30 Nisan 2024
  • İstanbul14°C
  • Diyarbakır18°C
  • Ankara17°C
  • İzmir17°C
  • Berlin15°C

SEÇİM ÖNCESİ TÜRBE TAHLİYESİ

Kadri Gürsel

23 Şubat 2015 Pazartesi 02:06

Suriye’deki Türkiye toprağı Süleyman Şah Türbesi’ne yönelik IŞİD tehdidi yeni değildi. Bölgede güçlenen ve yayılan IŞİD’in türbenin boşaltılması için Türkiye’yi tehdit ettiği yönündeki iddiaların bundan bir yıl önce duyulduğunu biliyoruz.

Bir yıl öncesi, 30 Mart 2014 yerel seçimlerinin arifesine tekabül eder.

O zamanlar, türbeye yönelik bu IŞİD tehdidini bertaraf etmek gerekçesiyle Suriye’ye bir askeri operasyon düzenlenmesi seçeneğinin konuşulduğunu da biliyoruz. Ve hatta bu operasyonun seçim konjonktüründe bir imkan gibi değerlendirilmesinin akıllara geldiği de malumdur.

Ardından IŞİD, haziran 2014’te Irak’ın ikinci büyük kenti Musul’u işgal ederek bir “terör devleti”ne dönüştü; bölge ve dünya için en büyük güvenlik tehdidi haline geldi. Ankara’nın affedilmez basiretsizliği sonucunda Musul Başkonsolosluğu zamanında tahliye edilmeyince, IŞİD Başkonsolos dahil burada bulunan 49 personeli rehin aldı. Bunun asıl neticesi, 100 gün süren kriz boyunca Türkiye’nin “IŞİD’in rehinesi” durumuna düşmesi oldu.

Batı İttifakı ve onun yerel müttefikleri IŞİD karşıtı bir askeri-siyasi koalisyon oluşturdular. Türkiye bu koalisyonun üyesi olmayı reddetti.

Tüm bu gelişmeler vuku bulurken Süleyman Şah Türbesi’nin manevi varlığı ile onu koruyan 40 askeri personelin güvenliği IŞİD’in açık tehdidi altında kaldı.

Ve aradan bir yıl geçti.

İşte yine bir seçimin arifesindeyiz.

7 Haziran’da Türkiye’nin yönelimi açısından kritik tarihi önem arz eden bir genel seçim var.

Süleyman Şah Türbesi’ni, 21 Şubat’a kadar durduğu yerde güvenlik içinde muhafaza etmek için yine “seçim konjonktüründe bir imkan gibi değerlendirilmek üzere” IŞİD’e operasyon düzenlenmesi hususunda zihin egzersizi yapılmış mıdır, bilemeyiz.

Aradan bir yıl geçtikten sonra böylesi bir seçeneğin kimsenin aklına gelmemiş olması kuvvetle muhtemeldir.

Ve nihayet uygulama da tersi yönde oldu; türbeyi koruyan 38 askeri personel ve oradaki manevi varlıklar cumartesiyi pazara bağlayan gece bir askeri operasyonla tahliye edildi. Süleyman Şah’ın cenazesi geçici olarak yine Suriye’de ama bu kez sınırın çok yakınındaki bir noktaya taşındı.

“Süleyman Şah Türbesi’ni tahliye operasyonu”nun zamanlaması elbette ki manidardır. Bu, seçim öncesinde Türkiye’nin bir kez daha IŞİD’in rehinesi durumuna düşmesi riskini ortadan kaldırmaya dönük bir operasyondur.

Aslında geç bile kalınmıştır.

IŞİD seçim öncesinde herhangi bir nedenle türbeye saldırsa, askerleri şehit etse ya da rehin alsa ve mekanı tahrip etse idi, en beceriksiz ve tembel muhalefet bile gök kubbeyi bu iktidarın başına geçirirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “400 milletvekili” isteyerek Başbakan Davutoğlu için başarı çıtasını imkansız bir yüksekliğe koymuş olduğu bir konjonktürde hükümetin bu riski göze alması kesinlikle mümkün değildi.

IŞİD saldırısı riskinin gerçekleşmemesi için türbe etrafında caydırıcı askeri tedbir almanın maliyeti birçok açıdan yüksek bulunmuş olmalıdır. Türbenin IŞİD’e karşı savunulmasının lüzumsuz olduğu da değerlendirilmiştir ki sonunda burası basit bir askeri operasyonla tahliye edilmiştir.

Dolayısıyla bu tahliye operasyonunu bir kahramanlık öyküsüymüş gibi takdim etmenin alemi yok.

Evet, neticede IŞİD’in istediği olmuştur. Fakat bu tahliye kararı geçerli bir güvenlik rasyoneli içinde alınmıştır.

Türbe bahsinde güvenliği göz ardı eden bir savunma anlayışının muhtemel sonucu Türkiye’nin IŞİD’le savaşa girmesi olurdu. AKP Türkiye’sinin ise IŞİD’le savaşmak gibi bir niyeti olmadığına göre türbenin savaş dahil büyük siyasi ve askeri maliyetler göze alınarak savunulması da zaten anlamsızdır.

Bu iktidar bir milli felakete dönüşmüş olan Suriye politikası nedeniyle sınırlarında ve şehirlerinde oluşmuş IŞİD kaynaklı terör tehdidine karşı güvenlik açığını kapatamıyor. 38 askeri o türbede tutmak, maceracı garabetin bedelini daha da büyütmekten başka bir sonuca hizmet etmeyecekti.

AKP iktidarı bugünden itibaren IŞİD’e karşı ülke güvenliğini sağlama hususunda gerekli adımları atmaya karar verse idi bunun rasyonel sonucu yine o türbeyi tahliye etmek olurdu.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.