SÜREÇ ÖLÜMDEN ÇÖZÜME Mİ EVRİLECEK?
Günay Aslan
07 Kasım 2012 Çarşamba 07:23
Erdoğan, “açlık grevi yok, şov var” demişti ancak, önceki gün başkanlığını yaptığı Bakanlar Kurulu toplantısının en önemli gündem maddesi de açlık grevleriydi. Toplantı sonrası alınan kararları Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç açıkladı.
Arınç, anadilde savunma hakkının sağlanması amacıyla gerekli yasal düzenlemenin yapılacağını, anadilde eğitim için çalışmasının da hızlandırılacağını söyledi.
İmralı’daki tecridin kaldırılması ise Adalet Bakanı’nın inisiyatifindeydi. Bunun kararını bakanlık verecekti.
Arınç’a göre hükümet tutsakların üç talebinden ikisini karşılamış, birini de zamana bırakmıştı. Koşullara göre bu talep de karşılanabilirdi.
Arınç bunları açıkladıktan sonra, açlık grevlerinin sonlandırılması gerekdiğini belirtti ve sözlerini, “lütfen eyleme son verin” çağrısıyla bitirdi.
Arınç’ın hükümet kararlarını açıkladığı saatlerde BDP milletvekilleri de Meclis’te toplantı halindeydi. BDP Eşbaşkanı Demirtaş, iki gün önce diyalogla sonuç alınamaması halinde radikal eylem kararları alacaklarını söylemişti. Bu nedenle gözler BDP’ye çevrilmişti.
BDP’nin Meclis’te açlık grevi eylemi başlatacağı söyleniyordu. Toplantı sonrasında bu kararın açıklanacağı bekleniyordu.
Ancak, BDP toplantısının ardından CNN Türk’e konuşan DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk, hükümetin almış olduğu kararların önemli olduğunu, ortamı yumuşattığını ve bu durumda yeni bir değerlendirme yapacaklarını söyledi.
Dün yapılan haftalık grup toplantısında konuşan BDP Eşbaşkan Demirtaş da yeni gelişmelere dikkat çekti ve buna ilişkin önemli mesajlar verdi.
BDP’nin açlık grevi talimatı vermesinin söz konusu olmadığını söyleyen Demirtaş, tutsakların özgür iradelerine saygı gösterilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Ardından açlık grevi eyleminin Türkiye’nin yüzyıllık Kürt sorununun bir sonucu olduğunu belirtti ve sorunun çözümü yolunda ilerleme sağlanmadığı için bu tür sonuçların yaşandığını ifade etti.
Açlık grevlerinin ölümcül aşamaya gelmesinde Başbakanın tavrının etkili olduğunu da söyledi. Hükümetin önceki akşam almış olduğu kararların önemli olduğunu ancak, bunların altınının doldurulması gerektiğini belirten Demirtaş, son olarak “açlık grevlerinin bu hafta sonlanacağını umut ediyoruz” dedi.
Demirtaş grup toplantısında daha konuşurken bu kez de KCK açıklaması geldi.
KCK açıklamasında, “hareket olarak, şahadetlere yol açmadan, direnişin makul taleplerinin karşılık bulması temelinde sürdürülen eylemliliğin sonlanabileceğine inanıyoruz” ifadesine yer verilmişti.
Elbette bu açıklamanın hükümet kararlarının açıklanmasının ardından gelmesi dikkat çekiciydi.
KCK de gerilimin düşmesinden ve açlık grevlerinin uzlaşmayla sonuçlanmasından yana bir tutum izlemekteydi. Açıklama bunun ifadesiydi.
Tabii, henüz bu süreç başlamış, herşey bitmiş de değil. Zira, İmralı’nın kapıları açılmadan bu sürecin başlaması mümkün değil. Dolayısıyla şimdi gözler İmralı’ya çevrilmiş bulunuyor. Tutsakların da açlık grevini sonlandırmaları için oradan bir çağrı bekledikleri de biliniyor.
KCK de zaten buna işaret ediyor:
“Gelinen noktada sürecin iyileşmesi, ancak tahammül sınırlarını çoktan aşmış olan İmralı sisteminin aşılmasıyla mümkündür” diyor.
Kritik eşiğin bu şekilde aşılması ve bunun ardından da yeni bir müzakere sürecinin başlaması şimdilik mümkün görünüyor.
Geçen hafta Başbakan, “açlık grevi yok, şov var” diyordu. İnsanlar ölsün istiyordu. Böylece yeni bir çatışma sürecinin başlaması da kaçınılmaz görünüyordu.
Ancak, önceki günden bu yana süreç farklı gelişiyor. Gerilim düşüyor. insanların gün be gün ölüme yaklaştıkları, gelinen aşamada kalıcı ağır hasarlar aldıkları açlık grevlerinin her şeye rağmen uzlaşmayla sonuçlanması olası görünüyor.
Bunu olumlu ve önemli bulduğumu söylemem gerekiyor.
Olumludur zira, cezaevlerine müdahale etmek sorunu içinden çıkılamaz hale getirecek ve yeni bir çatışma sürecini tetikleyecek, bu da önümüzdeki yılların da çatışmayla geçmesi demekti.
Bunun yerine uzlaşma yolunun tercih edilmesi hem yeni acıların yaşanmasını önleyecek hem de gidişatı çözüm sürecine doğru evirecektir.
Önemlidir zira, baskıcı ve despotik AKP zihniyetinin direnişle geriletileceği ve ancak direniş sayesinde meşru hakların elde edilebileceği de gösterilmiştir.
Ayrıca içeride ve dışarıda çeşitli uluslardan dostların da katkılarıyla önemli direniş ve birlik mevzileri elde edilmiştir. Bu zemin gelecekte sorunun siyasal çözümü yolunda yapıcı ve yönlendirici işlev görecektir.
Son olarak; son sözü elbette tutsaklar söyleyecektir.
Koşullar ne olursa olsun, koşullara teslim olmadan direnişin mümkün olacağını ve sonuç alınacağını gösteren, çıplak bedenlerini namluya sürmüş tutsakların kararını beklemek gerekmektedir.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.