SAKIK: ZENGİN KÜRTLERİN DERDİ YOK
Serpil Çevikcan
05 Ekim 2013 Cumartesi 08:52
Demokratikleşme paketinin çözüm sürecini nasıl etkilediği konusundaki tartışma sürüyor.
Kürt cenahından yansıyan tepkileri, “çözüm süreci, demokratikleşme paketini pek etkilememiş” diye özetleyebiliriz.
Ankara’da konuşulanlar
Haklılıkla haksızlığı birlikte barındıran bu yaklaşımda, zor ilerleyen sürecin dayattığı taktiksel siyasi pozisyon alışların rolü de elbette var.
Kandil, önümüzdeki hafta bir deklarasyon yayımlamaya hazırlanıyor.
Ankara kulislerine yansıyan bilgiler, KCK’nın çekilme sürecinin devamından yana karar aldığını, BDP heyetinin yeni İmralı ziyaretinin kısa sürede gerçekleşeceğini gösteriyor.
BDP’lilerin son Kandil ziyaretinin ardından hükümetle gerçekleştirilen temaslarda, Abdullah Öcalan’ın “yeni format” dediği, müzakere sürecinin gereklerinin artık yerine getirilmesi konusundaki talebin olgunlaştırılmaya çalışıldığı belirtiliyor. Ancak, bu konuda hükümetten istenen yanıtın “henüz” alınmadığı kaydediliyor.
Bundan kasıt, Öcalan’ın 3. kesimlerle ve örgütle bağlantısının kurulabilmesi.
Demokratikleşme paketinin örgütteki yansıması ve BDP-Kandil temasından kulislere düşen bilgiler, “Öcalan-Kandil arasında yol-yöntem konusunda bir çatlama mı var” sorusunu gündeme getirdi.
BDP’lilerin İmralı ziyareti ve buradan çıkacak yeni mesaj ile Kandil’in vereceği yanıt daha kritik bir hal almış durumda.
‘Yüzde 30’u göğüslesin’
Bir yandan da pakette Kürtlere el uzatan düzenlemeler üzerinden tartışma yürüyor.
Meclis resepsiyonunda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile “bardağın dolu tarafı” sohbetini yapan BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık’la dün konuşurken, çözüm sürecinin başından bu yana BDP-İmralı-Kandil tarafına hakim olan “oyalanıyoruz” hissiyatının hâlâ sürdüğünü gördüm. Sakık, şunları söyledi:
“Hükümet, etrafından dolanarak, biraz sürece yayarak, seçim sürecinde zaman kazanmak istiyor. Karşı taraf, PKK, ‘Taahhütleriniz şu ana kadar herhangi bir noktada yerine getirilmedi’ diyor. Eşbaşkanlık düzenlemesini vs. hiç kimse küçümsemiyor ama fiilen uygulanıyor zaten. Andımızı çocuklar zaten bir yolunu bulup, sabah ya geç giderek ya da okumayarak hallediyordu. Öğretmenler o duyarlılığı gösteriyordu. Kürtçe propagandayı çoktan aşmıştık. Bunlar yok hükmündeydi. Temel sorunumuz bu değil. ‘Farklı lehçeler’ diyorlar, hâlâ ‘Kürt dili’ bile diyemiyorlar. Kürt’ün dilinin etrafından dolanılarak bu işler olmaz.”
Sakık, hükümetin, “Bu ülkenin bir de batısı var” hassasiyetini gözeterek belirli sınırlar içinde durduğunu belirtti:
“Ama batıda emin olun hiçbir şey yok. Bakmayın belli bir kesim bir miktar tırmandırıyor ama insanların asıl baktıkları nokta; kan, şiddet durmuş, bir arada yaşayacaksak, bunun yolu, yöntemi neyse bunlar hayata geçsin. Anketlere göre pakete desteğin yüzde 70 olduğunu söylüyorlar. Kürt coğrafyasında yüzde 100. Siyaset hiç olmazsa batıdaki yüzde 30’luk farkı göğüslesin.”
Sakık’a göre paketin, “silahlara veda” konusunda ikna etme potansiyeli zayıf:
“Bu ülkede silahlara veda edilecekse, silahlı güçleri ikna etmek gibi bir zorunluluğumuz var. Onları ilgilendirmez ki eşbaşkanlıkmış, x, w. Temel sorunla ilgili ne adımlar atılmış ona bakarlar. Elinde silahı olan ve bunları tamamen bırakmak için bekleyen silahlı genç adamları, x’lerle, q’larla ikna etmek mümkün değil. Öcalan’ın manifestosuyla birlikte hem silahlı güçler hem BDP hem de Kürt halkı tarafından onay gören bir yol haritası var. Bununla ilgili bir adım yok. Sayın Başbakan’ın silahlı güçlere, ‘Silahlarınızı bırakın, gelin siyaset yapın’ çağrısı var. Siyaset yapan ve bugün şu anda içeride olan binlerce siyasetçi var. Bu pakette bunlarla ilgili tek adım var mı? Zamana yaydığınız zaman olmuyor. Geçmişte de böyle yapıldı. Sonra bir gün yol kazası oldu. Bütün korkumuz bu.”
‘Özel okula gitmezler’
Çok tartışılan, Kürt anadilinde eğitimin sadece özel okullar açısından serbest bırakılması ve ilk taliplilerin cemaat bağı bulunduğu belirtilen Yağmur Koleji olması meselesine Sakık’ın bakışı şöyle:
“Bu sistem hiçbir yerde tutmaz. Bunun bir karşılığı yok hayatta. Bu sorun, aslında paralı eğitim sorunu değil. Siz kendi dilinizi, devletin olanaklarıyla hayatın her alanında ifade edeceksiniz ve kardeş bir halktan bahsedeceksiniz sonra ona da dönüp diyeceksiniz ki, ‘Sana tanrının lütfettiği dili, git parayla öğren’. Hiçbir aile özel okula göndermez çocuğunu. Zaten Kürtlerin büyük bir kısmı yoksul. Vicdan yahu. Yılda 8-10 bin lira para gönderecek falan. Bu bir haktır.”
‘Zenginlerin derdi yok’
Akıllarda, açılacak okulların örgüt tarafından finanse edilebileceği gerçeği var. Ben yine de Sakık’a, “Zengin Kürtler açmaz mı bir iki okul” diye sorduğumda şu yanıtı aldım:
“Zengin Kürtlerin böyle bir derdi de yok ki. Zaten hepsi batıda. Bu işin bedelini ödeyen zaten yoksul Kürtlerdir. Bakın zengin Kürt’ün de, zengin Türk’ün de bir sorunu yok. Eğer bu ülkede bedeli zengin Kürt, zengin Türk, siyaset dünyası, asker, sivil bürokratların çocukları ödemiş olsalardı savaş çoktan biterdi” yanıtını verdi.
‘Çekilme başlayabilirdi’
Çözüm sürecinin seyri konusunda değerlendirmeler yaparken, Öcalan’ın talep ettiği, “müzakere sürecine geçiş”e dönük somut bir gelişme beklediklerini belirten Sakık, “Üçüncü müdahil kesim eğer bu süreçte zamanında olmuş olsaydı belki bunların hiçbirini tartışmayacaktık. Akil insanlardan, kanaat önderlerinden bir heyet olmuş olsaydı, İmralı’ya da, Kandil’e de giderdi. Temaslar sürüyor. Şu ana kadar böyle bir karar verilmiş değil. Biz, bunun olmasını istiyoruz” dedi.
Sakık, “Bu pakette beklentiler doğrultusunda adımlar atılmış olsaydı, her halükarda karşılığı olurdu. Buna çekilmenin sürdürülmesi dahil. Bu süreç, ancak karşı tarafı ikna ederek, karşılıklı jestler yaparak ilerler” diyor.
‘O her sabah ant içsin’
Sakık’ın CHP’nin yaklaşımına dönük eleştirileri de şöyle:
“Andımız Kılıçdaroğlu’nu rahatsız etmiyorsa, o O’nun sorunudur. Sabahtan akşama kadar söylesin. Genel merkezine de assın. Evinden her sabah çıkarken kendisi, eşi kim varsa, ‘Türküm, doğruyum, çalışkanım’ diye başlasınlar. Bütün programlarda hep söylüyorum. ‘Bakın CHP de 20 maddelik bir demokrasi paketi hazırladı, bunları niye dışlıyorsunuz?’ diye. Ama hâlâ bu ırkçı metni savunuyor bu parti.”
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.