22 Kasım 2024
  • İstanbul8°C
  • Diyarbakır6°C
  • Ankara10°C
  • İzmir17°C
  • Berlin0°C

ŞARISTAN

Günay Aslan

26 Haziran 2013 Çarşamba 08:43

Tarih 2 Haziran 2013. Saat: 23.30 suları. Yer Kandil...

Yemyeşil ve kocaman ceviz ağaçlarının arasından tutkuyla akıp giden akarsuyun kenarındaki kamelyada bir grup arkadaşla oturmuş, gecenin büyüsüne tanıklık etmeye çalışıyoruz.

Yer- gök parıltılar içinde.

Üstümüze durmadan göksel ışıklar yağıyor. Işık seli insanın ruhunu aydınlatıyor. Büyülü gece insana gerçek evinin evren olduğunu hatırlatıyor.

Kandil’de ve bu Haziran gecesinde ışıklarını tutkuyla, arzuyla ve çoşkuyla üzerimize salan evren, insana varlık gerekçesinin sevgi olduğunu söylüyor.

İçinde adalet duygusu, içinde eşitlik, içinde kardeşlik, içinde özgürlük, içinde dayanışma olan sevgi dışındaki her şeyin boş ve anlamsız olduğunu gösteriyor.

Kandil’deki bu son gecemde evren beni sonsuzluğun içine çekiyor; sürekli gökyüzüne bakıyorum. Bir yıldızdan ötekine geceyi aydınlatan ışıkları dolaşıyorum.

Işıklar arasında huzurla dolaşıyor, her adımda mutluluğun bir başka kapısını çalıyorum.

Derken bir çığlık kopuyor.

Karşı mangadan deprem misali bir kadın çığlığı yükseliyor. Çığlık gecenin büyüsünü bozuyor.

Mangadan önce Şaristan dışarı fırlıyor. Dışarı fırlayan Şaristan’ın gözlerinden pınarlar akıyor. Kötü, çok kötü bir haber duyacağımız anlaşılıyor. Tedirgin olur, ayağa kalkıyoruz.

Ceviz ağaçlarına bakıyorum; yapraklarından ışık yerine şimdi hüzün sarkıyor. Şaristan’sa ne olduğunu söylemeye fırsat bulamıyor; ağlıyor ve gözlerindeki derin çukurdan sürekli şimşekler çakıyor.

Şilan, “bacısı Berivan Afrin’de bugün şehit düşmüş” diyor!

Evrenin sonsuzluğunda Berivan’ın ismi yankılanıyor. Soğuk bir rüzgar esiyor. Büyülü geceden geriye soğuk yüzüyle bir tek ölüm kalıyor...

***

Şaristan, Ferze, Bawer ve Şilan mangada Nuçe TV’nin gece haberlerini izliyorlar.

Haberlerde Rojava halkının ordusu YPG’nin basın açıklamasına yer veriliyor.

YPG, Afrin’in Şerawa İlçesine bağlı köylerde çetelerle yaşanan çatışmalarda yaşamını yitiren 5 savaşçının kimliklerini açıklıyor.

Yaşamını yitiren YPG savaşçıları arasında Berivan da var.

Berivan, 20 yıldır dağda olan Şaristan’ın kız kardeşi. Şaristan dağlarının yolunu tuttuğu zaman, bugün ölüm haberini aldığı Berivan 5 yaşındaymış.

O zamandan bu zamana da kız kardeşini görmemiş.

Şaristan, Berivan’ın 25 yaşında ve anne olduğunu söylüyor. 7 yaşında bir oğlu olan Berivan, Rojava’da devrim olunca eşiyle birlikte katılma kararı alıyor. Çocuğunu ailesine bırakıyor ve YPG’ye savaşçı yazılıyor.

2 Haziran günü de Afrin kırsalında Kürdistan’ı savunurken şehit düşüyor...

Gidip Şaristan’a sarılıyorum. Ağlayasım var ama, ağlayamıyorum. Göz yaşlarım tükenmiş olmalı, bulamıyorum.

Ben, Beritan, Yado, Şilan, Ferze ve Bawer onunla konuşmaya, daha çok da onu dinlemeye çalışıyoruz.

Berivan diyor Şaristan ve durmadan beş yaşındaki bir kız çocuğunu anlatıyor. Anlatırken çığlıkları bazen sevince dönüşüyor, bazen de içinde mahsur kalıyor.

Şaristan ruhunu saran kardeş sevgisine bazen sevinç, bazen hüzün yüklüyor.

‘Göremedim’ diyor, ‘gidemedim’ diyor,gelemedi’ diyor. Ailenin Berivan dışında da birçok şehidi olduğunu söylüyor.

Kürdistan toprağının şimdi de beş yaşında bıraktığı kız kardeşi Berivan’ı beklediğini hıçkırıyor.

‘Çavên wi’ diyor, gözlerini anlatıyor, ‘destên wi’ diyor, ellerini anlatıyor, ‘porên wi’ diyor saçlarını anlatıyor; sonra da ‘xelate welat bu’ diyor; vatana armağan olduğunu söylüyor.

Bunu söylerken sesi yeniden titriyor; gözlerine yeni bulutlar iniyor. Bulutlardan kanatsız kuş sesleri geliyor. Aklıma talan edilmiş cennet bahçesinin açmadan solan çiçekleri; Kürt çocukları geliyor...

Ve aklıma şairin, “Ve çocuk ölüleri/ parçalanmışlar/ daha süt kokuyorlar/ ve anne ölüleri/ incecikten, gencecikten/ hepsinin de açık gözleri/ Halkım benim; askıda çığ“ dizleri geliyor.

Şaristan uygarlık demek. Uygarlık sadece beş yılını birlikte geçirdiği 25 yaşındaki kardeşini özgürlük yolunda toprağa verdi. Bu dünyadan bir de YPG’li Berivan geçti.

***

Bu hafta sonu (29-30 Haziran) Brüksel’de Barış ve Demokrasi Konferansı yapılıyor.

Konferansa Türkiye ve Kürdistan’dan gelmiş Avrupa’da yaşayan ezilen göçmenlerin temsilcileri katılıyor.

PKK Lideri Öcalan’ın çağrısıyla önce Ankara’da, ardından Amed’de yapılan konferansların devamı ve tamamlayacısı niteliğinde olan Avrupa Barış ve Demokrasi Konferansı, bu kıtada yaşayan coğrafyamızın ezilenlerini ortak payda da birleştirmek açısından tarihi bir görev üstlenmiş bulunuyor.

Avrupa’da yaşayan bütün kadim kimliklerden insanlarımızın eşitlik ve özgürlük temelinde biraraya gelmeleri ve bu amaçla ortak bir irade sergilemeleri demokratik çözüm sürecine verilmiş önemli bir destek anlamına geliyor.

Konferansa gösterilen yoğun ilgi, ezilenlerin çözüm sürecini sahiplendiklerini gösteriyor.

Bunun heyecanıyla Brüksel’e gidiyoruz…

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.