22 Aralık 2024
  • İstanbul7°C
  • Diyarbakır2°C
  • Ankara9°C
  • İzmir13°C
  • Berlin7°C

SINIR İHLALİ Mİ, SEÇİM MANEVRASI MI?

Aslı Aydıntaşbaş

24 Mart 2014 Pazartesi 08:53

Türkiye’nin Suriye’deki Türk toprağı olan Süleyman Şah Türbesi etrafındaki El Kaide güçlerine yönelik bir hava harekâtı yapacağı zaten son bir haftadır diplomasi kulislerinde dillendiril-mekteydi. Seçim öncesi operasyon beklentisi vardı.

Ama dün sınır ihlali yapan Suriye uçağının düşürülmesi sürpriz oldu.

Dün yaşanan olay, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir süredir dillendirdiği cinsten bir ”seçim manevrası” mı, yoksa Suriye sahiden olmadık bir zamanda Ankara’yı test etmeye kalktı ve boyunun ölçüsünü mü aldı? Bu soruyu yanıtlamak için, tam olarak ne olduğunu bilmemiz lazım...

TSK’dan dün yapılan açıklama, Suriye uçağının yaklaşık bir kilometrelik bir sınır ihlali yaptığı yolundaydı. Aslında Suriye’nin envanterindeki MIG’ler bir süredir sınırımıza kadar geliyor, ancak Türkiye anında uyarı gönderip F16’larını havalandırarak, Suriye uçaklarını püskürtüyordu. Genelkurmay, dün de benzer bir uyarı yapıldığını, ancak sınıra yaklaşan 2 Suriye uçağından birinin buna uymadığını söylüyor. (Suriye iki yıl önce F4 uçağımızı herhangi bir uyarı yapmadan Akdeniz’de füzeyle indirmişti.)

Sınır ihlalleri ciddidir. Dünkü olayda hukuken Türkiye haklıdır. Ben Ankara’nın seçim hesabıyla dahi olsa Suriye sınırlarının içinde kalan bir uçağı düşüreceğine ihtimal vermem.

Ancak siyasi planda hükümet TSK’ya Suriye uçaklarına ”müsamahasız” olunması yolunda bir talimat verdi mi, bunu bilemeyiz...

Gerçek şu ki bu coğrafyada seçime “muzaffer başkomutan” olarak giren liderler, yarışa rakiplerinin birkaç puan önünde başlar. Bunun en iyi örneği İsrail’dir. Bayılırlar seçim öncesi operasyon yapmaya. İsrail’de yapılan son 7 seçimden 5’inde sandıktan hemen önce büyük bir askeri operasyon olmuştur. Bu, Hamas’la gizlice anlaşıp mizansen bir roket saldırısı yaptıkları anlamına gelmez. Ama nedense liderler seçim öncesi güvenlik konusunda daha sert, daha tavizsiz oluverirler ve bu da güvenlik bürokrasisine “Yürüyün!” demekle eşdeğerdir... 

DÜNYA NE DER? 

Hemen belirteyim: Suriye uçağının düşmesi, Twitter’ın kapatılması kadar etki uyandırmaz. Dünya Ukrayna’yla ilgileniyor, Suriye’yi de unutmak istiyor. Ne NATO ne de Batı ülkelerinden mırıl mırıl birkaç söz dışında Türkiye lehine çok kuvvetli bir destek geleceğini sanmıyorum.

Neden? Birincisi uluslararası camia Suriye’de sıcak çatışma istemiyor. İkincisi, Gezi olaylarından bu yana Tayyip Erdoğan’ın Batı dünyasındaki imajı o kadar kötü ki, muhtemelen bu son olayı da kuşkuyla karşılar, Erdoğan’ın seçim öncesi güç gösterisi olarak yorumlarlar.

Gerçek şu ki Başbakan Twitter’ı kapatarak kendisine ve bu ülkeye hayal edemeyeceği kadar büyük zarar verdi. Artık dünyada baskıcı, özgürlük isteyen insanları biber gazı ve yasaklarla sindirmeye uğraşan bir otokrat olarak görülüyor. Ne hazin!

Erdoğan’ın toplumun bir kesiminde popüler olması, kurduğu düzenin “otoriter rejim” olduğu algısını değiştirmiyor. Bu yüzden de Ak Parti’nin dün Yenikapı’ya yığdığı kalabalık da Başbakan’ın tarihin yanlış cephesinde olduğu gerçeğini değiştirmiyor...

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.