörlüğe karşı, özgürlükçü ve seküler bir isyan olarak başlayan başkaldırı, iç ve dış güçlerin kapıştığı mezhepçi bir kıyıma dönüştü. İpin ucu kaçıp hiçbir gücün kontrolü sağlayamayacağı anlaşılınca İran ve ABD kendilerini aynı düşmanla karşı karşıya buldular. "Irak ve Şam (Levant) İslam Devleti" gibi adlar altında örgütlenen Sünni cihatçılar ve El Kaide ile ilişkili örgütler sadece Suriye'de değil, hem İran'ın hem de İran'ın himayesindeki Irak'ta da egemenlik alanları (kurtarılmış bölgeler) oluşturmak istiyorlar.

Lübnan’da iç savaş endişesi

Bu cihatçı grupların Irak'ta çok miktarda bulunan silah karşılığında Suriye'de militan yetiştirip Irak'a gönderdikleri, eğittiklerinin bir bölümünü de Suriye iç savaşında cepheye sürdükleri rapor ediliyor. Bu militanların gücü ve güveni o kadar arttı ki Lübnan'da Hizbullah liderlerine suikast düzenlemekten, hatta Beyrut'ta İran Sefareti'ne saldırmaktan çekinmiyorlar. Bu durum, Lübnan'da uzun yıllar süren iç savaşı yeniden başlatabilir. Tüm bu gelişmeler şu ana kadar karşı kamplarda bulunan İran ile ABD'yi ortak güvenlik kaygıları nedeniyle yaklaştırmış bulunuyor.

Bu durumun yol açacağı ortak politikalar ve eylem programları, Ortadoğu'da bütün dengeleri değiştirebilir. Çatışmaları soğutmak, anlaşmazlıkları gidermek giderek önem kazanacak.

Kürt sorununda hâlâ kalıcı bir barış/çözüm üretememiş ve Suriye iç savaşına bir biçimde bulaşmış olan Türkiye bu yeni duruma ayak uyduracak dış politika uyarlamalarını yapmak durumunda. Hele Sünni-Şii fay hattında artan gerilimde taraf olmaktan kesinle kaçınmak gerekir. Sınır aşan TIR'lardan, Irak Bölgesel Kürt Yönetimi'yle Bağdat'la inatlaşarak yapılan enerji anlaşmalarına kadar bir dizi risk içeren konu yeniden değerlendirilmeli. Ama önce içerideki kavga sona ermeli. Yoksa "dış güçlerin yıkıcı etkisinden" söz etmemizin inandırıcı bir yanı olmaz.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.