22 Kasım 2024
  • İstanbul7°C
  • Diyarbakır9°C
  • Ankara13°C
  • İzmir18°C
  • Berlin1°C

ROBOSKİ’NİN ŞİİRİNİ YAZMAYA TEŞEBBÜS ETMEKTEN...

Demiray Oral

26 Ekim 2012 Cuma 22:55

On birinci ayını idrak edeceğiz yarın Roboski vakasının.

Ve anlaşılan o ki, “AKP Roboski’de tuzağa düşürüldü” noktasına kadar gelmiş bulunmaktayız.

Öyle mi, bilmiyorum.

Yumurta mı tavuktan çıktı, onu da bilemiyorum.

Ama AKP’yi savunmak adına Roboski vakasını bile imdada çağıran zihinlerin yaratıcılığını gerçekten tebrik ediyorum.

Benim için ise Roboski, bu toprakların hafızasına not düşülen katıksız bir acı aslen.

Tuzaktı, oyundu, istihbarat hatasıydı...

Ne fark eder ki?

Bu memleketin savaş uçakları 34 vatandaşını bombaladı.

Bu acı karşısında nasıl tavır aldı o hükümet?

Nasıl tavır aldık?

Analar ağladı, analar hâlâ ağlıyor; duydu mu o hükümet?

Duyduk mu?

Roboski’de hâlâ evlenen yokmuş, uzakta yapılan düğünlerde bile müzik çalmıyormuş.

Umurunda mı o hükümetin?

Umurumuzda mı?

Farkı yaratan, bu soruların cevabı olacaktır.

Basınımızın pek sevdiği klişeyi kullanmanın tam da yeridir.

Bir milattır Roboski.

Yaşanan katliamdan ötürü siyasal, o acı karşısında sergilenen tavırla duygusal bir milat.

Toplumlarda yaşanan her derin kırılma misali kitabı, filmi, hatta şiiri olacaktır.

Hatta şiiri yazılmış bile.

Hatta ve hatta Roboski’nin şiirine cezası kesilmiş bile.

Hem de henüz teşebbüs aşamasında...

MAZLUMDER
’in bir kampanyası vesilesiyle haberim oldu bundan.

Biraz araştırınca bize özgü, hikâyelerden biri ile karşılaştım.

Van Muradiye doğumlu bir şair Abdurrahman Adıyan.

Google
efendiye bakılırsa, senelerce bir yandan terzilik yapmış, bir yandan Van’da edebiyat dergisi çıkartmış, şiirler yazmış.

Bu senenin nisan ayında Roboski’nin şiirini yazmaya karar verip yola düşmüş.

Kendisini olay yerinin yakınına götürmelerini istemiş oradaki köylülerden.

Katliamda yakınlarını kaybeden Encü ailesinden dört kişi, şairi istediği yere götürmüşler.

Ve dönüş yolunda gözaltına alınmışlar jandarma tarafından.

Daha sonra serbest bırakılmışlar ama tutanak tutulmuş ve Pasaport Kanunu’nu ihlal etmekten haklarında suç duyurusu yapılmış.

Mahkeme geçtiğimiz günlerde de cezalarını kesmiş.

“Roboski şairi”
ve onun mihmandarlığını yapan dört köylüye adam başı bin liradan toplam beş bin lira para cezası verilmiş.

Gerekçe “sınır ihlali”.

Gruptakiler sınırın Irak tarafına geçmediklerini, bu durumun jandarma tutanağında da yer aldığını belirtmişler.

Geçiniz arkadaşlar...

Oralara gidip dönmüşsünüz, üstelik yanınızdaki “imge gerillası” hakiki gerilla sanılıp topluca öldürülmemişsiniz, di mi ama?

Senelerdir orada jandarma gözetiminde “kaçağa” giden insanlara sınırı geçtiler diye Pasaport Kanunu’nu ihlalden ceza verilmesindeki tuhaflık mı dediniz?

Geçelim lütfen... Roboskili kardeşim, sen de çektir bir biyometrik fotoğraf, tıkla internete, al bir çipli pasaport “yurt dışına” öyle çık yani...

Roboski’ye adalet isterken komisyonlar, mahkemeler bir arpa boyu yol almıyor ama mevzu biz olunca adalet ışık hızıyla tesis edilip karar beş ayda çıkıyor diyenleri duyar gibiyim.

Geç, geç geç... Bak, Meclis alt komisyonunda Roboski raporu (Genelkurmay’ın “bilgi veremeyiz” bilgisini verdiği komisyon), kasım ayında yazılacak misler gibi...

Hepsini geçiniz...

Neticede Roboski’nin şiiri yazılmıştır.

Devlet büyüklerimizin deyimiyle, maksat hâsıl olmuştur.

Abdurrahman Adıyan’ı tanımam, bilmem.

Ama mademki şairdir, mademki Roboski’nin şiirini yazmıştır, mademki bambaşka bir “sınırı ihlal” etmiştir, o hâlde ellerine sağlıktır.

O şiirlerin yazımının teşebbüs aşamasında bile başına gelenler, asıl sorunun cevabı olarak kayıtlara geçecektir.

Ve o soru, “Roboski’de yaşanan acı karşısında ne yaptın Türkiye”dir.

***

Not 1 :
MAZLUMDER olan biteni duyurmak ve beş bin liralık cezayı toplamak amacıyla “Roboski için birer lira” kampanyası başlatmış, mazlumder. org adresindeki hesap numaralarına bir lira ödeme yaparak destek atabilirsiniz.

Not 2:
Memlekette bine yakın insan açlık grevindeyken nasıl “iyi bayramlar” desem diye düşünüyordum. Sonunda aynı dertten mustarip bir okurun benim bayramımı kutlamasıyla yolunu buldum. O notu aynen size yönlendiriyorum: Eduardo Galeano’nun naklettiği Bogota’daki duvar yazısındaki gibi, “karamsarlığı daha iyi günlere saklayalım” / iyi bayramlar...

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.