PKK SİLAH BIRAKABİLİR Mİ? (2)
Oral Çalışlar
02 Ocak 2013 Çarşamba 08:24
PKK'nın silahları bırakması konusunda yeni bir devlet çabasının gösterildiğine tanık oluyoruz
Yeni yıldaki ilk yazımda PKK’nın silah bırakmasının mümkün olup olmadığını irdelemiştim. Dünden bu yana değişik açıklamalar yapıldı ve yeni gelişmelerin olduğu netlik kazandı. Başbakan’ın Siyasi Başdanışmanı Yalçın Akdoğan, Öcalan’la görüşmelerin sürdüğünü açıkladı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Öcalan’la çok yakın bir zamanda görüştüğü de anlaşıldı.
Bu arada yurtdışında yaşayan eski milletvekillerden ve PKK/Kongra-Gel örgütünün yöneticisi Remzi Kartal da görüşmelerin sürdüğünü duyduklarını ama kendilerine ulaşmış net bir bilgi olmadığını ifade etti.
Önce Akdoğan’ın değerlendirmelerine bakalım. Şu noktalara vurgu yapıyor: 1. Öcalan örgüt içinde en etkili ve yapıştırıcı isim. 2. Tek başına silahlı mücadele yoluyla PKK’nın ortadan kaldırılmasının mümkün olmadığını biliyoruz. 3. BDP sürecin önemli bir aktörü. 4. Oslo görüşmeleri başarıyla gidiyordu, sabote edildi. 5. Avukatlar Öcalan’la görüşmeleri çarpıtıyordu, devreden çıkarıldılar.
Bunlar aslında şu andaki devlet aklının bazı gerçekleri kabul ettiğini gözler önüne seriyor. Bizler, yıllardır Öcalan’ın çözüm için önemli bir aktör olduğunu söylüyoruz. BDP’nin rolüne dikkat çekiyoruz. Bunları söylediğimizde tepkilerle karşılaşıyorduk. Yeni durumu olumlu bir gelişme olarak görebiliriz.
İşte tam bu noktada başka bir sorun ortaya çıkıyor. Geçenlerde Gültan Kışanak’la konuşmamızda söylediği nokta gündeme geliyor: “Öcalan’la sırf PKK’ya silah bıraktırmak için görüşüyorlar. Bu yetmez. Dağdakiler ne olacak?” Benzer bir eleştiriyi Remzi Kartal da yapıyor.
İkinci önemli nokta, Öcalan’la yürütülen görüşmelerin de tek başına yeterli olmayacağı gerçeği. Çünkü sonuçta silahı bırakacak olanlar dağdakiler, yani Kandil. Onların ikna edilmesi gerekiyor. Devlet, Öcalan’dan PKK’yı dağdan indirmesini istiyor belli ki. Bunun için yapılması gerekenler ise henüz devletin görüş zaviyesinin önüne gelebilmiş değil.
DAĞDAKİLERİN GELECEĞİ
Şimdiye kadar bu konuda denenen yollar hep geri tepti. Neydi o yollar: ‘Pişmanlık yasaları.’ Silahı bırakanın yasadan yararlanabilmesi için arkadaşlarını ele vermesi. Tutmadı.
Bu kez nasıl bir formül üzerinde çalışılıyor. Ya da bir hazırlık yapılıyor mu? Bunu bilmiyoruz. Ancak bu işin sonunda gelip af kanununa dayanacağı ortada. Bu dillendirilmiyor.
Akdoğan’ın vurguladığı noktalardan birisi de CHP’nin tavrı. Akdoğan, CHP’nin önemine dikkat çekerken bu partinin Oslo görüşmelerini hedef alan açıklamalarını gündeme getirdi. “MHP’den daha çok üstüne gittiler” dedi.
Gerçekten de CHP’nin özellikle sözcü Haluk Koç’un açıklamaları, Oslo görüşmelerini hedef alıyordu. Kılıçdaroğlu daha farklı bir dil kullanmış olsa bile CHP’nin genel havası sorunun çözümü konusunda atılan adımları destekleyici yönde değildi. CHP’nin tutumunu değiştirmesi işleri kolaylaştırabilir.
Bu noktada Başbakan Erdoğan’ın CHP ile giriştiği sert ve uzlaşmaz polemiklerin de şu noktada belli bir etkisi var. CHP’nin AKP ile bu meseleyi yeniden konuşabilecek bir noktaya gelmesi, gelebilmesi hayati önem taşıyor.
Özet: PKK’nın silahları bırakması konusunda yeni bir devlet çabasının gösterildiğine tanık oluyoruz. Ancak bundan öncekilerden çok dilimiz yandığı için daha ihtiyatlı davranarak süreci anlamaya çalışıyoruz.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.