REİNA SALDIRISI NEYİ AMAÇLIYORDU?
Aslı Aydıntaşbaş
05 Ocak 2017 Perşembe 10:05
Üzülerek söylüyorum ki, IŞİD’in Reina saldırısı amacına ulaştı.
Hain örgüt, sadece 39 masum insanı katletmekle kalmadı, memleketi de birbirine düşürdü.
Dünyada, Fransa ve Almanya dahil IŞİD terör saldırılarına hedef olan birçok ülke var. Bu ülkelerin tümünde siyasi tartışmalar yaşandı, “İstihbarat zaafı var mı?” diye sorgulandı, Suriye politikası hararetle mercek altına alındı.
Ancak hiçbirinde terör toplumu bizde olduğu gibi bölmedi. Bu ülkelerin hepsinde vatandaşlar, siyasi farklılıklarına rağmen acıda birleşti. Twitter’a rağmen, siyasi rekabete rağmen, birlikte yas tutup ağladılar. Ya bizde?
Bizde yeni palazlanan linç kültürü ve trolizasyon medyası, acıyı bile hakkıyla yaşattırmadı şu topluma. Reina saldırısının hemen ardından sosyal medyada “Oh olsun”cular devreye girdi. Ardından troller ve linççiler kurban aramaya başladılar. Yıllarını bu mesleğe vermiş ve hâlâ muhabirlik reflekslerini kaybetmeden gece gündüz çalışan Amberin Zaman’ı “CIA ajanı” ve “Reina saldırısının planlayıcısı” ilan ettiler. Yok yere ve sadece bir insanın hayatını karartmak amacıyla. Bununla kalmadı, bazı gençlerin bir kahvehanede yaptığı siyasi konuşma, sıradan bir olay gibi algılanması gerekirken yeni bir tutuklama furyasına neden oldu.
Ve hepimizin tüylerini diken diken eden olay yaşandı, modacı Barbaros Şansal uçaktan inerken apron görevlileri tarafından dövüldü. Dün Cumhuriyet’te Mine Söğüt, bu konuda söylenebilecek her şeyi dillendirmiş. Sahi, edepsiz bile olsa, eksantrik bir modacının kendine has görüşlerinin, iktidara yakın gazetecilerin başı çektiği bir linç kampanyasıyla şiddete dönüşmesi, bize o toplumun geleceğiyle ilgili ne söylüyor?
O modacılar, o öğrenciler, o yazarlar, çizerler, gazeteciler olmasa, kuru kuru Türkiye’nin ne anlamı kalır?
Yaşanan münferit bir olay olsa, bu kadar önemsemezdim. Ancak Ahmet Hakan’a saldırı, Hürriyet gazetesinin basılması gibi olayların hafızası hâlâ taze. Daha birkaç hafta önce HDP ofislerine saldırılar?
Peki, KemalKılıçdaroğlu’na yumruk?
Peki ya 2015’te Ankara’daki barış mitinginde ölenlerin Başakşehir’deki bir futbol müsabakasında yuhalanması olayını yaşamadık mı bu ülkede?
Bir ülkenin ille de pinpon topu gibi önce dibe gidip sonra yukarı sıçramayacağını varsayın. Bazen inişe geçen ülkeler, yıllarca, on yıllarca toparlanamaz. Bakınız Suriye, bakınız Irak, bakınız Yemen, Venezüella. Tarihten onlarca başka örnek bulmak mümkün.
Türkiye maalesef Ortadoğu girdabına sürüklendi. Etnik, mezhepsel ve hayat tarzı fay hafları üzerinde kutuplaştı. Bunun bir sonraki korkutucu aşaması, bu kutuplaşmanın şiddete dönüşmesi. Görüyorum ki o noktaya çok yakınız.
Türkiye’yi yönetenler sorumlu davranıp bu fay hatlarını toparlayabilseler, demeçlerine ve kontrol ettikleri medyaya mukayyet olabilseler, belki bir çıkış yolumuz olur. Yatıp kalkıp muhalif gazetecilere sövmektense yandaş medyanın memlekette yarattığı tahribata bakmak, yapılabilecek en akıllıca iş olur.
Ancak ben böyle bir rasyonalite kaldığını düşünmüyorum. Hâlâ 40 yıl önceki İslamcı komplo teorilerinin yeni versiyonlarıyla, “IŞİD’i ABD yarattı”, “Üst akıl Türkiye’yi zayıflatmak istiyor” tezleri devrede. Akıllı bir analiz, durum değerlendirmesi yok.
Dedim ya; IŞİD amacına ulaştı. Memleketi birbirine düşürdü. Önce Türk-Kürt, sonra da laik-İslamcı gerilimini yeniden tetikledi. 2017’de Türk ekonomisinin az buçuk belini düzeltme ihtimalini iyice zora soktu. Bizi birbirimize düşman etti.
Uzunca bir süredir kafasında huniyle dolaşan ve karşısına çıkan herkesi tutuklamak dışında bir refleksi olmayan devleti, iyice delirtti.
Halimiz, acıklı. Çok acıklı. Ancak kimsenin iki saniye durup düşünecek mecali yok.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.