21 Kasım 2024
  • İstanbul9°C
  • Diyarbakır13°C
  • Ankara14°C
  • İzmir20°C
  • Berlin3°C

S-400’LER NATO’YA BLÖF MÜ?

Andrey İsaev

30 Nisan 2017 Pazar 01:39

Erdoğan’ın Rusya, Çin ve ABD ziyaretlerinden neler bekleniyor? Rus S-400 füze sistemleri Türkiye’ye gelecek mi? İkili ilişkilerin geleceği ne olacak? İşte geçen hafta Rus medyasını meşgul eden sorularından bazıları.

Regnum Ajansı sitesinde Stanislav Tarasov, Recep Tayyip Erdoğan’ın Mayıs ayında Rusya, Çin ve ABD’ye yapacağı ziyaretleri ele aldı.

Tarasov’a göre Erdoğan, Vladimir Putin ve Xi Jinping ile yapacağı müzakere ile Brüksel’e ve AB’ye “Alternatifim var” demek istiyor. Bu arada, Rusya ve Çin’in inisiyatifi ile 2017 yılında Türkiye’nin Şanghay İşbirliği Örgütü Enerji Külübü’nde başkanlık yapacağını hatırlatmada lüzüm var. Öte yandan uzmanlar, Türkiye’nin henüz herhangi bir Avrasya stratejisinin olmadığını bildiriyor.

Tarasov, bugüne kadar Ankara’nın, AB ve Avrasya Birliği ile ilişkilerinde, ikisine karşı da spekülatif bir politikayı yürüterek, kendisine her iki taraftan daha çok avantaj sağlamaya çalıştığını iddia etti.

Tarasov’a göre, bundan sonra Amerika Kürtler’e destek vermekten vazgeçmezse, Türkiye ister istemez Suriye’de yeni çıkışlarda bulunmak zorunda olacak. Yine yazara göre, bu durumda Erdoğan’ın Moskova gündeminde Rusya ile işbirliğini çeşitlendirme çabaları yer alacak.

EADaily Ajansı, Türkiye’nin Rusya’dan S-400 füze sistemlerini satın alma dedikodusunu değerlendirdi.

Kadir Has Üniversitesi Rektörü Mustafa Aydın’a göre söz konusu açıklamalar, NATO’ya yönelik blöften başka bir şey değil. Uzman, Rus yapımı füze sistemlerinin Türkiye’nin kullandığı NATO sistemlerine uymadığına dikkat çekerek “Ankara’nın bu konuda ciddi davrandığını sanmam” dedi.

Bundan bir süre evvel Türkiye Savunma Bakanı Fikri Işık, S-400 görüşmelerinin son aşamaya geldiğini bildirirken Rus silah ihracatçısı Rosteh’in Başkanı Sergey Çemezov, Moskova’dan kredi sağlandığı takdirde Ankara’nın S-400 almaya hazır olduğunu dile getirmişti.

Bu münasebetle ajans, geçen Ekim ayında Milli Savunmadan sorumlu Başbakan Yardımcısı Dmitriy Rogozin’in, “Rusya S-400’leri Çin ve Hindistan dışında kimseye satma niyetinde değildir” açıklamasını hatırlattı. Üstelik çoğu uzman, ilk önce Rus ordusuna çalışan savunma sanayisinin üretim kapasitesinin ek sipariş için yeterli olmadığını savundu.

Rusya Hükümetine bağlı Rossiyskaya Gazeta, Krasnoyarsk Ekonomik Forumu’nda gazetecilerle sohbet eden Rus Başbakan Yardımcısı Arkadiy Dvorkoviç’in, Türkiye’nin yeni tahıl gümrük vergisini iptal ettiği halde Rusya’nın ticaret alanında “karşılıklı adım atabileceğini” ifade ettiğini yazdı. Kendisine göre ”buğday vergisi kalkmazsa Rusya’nın (Türkiye’ye karşı) koyduğu yaptırımların kaldırılması söz konusu bile olamaz”.

4 Nisan’da Sankt Petersburg metrosunda 14 kişinin ölümüne yol açan patlama davasının takipçisi Yargıç Yelena Lenskaya, TASS Ajansı’na verdiği röportajda söz konusu olayın Türkiye’den finanse edildiğini iddia etti.

Lenskaya, yürütülen inceleme sonucunda, patlamayı organize eden Akram Azimov’un, Türkiye’ye gelip orada nakit para aldığını ve teröristlerin sınırı geçmesi için sahte evrak bastırdığını öne sürdü. Lenskaya ayrıca Azimov’un parayı, terör eylemini fiilen gerçekleştiren Akbarjon Calilov’a verdiğini belirtti.

İnterfaks Ajansı, Türk girişimcilerinin Kırım’da iş yapmak istediğini bildirdi. Yalta Uluslararası İş Forumu’na katılan Nace Şirketi yetkilileri, yarımadada çimento fabrikası ve sondaj ekipmanı fabrikasını kurmayı düşündüğünü açıkladı. Ajans, Gürbağ İnşaat’ın da Kırım Hükümeti’nden “iyi bir teklif” aldığında taşaronluk yapmak niyetinde olduğunu yazdı.

İlk ve tek SSCB Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov, Eho Moskvı radyosu sitesinde Vladimir Putin’in yönetimini değerlendirdi. Emekli siyasetçiye göre Putin iktidara gelince “iç siyasete istikrar getirmek, Rusya devletini korumak ve ekonomik durumu iyileştirmek” gibi sorunları çözmek zorundaydı. Dolayısıyla o aşamada “bazı otoriter önlemler” uygundu.

Ne var ki Gorbaçov’a göre bunun bedeli, parlamento, yargı ve sivil toplumun zayif düşmesi ile medyanın bağımsızlığının sınırlanması olmuş. Zaman geçtikçe bu kısıtlamalar daha belirgin hale gelmiş, ekonomi yavaşlamış. Gorbaçov, bugün itibarıyle Rusya’nın, “ekonomik durgunluk, artan hayat pahalılığı, sefalet, yolsuzluk, oligarşinin yasadışı yollarla zenginleşmesi, sağlık sisteminin, eğitimin ve akademik bilimin dejenere olması” ile karşı karşıya geldiğini öne sürdü. Gorbaçov Putin’in sürekli olarak bu sorunları dile getirse de yönetim sisteminde değişiklik yapılmadan sorunların çözülemeyeceğini belirtti.

Eski SSCB Devlet Başkanı’na göre Rusya sorunlarını ancak demokrasi, siyasi rekabet, gerçek çoğulcu siyasi sistem, dürüst seçimler ve hükümetin düzenli rotasyonu ile aşabilir.

Rusya Sağlık Bakanlığı’na bağlı Petrov Onkoloji Enstitüsü uzmanlarının yürüttüğü araştırma sonuçları, en uzun yaşayan bilim insanlarının iktisatçı olduğunu göstermiş. Moskovskiy Komsomolets gazetesinin verdiği habere göre uzmanlar, fizik, kimya, matematik, iktisat, tıp ile bioloji ve hümaniter bilimler alanında çalışmış 54 bin 256 bilim insanının yaşam süresini değerlendirdi.

Araştırmaya göre ortalama en düşük hayat süresi (71.2 yıl) matematikçi, en uzun hayat süresi ise (74.6 yıl) iktisatçılarda çıkmış. Uzmanlar, matematikçilerin tabiatıyla duygusal insan olup çabuk “yanıp gittiklerini”, iktisatçıların ise bilim insanları arasında en varlıklı gruptan oldukları için huzurlu ve sağlıklı hayat sürdürdüklerini bildirdi. Listedeki ikincilik (73.6 yıl) fizikçilere, üçüncülük (73.4 yıl) kimyacılara, dördüncülük (71.7 yıl) tıpçı ile biyologlara ve beşincilik (71.5 yıl) hümaniterlere ait. Yine araştırmaya göre akademik çalışmanın yanı sıra öğretim yapan bilim insanları daha uzun yaşıyormuş.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.