SURİYE-IRAK: GELİŞMELER VE ÖNGÖRÜLER
Aydın Selcen
18 Ocak 2017 Çarşamba 00:38
IŞİD, Nusra ve Suriye’nin cihatçı direnişi için 2017 son perdenin açıldığı yol olacak. Ancak kısaltmadaki “D” devlet için olsa bile IŞİD devlet değil. Dolayısıyla, varkalması görece kolay. Yeteri kadar dayak yedikten sonra bir marka ve yeraltı örgütü olarak varlığını sürdürebilir. Bununla birlikte, sahadaki gelişmelere bakmak ve sahayla salonu yan yana koymak diplomatik öngörü bakımından yararlı bir egzersiz olacaktır.
Suriye’de başkent Şam’ın içme suyu kaynağı Barada Vadisi’nde içine mazot dökülerek zehirlendi. Bunun üzerine Suriye ordusu, Hizbullah ve Rusya desteğiyle harekat başlattı. Dört yıldır girilemeyen bazı yerleşim birimleri kurtarıldı. Eşanlı olarak, Rusya hava bombardımanını Hatay’a sınırdaş Idlip’e yoğunlaştırdı. Beklendiği üzere, Idlip’in Doğu Halep’e benzer biçimde geri alınmasına çalışılıyor.
Rakka’ya yönelik koalisyon destekli omurgasını YPG’nin oluşturduğu SDG harekatında da yerleşim merkezinin çevrelenmesi sürüyor. Batıda Thawra Barajı’nı alan SDG Fırat’ın Gazabı komuta merkezinden yapılan 16 Ocak tarihli son duyuruda Rakka halkına yerel konseylerinin kurarak idareyi devralmaya hazırlanmaları çağrısında bulunuldu.
Irak’ta ise Musul’a yönelik harekatta, kentin ortasından geçen Dicle nehrinin sol (yani Doğu) yakası tamamen IŞİD’den kurtarıldı. Geniş bir yerleşkeye yayılan Musul Üniversitesi’ne girilerek bina bina IŞİD’le çatışmaya devam ediliyor. Son olarak IŞİD üniversitenin kütüphanesini ateşe verdi.
Başbakan Yıldırım’ın Bağdat-Erbil ziyareti öncesinde, IKB Başbakanı Neçirvan Barzani, PKK’yı Şengal’den (Arapça Sincar) çekilmesi aksi takdirde güç kullanılacağı yönünde uyarmıştı. Yıldırım’ın ziyaretinin ardından Irak Başbakanı Abadi ise Irak güvenlik kuvvetlerinin PKK ile Şengal’de çatışmayacağını belirtti. O arada, KDP peşmergesiyle Şengal’de konuşlu PKK/HPG unsurları arasında silahlı çatışmaya varan bazı sürtüşmelerin başladığı Ezidi kaynaklarınca duyuruldu.
Vaşington’da Trump kabinesinin Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, Savunma Bakanı James Mattis ve CIA Direktörü Mike Pompeo’nun senatoda kabul oturumları yapıldı. Bunların içeriklerinin okunmasından, Trump dönemindeki –deyim yerindeyse- birinci, ikinci ve üçüncü önceliğin IŞİD’le en etkin biçimde mücadele olacağı öngörüsü pekişti. Senato’nun kıdemli üyesi ve Askeri İşler Komitesi Başkanı John McCain’in “bölgesel düzenin bozulduğu ve IŞİD’in de bu düzensizliğin bi semptomu olduğu” saptaması da o bağlamda kayda geçirildi.
Her üç yöneticinin yaptığı açıklamalardan Trump döneminde de ABD’nin Suriye ve Irak’ta yürütülen IŞİD karşıtı askeri harekatlarda başta İncirlik olmak üzere Türkiye’nin sunduğu stratejik olanakların ve jeopolitik konumunun değerini bilerek Ankara’yla işleyen ilişkileri sürdüreceği anlaşılıyor. Aynı şekilde yeni dönemde Savunma Bakanı Mattis ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Flynn hatta yine ordu kökenli bir isim Pompeo’nun CIA’in başına getirilmesinden, ABD Suriye-Irak siyasetinde merkezi ağırlığın Pentagon’da olmayı sürdüreceği de belli.
ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı CENTCOM’un, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın’ın tepkisini de çeken son açıklamasından da teyiden görüleceği üzere ABD PYD/YPG’nin PKK bağlantısını zoraki görmezden gelmeye devam edecek. Zira öncelik IŞİD’le mücadele ve IŞİD’le sahada mücadele eden başat unsur YPG. Bu durumun salona yani Suriye’de siyasi geçiş ve ülkenin alacağı yönetim şekli bakımından etkisi ne olacak, onu kestirmek için ise henüz vakit erken.
Rusya, Hmeymim Hava Üssü’nde ikinci pisti de onarmaya başladı. Tartus Deniz Üssü’nde de genişleme çalışmalarını devam ettiriyor. S-400 destekli hava savunma sistemleri yerli yerinde. Rusya’nın ayrıca PYD temsilcilerini Hmeymim’e davet ederek Suriye’nin geleceği üzerine hükümet ile uzlaşı konusunda arabuluculuk yaptığı haberleri de medyaya yansıdı. Bu arada, Suriye Başbakanı Khamis (bu yazının yazıldığı) 17 Ocak Salı günü Tahran’da olacak.
Bu arka plan önünde Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Türkiye’nin “Suriye ve Irak’ta makas değiştirdiğini” açıkladı; Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu da Ankara’nın “başından beri ABD’nin Astana sürecinde yer alması gerektiğini” savunduğunu. Buna karşılık, Nisan-Mayıs aylarında PKK’ye yönelik bir kara harekatı olasılığının güçlü biçimde masada olduğu da belli.
IŞİD ve PKK’yı aynı kokteyle veya torbaya atma inadı, Suriye ve Irak’ta Kürtlerin özyönetim taleplerine taban tabana zıt yaklaşımlar, (Reina saldırganı canlı ele geçirilmiş olsa da) IŞİD’in Bab’ta son dönemde durakladığı anlaşılan Fırat Kalkanı harekatına yurt içinde verebileceği asimetrik tepkilerin ve o hengamede bir de anayasa referandumunun gündemde olmasının Ankara siyasetine ve Ankara-Vaşington ilişkilerine etkisini ise izleyeceğiz.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.