08 Eylül 2024
  • İstanbul21°C
  • Diyarbakır22°C
  • Ankara20°C
  • İzmir27°C
  • Berlin22°C

ROJAVA'DAKİ GENÇ DOKTOR ADAYI...

Ali Bayramoğlu

15 Temmuz 2014 Salı 08:10

Bugün anlamlı ve önemli gördüğüm bir isteği yerine getireceğim.

Köşemi bir okura, Seyfettin Ayhan'a bırakıyorum. Umarım sözleri ve sesi bir yere değer.

Şöyle yazmış:

'Size kız kardeşimin hikayesini anlatacağım. Sizden yazınızda bu konuya değinmenizi istiyorum.

Aynur Ayhan Marmara Üniversitesi Tıp fakültesi 6. sınıf öğrencisi. 1 Temmuz 2014 tarihinde ailesine İstanbul'a gidiyorum deyip evden ayrıldı. İki gün sonra gelen mektubunda Rojava'ya gittiğini yazıyor.

Kız kardeşim 12 yaşından beri Tip 1. diyabet hastası, yani günde 4 defa insülün kullanıyor. Bunun yanında gözlerinde ileri derecede astigmat ve miyop ortaya çıktı. Bunların yanında diyabetten dolayı ortaya çıkan doku ve organ hasarlarını saymıyorum bile. Ayda birkaç defa acile kaldırılan bir kişi.

Kardeşim son bir haftaya kadar da sürekli okulundan bahseden geleceğe umutla bakan bir kişiydi. Okulu bitirip Doğu ve Güneydoğu'da insanlara yardım edeceğini anlatıyordu. Para kazandığında kendisine ve kendisi gibi Tip 1 diyabetli olan kardeşine insülin pompası taktıracaktı. Hatta endokrinolog olup şeker hastalığını iyileştirme hayalleri vardı.

Gittiği günden beri aile olarak perişan olduk. Çalmadık kapı bırakmadık.

Ne BDP bıraktık, ne HDP bıraktık herkes ağız birliği etmiş bir şey söylemiyor. Oysa sonradan öğrendik yıllardır bu partilerin faaliyetlerinde bulundu. Bildiri dağıttı, imza kampanyalarında bulundu, cezaevindekilere mektup yazdı, seçim çalışmalarında görev aldı.

Yani zamanını enerjisini, burslarını hep bu uğurda harcadı. Demek ki birilerine yetmemiş ki ondan ölmesini de istedi.

BDP İstanbul İl Başkanı ile görüştük, HDP milletvekili Pervin Buldan ile görüştük, ağladık, yardım istedik. İki hafta olacak ne arayan ne soran ne de haber veren var.

Belki Suriye'de buluruz diye annem ve babam mayınlı sınırı göze alıp Suriye'ye geçti. 2 gündür Suriye'deler.

Orda da kime sorsalar üç maymunu oynuyor. Şeker hastası bir kişiyi üstelik tıp fakültesi son sınıf öğrencisi iken ölüme göndermek hangi insani değere, hangi hak arama değerine sığar.

Bu kişiyi oraya ölüme gönderen ve onu orada tutan kişiler hiçbir insani değerin savunucusu olduğunu iddia etmesin. Bu kişinin ölümü için bir doz insülinsilik veya bir öğün yemek olmaması yeterlidir. Bu temmuz sıcağında insulin bir saatte bozulur. Şu anda bile yaşayıp yaşamadığından büyük endişe duyuyoruz.

Lütfen köşenizde buna değinin belki birileri utanır.

Bize hala tüm insani değerlerinin çürümediğine inandırır...'

Genç bir Kürt kadın tıp eğitimini kesmiş Rojava'ya gitmiş.

Bir tıp öğrencisi olarak Rojava'ya gitme nedenini tahmin etmek zor değil: Yardım. PYD ile IŞİD arasında ağır çatışmaların yaşandığı, IŞİD'ın kanlı katliamlar yaptığı sınır bölgesi Rojava. Ölen, öldürülen Kürtler buradakilerin yakınları, akrabaları. Rojava'nın Türkiye'ye Kürtleriyle yakınlığı aynı zamanda siyasi. Kürt siyasi hareketinin ve pek çok Kürt'ün barış süreci kadar önem verdiği bir yer. Genç doktor adayının gidiş öyküsü de buna işaret.

Aile şeker hastası kızının can derdinde, belli ki gönderildiğine, kendisine böyle bir talep geldiğine inanıyor.

Peki sorumluluk?

Rojava'da yaşananlara göz yumanlar da sorumludur, cana canla şifa arayanlar ve bunu teşvik edenler de...

Umarız bu genç kadın hızla uygun sağlık koşullarına geri döner, döndürülür.

Umarız Kürt sorununun çözümü alanının ne denli geniş olduğu ve genişlediği farkedilir.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.