ŞENGAL DERSLERİ
Günay Aslan
25 Aralık 2014 Perşembe 04:30
Kürtler geçen hafta sonundan bu yana Şengal zaferini kutluyor, bunun haklı çoşkusunu yaşıyorlar.
HPG’si, YPG’si ve Peşmergesi’yle Kürt savunma güçlerinin ortak mücadelesiyle sağlanan zaferin çoskusu dalga dalga yayılıyor. Ancak zaferin kazanılmış olması yaşanan zorlu sürecin; yapılan hataların ve çekilen acıların unutulacağı anlamına gelmiyor. Aksine Kürtlere ağır bedeller ödeten süreçten gerekli derslerin çıkarılması gerekiyor.
Unutmmak gerekir ki; Kürtler Şengal'i nesnel ulusal çıkarlar yerine alışılagelmiş iktidar çıkarları yüzünden kaybettiler.
Ulusal bir refleksle hareket ettikleri; güçlerini birleştirme basireti gösterdikleri ve değişen bölgesel dengeleri iyi değerlendirdikleri için de geri aldılar.
Bu zaferin elde edilmesinde elbette en büyük pay Kürtlere aittir ancak, IŞİD’in bölgesel savaşı körüklemesiyle ortaya çıkan yeni dengelerin payını da unutmamak gerekiyor.
Hatırlayacaksınız; Hewlêr yönetiminin IŞİD meselesine iktidar ilişkileri içinden bakması Şengal’e felaketi getirmişti.
Hewlêr anlaşılmaz bir biçimde peşmergenin Şengal’i terk etmesine izin vermiş, kenti ve kentin kadim halkı Êzîdîleri kaderine terk etmiş, direnmesi gereken yerde geri çekilmişti.
Hewlêr sadece Şengal’i değil, Mahmur’u da gözden çıkarmıştı ve bunda Ürdün üzerinden yapılan pazarlıkların payı vardı.
Hewlêr, Musul karşılığında Kerkük almış, bu yüzden sessiz kalmıştı ancak, görünmeyen bir el de Bağdat’a yönelmesi gereken IŞİD’i onun üzerine salmıştı. IŞİD Hewlêr’in kapısına dayanmış, Kürtlerin özgürlük düşlerini kabusa çevirmek amacıyla kapsamlı bir işgal harekatı başlatmıştı.
Yönetimse Ürdün pazarlığına fazlasıyla bel bağlamış, gerekli önlemleri almamış ve hazırlıksız yakalanmıştı.
Hewlêr hayati tehdit altındaydı ve kendini bir türlü toparlayamıyordu. Askeri bürokrasi moralsizdi. Peşmerge savaşma kabiliyetini yitirmiş gibiydi. Halk ise panik içindeydi.
Şengal’de olduğu gibi Mahmur’da da IŞİD’e karşı sadece PKK savaşıyordu. Peşmerge etkili bir duruş sergileyemiyor, IŞİD’in ilerlemesini durduramıyordu.
Durum vahimdi. Sonunda bu duruma ilk müdahele eden Güney Kürdistan Başkanı Mesud Barzani oldu.
Barzani, hükümeti, parlamentoyu ve asker-sivil bürokrasiyi bir kenara çekti. Bütün ipleri elinde aldı. Önce içeride kapsamlı bir temizlik harekatı, sonra da yoğun bir diplomatik temas başlattı.
İçeride düzenleme yaparken de ilk iş olarak PKK’yi yanına aldı. IŞİD’in Mahmur’u ele geçirdiği gün Barzani, PKK’den yardım istedi. PKK onun talebi kabul etti ve böylece gerilla Mahmur’a doğru hareket etti.
Hewlêr ve Kerkük’ün savunması için yola çıkan gerilla gittiği her yerde çoşkuyla karşılandı. Gerillanın destansı direnişi sayesinde Mahmur’un IŞİD’ten temizlenmesi peşmergeye ilham verdi. Ayrıca bu gelişme güneyin iç dengelerinin Barzani’nin istediği doğrultuda değişmesine de hizmet etti.
Barzani askeri bürokrasiyi yeniden düzenledi ve savaşa hazır hale getirdi. İçeride bunlar olurken dışarıda da önemli gelişmeler yaşanmıştı. Barzani, Amerika’dan yardım istemişti ama, Amerika ona şartlı yardım etmişti.
Amerika, Hewlêr’in yönünü Ankara’dan alıp Bağdat’a çevirmişti. Kürtleri merkezi 'ulusal birlik' hükümetine katmış; petrol sevkiyatını Türkiye ile Irak arasında paylaştırmıştı.
Eskiden tamamı Türkiye üzerinden gönderilen Kürdistan petrolün yarısından fazlası artık Irak üzerinden gönderiliyordu.
Öte yandan Hewlêr’in tehdit altındaki günlerde Barzani Türkiye’nin de kapısını çalmış ancak, beklediğini alamamıştı.
(Barzani’nin 8 Ağustos gecesi Ankara'ya Erdoğan’la görüşmek amacıyla gittiği ancak, Erdoğan’ın iki gün sonra yapılacak Cuhmhurbaşkanlığı seçimlerini gerekçe göstererek onunla görüşmediği söyleniyor.)
IŞİD’in elindeki diplomatları nedeniyle Barzani’ye açık destek veremeyeceğini söyleyen Türkiye'nin yaptığı yardım baştan savma kabilinden yetersizdi. Ne var ki Barzani'nin Ankara’dan istediğini İran vermişti. Böylece dengeler bir kez daha değişmişti.
Ve şimdi bunun sonuçları alınıyor. Yakın zamana kadar Türkiye himayesinde bir Kürdistan isteyen Amerika şimdi İran ile Türkiye arasında 'tampon' bir Kürdistan'ı önceliyor.
Şengal’den Efrîn’e uzanan hattı da buraya dahil etmek istiyor. İran’ın da bunu desteklediği gözleniyor.
Durum şimdilik böyle görünüyor ama, bu değişmeyeceği ve yeni tehditlerin boy vermeyeceği anlamına da gelmiyor.
Dolayısıyla Kürtlerin Şengal zaferini Ulusal Kongre’yle taçlandırmaları ve her türlü olasılığıa karşı hazırlıklı olmaları gerekiyor.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.