22 Kasım 2024
  • İstanbul7°C
  • Diyarbakır8°C
  • Ankara12°C
  • İzmir18°C
  • Berlin0°C

SÜRECİ BULANDIRMA OYUNLARI BAŞLADI…

Hüseyin Gülerce

01 Mart 2013 Cuma 07:31

Üç kişilik BDP heyetinin İmralı’da PKK lideri Öcalan’la yaptığı görüşmenin tutanakları kısmen yayınlanıyor. Heyetteki milletvekillerinin de açıklamaları var. Dikkatleri çeken birkaç husus bulunuyor. 

Tıpkı Balyoz ve Ergenekon davalarında olduğu gibi “iyi saatte olsunlar” yine rol kapıyorlar. Bilgi kirliliği, başka yerlere saptırma, kafa karıştırma, sulandırma, bulandırma adına yine yalanlar, dolanlar, hedef saptırmalar devrede… İmralı’da hiç konuşulmayanlar, sanki konuşulmuş gibi yazılıp, anlatılıyor. Eğer bunlar, kendine istihbaratçı süsü verenlerin numarası değil de, MİT’ten sızıyorsa, hükümetin bunları engellememesi halinde yeni Habur skandalına herkes hazır olsun… 

İkincisi, Abdullah Öcalan’ın ifadeleri… 14 yıldır hücre hapsinde olan birinin bütün analizleri, fikirleri, görüşleri tek doğru gibi okunursa, barış sürecini başka taraflara çekmeye çalışanların ekmeğine yağ sürülür.

Hep hatırlatıyoruz. Vesayet sistemi denilen statüko, bu ülkedeki en organize hukuk dışı yapıdır. Yüzyıllık bir yapıdır. Birkaç yargılama, tutuklama ile bugünden yarına bu yapı ortadan kalkmaz. Yüzyıllık yapının; ülkenin önemli kurumlarında, medyada, büyük sermaye içinde, bürokraside, akademi, fikir ve sanat dünyasında iyi yetiştirilmiş, kilit noktalarda görev yapan elemanları var. Ayrıca taşeron terör örgütlerini istedikleri gibi yönlendiriyor, kullanıyorlar. Asırlık tecrübeleri ile siyasetçiye nasıl oyun oynanacağını, güçlü iken nasıl, zayıflayınca, zaaf geçirince nasıl davranacaklarını biliyorlar. Türkçesi, bunlarda oyun çok. 

Bir acı gerçeği hatırlatayım. AK Parti, 3 Kasım 2002’de iktidara geldi. Öcalan, İmralı’da bu iktidar döneminde, on yıl boyunca askerlerin kontrolünde oldu. 2004’ten itibaren dağ kadrolarına İmralı’dan savaş talimatları, terör talimatları gönderdi. Hükümet bunları önleyemedi. Çünkü bugünkü gibi inisiyatif sahibi değildi. Derin yapı, AK Parti iktidarını yıpratmak için PKK terörünü yeniden keşfetti. İmralı’da Öcalan’a; “bütün unsurları sınır dışına çıkarma, 500 kişi kalsın” diye nasihat eden generaller oldu. Terör, Öcalan’ın talimatlarıyla tırmandırılırken iktidarın eli kolu bağlıydı. 2007’deki kapatma davasına doğru, “AK Parti, terörle mücadelede başarısız oldu” algısı hazırlanıyordu. 

Onun için dikkat diyorum. Bu çözüm sürecinde oyun içinde oyun oynamak isteyenler hâlâ devrededir. Süreci sabote etmek için, barış yoluna provokasyon mayınları döşemek için vesayetin bütün adamları devreye girecektir. Bu süreçte en önemli şey üsluptur. Üslup yanlışları bir çuval inciri berbat edebilir. İşte gördük, İmralı’dan dönen BDP’li Buldan’ın ilk lafı, “devletin elinde de tutsaklar var…” herzesi oldu. Zihniyet değişmiyor ki; PKK-BDP kendini hâlâ devletle aynı ayarda görüyor. Yetmiyormuş gibi arkadan BDP Genel Başkanı’nın “eşit iki halkız” teranesi geldi. Halk diyorsan bu ülkede sadece Türkler ve Kürtler mi var? Hem bir arada yaşama iradesinden bahsedeceksiniz hem de “etle tırnak falan değiliz” diye afra tafra yapacaksınız… 

Mesele, iyi niyet ve zihniyet değişimidir. Doğru çözüm düzlemi de demokratikleşme, yeni sivil bir anayasadır. Ama unutmayalım ki, BDP Meclis’te, parti kapatmayı zorlaştıran maddeye karşı çıktı. 12 Eylül 2010 referandumunda boykot uygulayarak statükocuların, hayırcıların değirmenine su taşıdı. Çözüm sürecine evet. Evlat acılarıyla dağlanan bağrımıza taş basarak evet. Ama oyun oynamak isteyenler bilsinler ki, gözlerimiz üzerlerinde…