PKK- HİZBULLAH ÇATIŞMASI MI
Taner Akçam
11 Haziran 2015 Perşembe 05:45
PKK- Hizbullah çatışması tarihte çok kan döktü. Taraflar bunun üzerine çok şey söylediler ve çatışmalardan ders aldıklarını ilan ettiler.
Ama anlaşılan birileri bu derin yarayı kaşımaya çok kararlı.
HÜDA-PAR üyesi Aytaç Baran’ın ve buna cevap olarak verilen saldırılarda öldürülen, Özgür Yurttaş Derneği üyesi Bayram Dağtan, Emin Ensen ve Bayram Özelçi’nin öldürülmesi ile ortaya çıkan gelişmeler çok ciddidir. Çok önemlidir.
Analar bu çocukları bir kere doğuruyor. Her biri bir can… Allah’ın verdiği bu canları almaya kimsenin hakkı yok, gibi sözleri de tekrar etmek istemiyorum.
Her ölümle bir ocağa ateş düşüyor. O ateşin yaktığı acıyı anlayalım yeter.
Eğer söylediklerimi fazlası ile duygusal bulanlar varsa, onlara söyleyeceğim, ortadaki durumun, “provokasyon var”, teorisi ile açıklanmayacak derecede karmaşık ve ciddi olduğudur.
Bize çatışmanın tarafları olarak lanse edilen PKK ve HÜDA-PAR gerçekten bu işin bir provokasyon olduğuna inanıyorsa, ellerini başlarının arasına alarak düşünmelidirler.
Ne eleştirinin oklarını diğerine yöneltip, “onlar bizim kadar kınamadılar” demekle ne de tek taraflı “soğukkanlı olmaya” çağrı yapmakla içinden çıkamayacakları bir durumla karşı karşıya olduklarını görmeliler, zannediyorum zaten de görüyorlar.
Naçizane önerim, –ki çatışmayı engellemek isteyen bir çok kimsenin aklına geliyordur–, PKK ve HÜDA-PAR’ın ortak basın toplantısı yapmasıdır. (HPD de bu görevi üstlenebilir.)
Bu iki grup arasında bir gerilim ve bir çatışma olduğu bir vakıa… Birinin veya ötekinin yanında olabilirsiniz…
Benim sorum basit, bu gerilim ve çatışmanın başkaları tarafından kullanılmasını istiyor musunuz, istemiyor musunuz?
Eğer bu iki grup arasındaki gerilim, provokatörlerin işine yarayan bir ortam yaratıyorsa, bu iki grubun, bunu önleyici ciddi bir politik çabanın içine girmeleri makul değil mi?
Eğer ortada bir provokasyon var ise ve bunun bir provokasyon olduğuna gerçekten inanıyorsanız, ancak ve ancak ortak hareket ederseniz provokasyon ortamını ortadan kaldırırsınız.
Bu çatışma ciddidir, hem de çok ciddidir.
Kürt, Kürdistan toplumundaki derin damarlara hitap etmektedir. Ve ne HDP ne de HÜDA-PAR, sadece “soğukkanlı davranmaya” çağrı yaparak işin içinden çıkabilirler.
Ana sorun şiddettir. Şiddet, başta T.C. devletinin şiddeti olmak üzere, genel olarak Kürdistan topraklarında büyük bir yıkım yaratmıştır.
Şiddet Kürdistan toplumunun dokularını tahrip etmiştir.
Bu şiddetin yarattığı kültürel yıkımın boyutlarını ortadan kaldırmak hepimizin görevidir.
Provokatörlerin, kaos ve çatışma ortamını yaratmak isteyenlerin kolayca yararlandıkları bu şiddet kültürüne karşı PKK ve HÜDA-PAR’ı ortak tavır almaya çağırmak çok mu yanlış?
Soru basittir. Provokasyonların önünü almak istiyor musunuz?
Bu çatışmanın zararlı ve engellenmesi gereken bir şey olduğuna inanıyor musunuz?
O hâlde, HPD ve HÜDA-PAR genel başkanlarının ortak bir basın toplantısı yapmaları gerekmez mi? Çok mu kötü olur bunu yaparlarsa?
Etnik- din çatışmaları üzerine uğraşan insanlar bilirler. Bazı toplumlarda fay hatları o denli derindir ki, eğer çok aktif tavır almaz ve sadece “soğukkanlı olalım” çağrılarıyla yetinirseniz, istemezseniz bile fayın çatlamasına engel olamazsınız! O hatlar, sizi de yutar götürür.
Bu nedenle, bazı HDP yöneticileri, genel “soğukkanlı olalım” çağrısı ile sorunu çözeceklerine inanıyorlarsa yanılıyorlar.
Çatışmanın hitap ettiği damarların çok iyi bilincinde olan ve bu konuları benden daha iyi bildiklerini tahmin ettiğim insanların çok daha aktif tavır almaları gerektiği ortadadır.
Bu çatışmayı durdurmak, bu provokasyonların beslendiği ortamları kurutmak hepimizin görevidir.
Kimsenin ama kimsenin demokrasinin elde ettiği zaferi gölgelemesine müsaade edilmemelidir!
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.