PYD ATEŞLE OYNAMAMALI
Yalçın Akdoğan
19 Temmuz 2013 Cuma 07:36
Suriye’nin kuzey bölgelerinde yaşanan son gerilim sadece Suriye’nin geleceği açısından değil, bölgesel gelişmelerin seyri açısından da önem taşıyor. Nusra Cephesi ile PKK’nın Suriye kolu olan PYD arasındaki çatışmalar endişeleri artırdı. Radikal İslamcı bir grupla Kürtçü bir grup arasındaki bu sıcak temas bölgesel kontrol ve hakimiyet mücadelesini yansıtmakla birlikte Suriye meselesinin ne kadar karmaşık bir hal aldığını da gösteriyor. Esed rejiminin devrilmesi konusunda gereken duruşu sergilemeyen batının temel bahanesini El-Kaide bağlantılı radikal grupların Suriye’nin geleceğinde söz sahibi olma ihtimali oluşturuyor. PYD ise iç karışıklığı fırsat bilerek kendisine bir hakimiyet alanı açmaya çalışıyor. Bölgede “radikal İslam emirliği mi, Kürt bölgesi mi” şeklindeki takdim ise batılıların duyarlılıklarını kaşıyor.
PYD’nin silahlı kanadı olan YPG özellikle Kandil’den transfer edilen elamanlarla oluşturulmuş bir güç. 2003’de kurulan PYD son dönemdeki kaosu değerlendirerek Kandil marifetiyle hazır bir orduya kavuştu ve zaten yıllardır bölük pörçük halde zayıf düşen Kürt gruplar üzerinde hakimiyet kurmanın çabası içine girdi. Nusra Cephesi’nin de benzer sayıda bir silahlı unsurla rejime karşı mücadele ettiği biliniyor. PYD’liler Nusra mensuplarına ‘dışarıdan gelmiş savaşçılar’ nazarıyla bakıyor. Oysa YPG’lilerin de büyük bölümü Kandil başta olmak üzere farklı yerlerden buraya enjekte edilmiş durumda.
Son gelişmelerin PYD-Barzani ilişkilerini nasıl etkileyeceği de önem taşıyor. Malum Barzani Suriye’deki Kürt grupları Erbil’de toplayıp bir protokol imzalamış, şemsiye bir yapılanmayla gelişmeleri kontrol etmeye çalışmıştı. PYD ise Suriye’nin kuzeyinde var olan Barzani nüfuzunu kırarak, kendi hakimiyetini tesis etmenin gayreti içinde. Bu yüzden zaman zaman karşılıklı çatışma ve çekişmeler yaşanmıyor değil. Kuzey Irak bağlantısıyla beslenen PYD, köprüleri atmadan ama alttan da almadan kendi nüfuzunu güçlendiriyor.
PYD’nin başından bu yana Esed rejimiyle karmaşık bir ilişki içinde olduğu da biliniyor. Zaman zaman çatışan, zaman zaman işbirliğine giden bu gruplar son olaylarda işbirliğine gitmiş olabilirler mi? Muhalifleri zayıf düşürmek isteyen Esed’in doğrudan destek vermese bile bu çatışmalardan fayda gözettiği düşünülebilir.
Türkiye’de devam etmekte olan çözüm süreci açısından da Suriye’deki gelişmeler önem taşıyor. PYD’nin başkanı olan Salih Müslim, çözüm sürecinin Suriye Kürtlerinin lehine olduğunu, Suriye’deki inkar politikasının çökeceğini, Türkiye ile ilişkilerinin daha iyi bir mecraya gireceğini söylüyordu. Oysa son günlerdeki gelişmeler ciddi bir kırılganlık üretiyor. PYD’nin Suriye’de girişeceği bir macera daha büyük sorunlara sebep olabilir. Şu günlerde demokratik özerklik ilan edeceği iddia edilen PYD ateşle oynamamalıdır.
Suriye’nin geleceğine, Suriye’deki tüm gruplar, tüm Suriye halkı karar vermelidir. Belli bir grubun kaosu fırsat bilerek oldu bitti yapması ve Suriye’nin geleceğine tek başına yön vermeye çalışması doğru bir yöntem olamaz.
Suriyeli muhaliflerin, diğer Kürt gruplarının veya Barzani’nin böyle bir durumda nasıl tepki vereceği elbette önem taşıyor. Zaman zaman sınırı kapatarak PYD’nin taşkınlıklarına karşı tavır takınan Barzani yönetiminin, böyle bir gelişmeyi hoş karşılamayacağını düşünüyorum. PKK’nın Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’ni açıktan karşıya almasını beklemek de akla yakın görünmüyor. Çünkü hem Suriye’deki, hem de Kuzey Irak’taki örgüt varlığı Barzani ile angajmanla ayakta durabildi. Farklı bir hamle, daha köklü değişikliklere sebep olabilir.
Suriye sınırındaki gelişmelerin giderek daha farklı bir ulusal güvenlik sorunu oluşturmaya başladığı Türkiye ise bu tür oldu bittilere eyvallah edemez. Hem Suriye’nin geleceği açısından Türkiye’nin tezleri bellidir, hem de kendi güvenliği ve ulusal çıkarları açısından Türkiye’nin hassasiyetleri bellidir. Romantizm sınırını aşıp ateşle oynamak anlamına gelecek maceralara girişenler öncelikle kendilerine zarar verirler.
Türkiye Suriye’deki tüm grupların (Kürtler de dahil olmak üzere) hakkını ve hukukunu savunmuştur. Diğer grupları yok sayan ve onlar üzerinde tasallut kurmaya çalışan hareketler bu hak-hukuk zeminini sıkıntıya sokarlar.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.