22 Kasım 2024
  • İstanbul7°C
  • Diyarbakır6°C
  • Ankara14°C
  • İzmir17°C
  • Berlin-1°C

SEÇİM SONRASI

Ufuk Uras

18 Nisan 2014 Cuma 09:08

Seçimler bitti, değerlendirmesi bitmedi. Bu da doğal, çıkarılacak derslerin yaklaşan seçimlerde faydası olacaktır. Seçimler tahmin ettiğimiz gibi sonuçlandı. Hani bir yakınınızın ölümüne kendinizi alıştırırsınız, ama yine de vefatı üzüntünüzü azaltmaz; bu tablo da bir burukluk yarattı bazı kesimlerde. Fakat ne dedilerse tersi çıkanların, hiçbir şey olmamış gibi kaldıkları yerden aynı retoriğe devam etmeleri ilginç bir pişkinlik hali. “Biraz ara vereyim, tatile çıkayım” gibi bir durum söz konusu değil. Mevlana’ya “bu kadar okudun da, ne bildin?” diye sorulunca “Haddimi bildim,” demiş. Her seçimde kararlılıkla yüzde 0.1 oy alan kesimlerin hali de içler acısı bir durum. Seçim sonuçlarının detaylarında kaybolmak yerine toplumsal beklentilerden oluşan psikolojik eşikler üzerinde durmak gerekiyor. AKP’nin yaşanan bunca yolsuzluk, rüşvet skandalına karşın düşüşüne takoz koyarak, psikolojik eşiği olan yüzde 40’ların üzerinde kalması, 12 yıllık bir iktidar açısından başarıdır. CHP’nin ise yüzde 30 olan eşiğe ulaşamadığı gibi kerhen verilen oyları ve MHP seçmenin desteğini kalıcı zannederek kendini başarılı olarak kabul etmesi, seçim sonucu kadar skandal bir durum. Kılıçdaroğlu’nun hala meseleyi “az-çok çalışmak” ekseninde nicel bir sorun gibi değerlendirmesi seçimlerin siyasi okumasını yapma konusunda da sınıfta kaldığını gösteriyor. MHP’nin de tahmin edilen bir sonuç aldığı söylenebilir. BDP-HDP’nin psikolojik eşiği yüzde 7-8 civarıydı. Bu sonuçları da yeniden yapılanmanın, geçiş sürecinin ekseninde değerlendirmek gerekiyor.

Bu seçimlerde kutuplaşma olduğu nakaratını ya da bahanesini aslında 50 yıldır dinliyoruz. 1960’lı yıllardaki “AP tehdidi karşısında TİP’e oy verilir mi? CHP’ye bas geç,” edepsizliğini yılmadan her seçimde değişik makyajlarla sunmaktan usanmıyorlar. Nasıl olsa toplumsal hafıza zayıf diye varsayıyorlar. AKP ve CHP-MHP ikilisi karşısında 3. yol seçeneğini savunan siyasi hattımız doğruydu ve bundan sonra da bu doğrultuda siyaset yapmayı sürdüreceğiz. Bu seçimlerde HDP adresi yerine CHP’ye destek çağrısı yapan sahte dostlarla ayrışmak belki de faydalı oldu. Bizi zor zamanlarımızda arkadan vuran bu kesimle artık işimiz olmaz. Bunca linç ve saldırı kampanyası karşısında bize sırtını dönenlerin varlığı, aslında Kürt hareketinin ne kadar kendi başına kaldığını gösterdi. Bu sadece seçim sonuçlarıyla ilgili bir mesele de değil, solu ve Kürt hareketini kendince şekillendirmeye yeltenen bazı uluslararası ve ulusal güç odaklarının planları neyse ki tutmadı. İttihat Terakki geleneğinin, Ergenekon siyasetinin dönüşebileceği konusunda en ufak bir umudumuz olsa, zaten gider orada siyaset yapardık. Tam da bu nedenle alternatif bir siyasetin örülmesinin aciliyetine işaret ettik.

İstanbul’da 2009 yerel seçimlerinde alınan oylar, BDP’nin Batıdaki yapısal sınırlarını işaret ediyordu. O yüzden bu seçimlere HDP değil de BDP olarak da girilseydi, sonuçta çok büyük oynamalar yine olmayacaktı. Bundan sonra HDP kendi yapısal dönüşümünü nasıl gerçekleştirecek meselesi üzerinde yoğunlaşmalı ve Kılıçdaroğlu’nun “az çalıştık, çok çalışmalıydık” benzeri bir gerekçenin dışına çıkmalıyız. Gerek vizyonumuz, gerek dayanmamız gereken kesimler açısından, farklı sınıfsal ve toplumsal katmanlardan, kendi benzemezlerimize değin uzanan, geniş bir spektruma yönelik köklü dönüşüm kararlılığını önümüze koymalıyız. HDP önümüzdeki süreçte kendi bileşenleriyle ilişkisinden, bu zemini nasıl genişleteceğine, sade yurttaşa nasıl uzanacağına değin bir kapsamlı modeli etraflıca tartışmalıdır. Bu genel seçimlere nasıl bir seçim sistemiyle girileceği, anayasal ve yasal değişiklikler konusunda partiler arasında bir mutabakat olup olmayacağı gibi konuların netleşmesi, süreci belirleyecektir. Mevcut koşullarda, yani yüzde 10 barajının sürmesi durumunda, seçimlere parti olarak girmenin risk içerdiği açık. Cumhurbaşkanlığı seçimine giderken bütün bu meselelerin masaya konması gerekiyor. Şimdiden cumhurbaşkanı adayımıza başarılar diliyorum. Gün ola, harman ola...

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.