PYD-ANKARA GÖRÜŞMELERİNİN RUHU
Pınar Öğünç
14 Ekim 2013 Pazartesi 08:49
Frankfurt Kitap Fuarı bünyesinde barıştan, yüzleşmeden konuşmak üzere, kışın çoktan gelip yerleştiği Frankfurt’tayız. Civaka Azad Kürtlerin Kamuoyu Çalışmaları Merkezi’nin davetiyle gerçekleşen bu oturumun hemen ardından, yine aynı ekibin organizasyonuyla sahnedeki tek koltuğa PYD Eşbaşkanı Salih Müslim oturacak ve Suriye’nin, Suriye Kürtlerinin ahvalinden konuşacaktı. Geçen çarşamba günü 17 yaşındaki oğlu Şervan Müslim Tel Abyad yakınlarında El Kaide ‘ailesinden’ bir örgütün kurşununa hedef olmasaydı...
O koltuğa yine aynı mevzuda söz almak üzere Khalled Issa oturmuştu. Rojavalı Issa, uzun süredir Paris’te yaşıyor. PYD’nin Fransa sorumluluğuyla birlikte Demokratik Değişim için Ulusal Koordinasyon’un da başkan yardımcısı. Önce 1920’lerden bu yana Suriye hudutlarında sistematik asimilasyona maruz kalan Kürtleri, 2000’lerin başında ‘boyun eğen profilinden’ çıkmaya iten süreci özetledi. PYD’nin kuruluşu da 2003.
“Bu, Suriye halklarının değil, başkalarının savaşı” dediği son döneme geldiğinde elbette ki Türkiye’nin kulakları ziyadesiyle çınladı. Issa’nın Türkiye’nin El Kaide bağlantılı çetelere ekonomik ve lojistik anlamda verdiği destekten söz ettiği cumartesiden iki gün önce, İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün Lazkiye’deki Nusayri köylerinde yaşanan katliamla ilgili raporu açıklanmıştı. Mağdur yakınları, görgü şahitleriyle görüşmeler ve birçok kaynaktan alınan bilgilerle ortaya konan bağlar ışığında, Türkiye hükümetinden sınır kontrolü ve destek olmama konusunda çok net bir özen tavsiyesiyle bitiyor rapor. Hükümet tarafından reddedilen bu ilişkinin, uluslararası basının kimi haberleri dışında, uluslararası bir hak örgütünün raporunda bu şekilde anılması önemli.
Bir dinleyici, “Öyleyse Batı neden Türkiye’nin desteğine sessiz kalıyor?” diye sordu; buruk güldü Issa, “Bunu onlara sormanız lazım” diyerek. Bir ara da ülkesinin açıklamak istemediği bir BM diplomatıyla aralarında geçen diyaloğu aktardı. “Suriye’ye milyonlarca dolar destek olduğunuzu söylüyorsunuz, üç buçuk milyon Kürt için yapacağınız hiç mi yardım yok?” diye sormuş. Sadece ‘kurtarılmış bölgelere’ yardım edebildikleri, muhalefete resmi anlamda dahil olduklarında yardım alabilecekleri cevabı gelmiş. “Rojava Kürtlerin denetiminde halbuki. Şimdiye kadar bir kuruş gelmedi bize. Kendi insanımızın yardımını sokmak için bile Türkiye’yle mücadele etmek zorunda kalıyoruz” diyor Issa.
‘Bizim sınır çok uzun ya...’ Panel sonrası, her şeye karşın Ankara’nın PYD’yle kurmaya çalıştığı ilişkinin mahiyetini sormak üzere yanına gittim. Eşbaşkan Salih Müslim iki kez Ankara’ya gelmiş, daha geçen hafta PYD’nin ağırlıkta olduğu Suriye Yüksek Kürt Konseyi’nden bir grup, Dışişleri Bakanlığı’ndan bir heyetle görüştü. Sınırdaki duvar dikmeye varan tavırla birlikte, bu iki ayrı karede yaşananlar o kadar absürd ki, galiba Müslim’in ilk ziyaretinden sonra durum kanıksandı, tuhaf biçimde normalleşti.
Issa’ya hafta içindeki görüşmeyi sordum, “Ben genelde Ankara’yla görüşmelerin seyrini anlatayım sana” dedi. Yazılı halde, kendisinin coşkulu anlatımını, o teatral kabiliyetini hissettiremeyeceğim ne yazık ki size:
“Görüşmeler hep çok güzel başlıyor. Çok nazik, çok. İnanamıyorsunuz. Sonra bizim heyet, olanı biteni, durumun vahametini anlatıyor. Şöyle laflar başlıyor: (Türkçe söylüyor) ‘Gerçekten mi?.. Yok ya... Bizim sınır çok uzun ya, bilemeyiz şimdi’... Sanki ilk kez duyuyorlar. Diğer yandan bu siyasetin içinde Yüksek Kürt Konseyi’ni bölmek de var. PYD olmasın da kim olursa olsun hükümete göre...”
Peki, görüşmeler sürecek mi? “Mecbur...” diyor Issa, “Türkiye kendisi için mecbur...”
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.