SEÇİM SONUÇLARI ÜZERİNE

Geçen ay sürgündeki Kürt gazetecilerinin web sitesi www.kürdistan24.org’a yazdığım yazıda yerel seçimlere ilişkin tahmin yapmıştım.

AKP’nin yüzde 40’lar civarında oy alacağını, CHP-Cemaat blokunun umduğunu bulamayacağını, çevreden merkeze doğru yürüyen MHP’ninse yüzde 20’lik bir oyla seçimin galibi olacağını yazmıştım.

Kürdistan’da ise BDP’nin zafer kazanacağından emindim. Bunu iddia etmiştim.

Fakat başta Ankara olmak üzere bazı illerde MHP seçmeni CHP’ye oy verdi. Buna rağmen seçim MHP’nin merkeze entegre olma sürecini güçlendirdi. Bu parti yakın erimde merkeze ulaşacağa benziyor.

BDP’ye gelince; doğrusunu isterseniz BDP’nin AKP’yi hezimete uğratacağını ve tarihi bir zafer kazanacağını düşünüyordum.

Bu yüzden Şırnak, Hakkari, Van, Batman, Siirt, Dersim, Mardin, Amed, Ağrı, Bingöl, Bitlis, Ardahan, Iğdır ve Kars’ı alacağı, Urfa ve Muş’taysa zorlanacağı tahmininde bulunmuştum.

BDP’den tarihi bir zafer bekliyordum zira, siyasal konjöktür bunun için uygundu.

Bir yandan Türkiye’de derin bir devlet krizi yaşanıyor ve Türk siyasetini yıpratıyordu. Diğer yandan Rojava direnişi ve çözüm süreci muazzam sinerji yaratıyor, ulusal bilinç patlamaları yaşatıyordu.

Böylesi bir dönemde tarihi bir zafer mümkün görünüyordu.

Ancak olmadı. Hatta AKP -bu haliyle bile- BDP’yi zorladı. Elbette KCK operasyonlarına ve bin bir türlü soruna rağmen bu da bir başarıdır.

Elbette BDP bileğinin hakkıyla başarı kazanmıştır. Hem AKP’nin elinden bazı şehirleri almış hem de çözüm süreci ve özerkliğin inşaası talebini onaylatmıştır.

Ne var ki mevcut illere Ağrı, Mardin ve Bitlis’i katmıştır ama, kırsal kesimden gelen blok oylar olmamış olsaydı büyük şehirlerde durum değişebilirdi. Van, Mardin ve hatta Amed’i AKP ele geçirebilirdi.

Van, Mardin ve Amedíin ilçeleri ve köylerinden şehir merkezine giden blok oylar bu illerin BDP’nin elinde kalmasını sağladı. Büyükşehir olmamış olsalardı Muş’ta ve Bingöl’de yaşanan bu illerde yaşanabilirdi!

Oy dağılımı BDP’nin şehir merkezlerinden oy almakta zorlandığını gösteriyor. Toplum gibi legal siyaset anlayılışı da evrim geçirdi; şehirleşti ancak, BDP’ye hala en büyük desteği yoksul köylülük veriyor!

Yoksul köylülük olmadan BDP şehirlerde tutunamıyor. BDP’yi bunun üzerine düşünmeye ve şehirden yükselen tehlikeyi görmeye davet ediyorum!

Tabii bu yalnızca BDP’nin sorunu değil; bütün bileşenleriyle Kürt siyasetinin sorunu.

Siyasetimizin nesnel sürecin boyutlarını henüz kavramadığı, toplumsal dokumuzda ne tür değişimlerin yaşandığının tam olarak farkına varamadığı anlaşılıyor.

Oysa önümüzde sorunları, çatışmaları, çelişkileri, üretim ilişkileri, sosyo-ekonomik güçlenme talepleri, toplumsal eğilimleri ve beklentileriyle yeni bir Kürdistan duruyor.

Siyasetimizin bize yeni nesnel bir sürecin duyumlarını veren bu gelişmeleri görmesi ve yönlendirmesi gerekiyor.

Dolayısıyla Kürdistan’ı merkez alması ve burada ortaya çıkmış olan ulusal enerjiyi verimli kullanması; halkın sorunlarını çözecek ve halkı her an değişecek durumlara hazır hale getirecek nitelikli kurumlar yaratması gerekiyor.

Sadece tepkisellik, sadece söylem, sadece ajitasyon ve açıklama ortaya çıkan bu enerjiyi tüketmekten başka bir sonuç vermeyecektir. Kaldı ki AKP de bunun peşindedir!

AKP hem toplumsal sorunlardan beslenmekte hem de bunları kullanarak mücadeleyi içeriden çürütmeyi ve tüketmeyi hedeflemektedir.

Bizim orta sınıf kökenli siyasetçi sınıfımız bunun farkında değildir. Halk sorunlarına artık geçerli çözümler istemektedir. Seçimde bunun mesajını vermiştir.

BDP çürüme üreten ve halkı tüketen sosyo-ekonomik sorunların çözüleceği umudu ve güvenini yeteri düzeyde vermediği içindir ki seçmen sistemden elini çekmemiş; AKP’yi bir kenara itmemiştir. Bu ciddi bir tehlikedir!