22 Aralık 2024
  • İstanbul6°C
  • Diyarbakır0°C
  • Ankara4°C
  • İzmir10°C
  • Berlin6°C

SEÇİM SONRASI ORTALIK KARIŞABİLİR

Aslı Aydıntaşbaş

27 Kasım 2014 Perşembe 08:47

Felaket senaryolarına fazla prim vermem. En azından, bu tür senaryoları telaffuz etmem.

Ancak, nihayetinde hepimiz aynı gemideyiz. Bu yüzden de çok geç olmadan bazı meseleleri açıkça konuşmak, belki düzelebilir düşüncesiyle bazı kaygıları paylaşmakta fayda var.

Türkiye, 2015 seçimlerine de askeri darbe hükümetinin kurguladığı %10 barajıyla girecek. Hepimiz, bu barajın anti-demokratik ve gayri insani olduğunu kabul ediyoruz. Zamanında amacı, Kürtleri sistem dışında tutmaktı. Ama ne hikmetse son 12 yılda kimse barajı indirmek için adım atmadı.

Gel gör ki artık karşımızda yepyeni bir dünya var. Ve bu yeni dünya düzeninde, Kürtler, ”yükselen değer.” Gerek Kuzey Irak’taki Kürt federasyonu, gerekse Türkiye’deki Kürt hareketi, farklı sebeplerden dolayı dünyanın ”gözbebeği” olma yolunda. Kürt hareketinin kendi bölgesindeki ezici demografik üstünlüğü, silahı bıraktığı noktadaki demokratik taleplerinin haklılığı, laik oluşu ve en önemlisi Kobani ve Erbil gibi yerlerde IŞİD ve radikal İslam’la mücadele gayreti, bu sebeplerden birkaçı...

Buraya kadar hemfikiriz sanırım.

Peki, şimdi Kürt hareketinin % 10 barajıyla seçime girdiğini düşünün... Geçmişte Kürt partileri, barajı aşmak için “bağımsız” adaylarla seçime giriyordu. Örneğin BDP, baraj olmasa aldığı oyla 60 milletvekili çıkarabilecekken, son seçimde 35 milletvekili çıkardı; kalan vekillikler Ak Parti’ye geçti.

Fakat şu an Kürt çevreleri ve HDP’deki eğilim, seçime ”bağımsız” değil ”parti olarak” girme yönünde. Hayır, sandığınız gibi büyük risk almıyorlar! Çünkü zar, her durumda Kürtler için ”düşeş” diyor. Bakın anlatayım: Kürtler ya Selahattin Demirtaş’ın cumhurbaşkanlığı seçiminde aldığı %9.5’in üzerine çıkıp gümbür gümbür Meclis’e girecek ya da % 8-9 gibi bir rakamla barajın altında kalacak.

Peki, o zaman ne olur?

Kaos. HDP’nin baraj altı kaldığı bir senaryo, Ak Parti’ye mi yarar sanıyorsunuz? O vekillikler seçim sistemindeki garabet yüzünden iktidar partisine geçse de, 2015 Türkiye’si bu haksızlığı kaldıramaz. Ak Partili vekiller bile bu ”milli irade hırsızlığına” isyan eder. İktidar partisi kaç oy alırsa alsın, Türkiye ansızın istikrarsız ve kaotik bir yere sürüklenir. Parlamento dışı kalan Kürtler, Rojava’da yaptıkları gibi ”kendi yoluna gitme” kararı alır. Türkiye kendi eliyle Kürtleri itmiş olur. Kantonlardan, yerel parlamentolardan söz etmeye başlarız. Bir itiş kakıştır başlar. Özetle, iktidarı son derece ürküten 6-7 Ekim olayları, seçim sonrası 6-7 aya yayılır. Daha da önemlisi, dünya basını her gün “Kürtler dışarıda kaldı” diye bas bas bağırırken, seçimlerin meşruiyetine gölge düşer.

Dünya kamuoyu deyip geçmeyin. Artık bambaşka bir çağda yaşıyoruz; Türkiye’nin Kürt hareketine yönelik 10 yıl önce, 20 yıl önce ya da Soğuk Savaş döneminde yaptıklarını 2015 yılında yapma şansı yok. Hem Kürt toplumu daha güçlü hem de Batı daha duyarlı. Türkiye’ye uyarı üzerine uyarı gelir. AB’yle ilişkiler biter. Ekonomi sendeler vs.

Ben de diyorum ki; bütün bunlar yaşanmadan gelin şu baraj meselesini bir konuşalım...

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.