23 Kasım 2024
  • İstanbul15°C
  • Diyarbakır12°C
  • Ankara13°C
  • İzmir20°C
  • Berlin1°C

SİLBAŞTAN

Ufuk Uras

08 Mayıs 2016 Pazar 08:49

DAVUTOĞLU’NUN istifası gündemi sarstı. Başbakan’ın “Kutsal davamız” retoriği işe yaramıyor. Siyasette kutsallığın, kutsal olanın siyasallaşmasının yanlış olduğunu üniversite hocası bile anlamıyorsa işimiz zor. Cumhurbaşkanı’nın yetkileriyle yetinmeyip alan genişletmeye çalışması cumhuriyet tarihinde hep kriz potansiyeli oldu. Hem “çok uyumluyuz” deyip ardından “çok başlılık olmaz” denilmesi de ayrı bir tuhaflık. Başbakana bile dokunulduğu günlerden geçiyoruz. Komisyondaki vandalizmi “destan yazdınız” diye destekleyip, “meclisin kapısının önünden geçemeyecekler” diyebilen Davutoğlu, aynı konuma düştü. Kendinizi Davutoğlu’nun yerine koyun, Avrupa Konseyi’nde konuşuyorsunuz, ama kanallar sizi değil de cumhurbaşkanın muhtarlarla olan toplantısını veriyor. AKP kendi içinde farklılığı tolere edemezken toplumdaki çeşitliliğe nasıl tahammül edecek? Giderek monolotik bir partiye dönüşüyorlar. 

Bir apartman yöneticisini bile değiştirmek için yönetim kurulunun çoğunluğunu ikna etmeniz gerekiyor. Başbakanı değiştirmek apartman yöneticisini değiştirmekten daha kolay oldu. Peki iktidarda koalisyon hükümeti olsaydı ne olacaktı? Cumhurbaşkanı’nın siyasi bir partinin iç işlerine müdahalesini kanıksamak doğru değil. Suriye’ye sıcak mücadelede kararlılık havası sezilirken, başkanlık sistemini tartışmadan başkumandanlık sistemiyle karşı karşıya kalabiliriz. Egemenlik başka bir iradeden emir almadan yasa yapmaksa, acaba cumhurbaşkanının dokunulmazlıkların kaldırılmasındaki ısrarlı tutumu yasamayı etkileme amacı taşımıyor mu?

Çift başlılığı ortadan kaldırmanın yolu, yaptım oldu siyaseti mi? Jean Poulhon, “Politikacılardan istediğim bir şey var, dünyayı değiştirsinler kabul ama, bunu yaparken işe gerçekleri değiştirmekten başlamasınlar.” diyordu. CNNTürk’te Şirin Payzın’ın programında dokunulmazlıkları ele alırken, hukukçusu, akademisyeni, siyasetçisinin mahkemenin vermesi gereken bir kararı kesin bir hüküm gibi dillendirebilmelerine itiraz ettim. Meclisteki utanç verici kavgalar, dokunulmazlıklar kalkmadan milletvekillerine dokunulabilindiğini gösterdi. Görüntülerde her şey ortada ama takım tutan fanatiklerin ruh hali olan bitenin çarpıtılmasına neden oluyor. Meclis toplumun barometresidir. Toplumsal şiddet eleştirilirken vekillerin şiddet uygulaması kabul edilemez. 

Şiddet politikası partilerin tabanlarını konsolide etmeye yönelik. 1994’de bile vekillere böyle saldırı olmamıştı. Dokunulmazlık üstüne bir vizyon geliştirme kaygısı yok. Dokunulmazlık siyaset yapma hakkını teminat altına alıyor, yolsuzluk yapmanın dokunulmazlığını değil. Hukuki hileyle Anayasa Mahkemesi’ne itiraz hakkını ortadan kaldırdıkları gibi, düzenleme geriye dönük uygulama imkânı sağlıyor. Hukuku askıya almayla yurttaşı Filistin askısına almak arasında bir fark yok. CHP’nin AKP’yi eleştirip komisyonda desteklemesi alıştığımız bir CHP klasiği oldu. Bu partide retorik, akıl yürütmenin yerini alıyor. 

53 aydınımızla vekillere sağduyu çağrısı yaparak, dokunulmazlıkların kaldırılmasının bu hukuka aykırı haliyle kabulüne hayır demeleri çağrısı yaptık. Bakarsınız 1 Mart tezkeresi benzeri bir sonuç elde edilir. Kürt sorununun çözümünün mahkemelerde görüldüğü, siyasi tasfiyeyle gerçekleştiği nerede görülmüş. Erdal İnönü’ye Kürt vekillerin SHP’den atılması için her türlü baskıyı yapan Baykal bile, şimdi çözüm yolu bu değil diyebiliyor. Milletvekillerini döverek, cezaevine atarak bir halkla barış, bir arada yaşam nasıl sağlanacak? Diyalog ve sağduyu çağrılarında ısrarcı olmaya devam etmeliyiz. (Yeni Yüzyıl)

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.