21 Mayıs 2024
  • İstanbul16°C
  • Diyarbakır18°C
  • Ankara22°C
  • İzmir26°C
  • Berlin23°C

PAKETTEN KORKANLAR

Hayrettin Karaman

27 Eylül 2013 Cuma 08:35

Demokrasi sonuçta halkın iktidarı ise Türkiye son on yılında oldukça hızlı adımlarla demokrasinin önündeki engelleri birer birer kaldırıyor. Bu engeller arasında kemalist ideoloji, askeri ve bürokratik vesayetler, bölücülük, ulusçuluk ve ırkçılık, egoist sermaye, bir tarafa yaslanmış medya, halkın iradesini kayıtlar altına alan darbe anayasası... vardı. Bütün bu engellerden zarar gören çeşitli halk kesimleri kimi meşru, kimi gayr-i meşru savunma yollarına girdiler, ceberut devlet karşısında çaresiz kalmış kesimler dış ve iç mihrakların istismarı için uygun zemin haline geldi. Dindarlara, etnik gruplara, mazlum ve mağdurlara karşı işleyen devlet gücü insanları hapishanelere düşürdü, dağlara çıkardı, hicrete zorladı, bazılarını da hayata küstürdü.

Bugün bir yanda gerçek manada halkın iktidarı için gerekeni yapmak isteyenler var (bunların başında iktidar geliyor), diğer yanda da kendi amaçlarına daha uygun gördükleri için statükonun devamı için çabalayanlar var (bunların da başında muhalefet geliyor). Paket henüz açıklanmamışken kıyıdan köşeden alınan bilgi ve tahminlere dayalı olarak farklı tepkiler ve değerlendirmeler var:

'Bu paketi biz teklif etmiştik, yeni bir şey yok'.

'Bu paket PKK'nın dayatması sonunda çıkarılmıştır; halkın değil, onların taleplerini karşılamaya yöneliktir'.

'Paket yetersizdir'...

Peki halkın ve ülkenin menfaati neyi gerekli kılıyor?

Eğer bu paket şimdiye kadar verilmemiş bazı hak ve özgürlükleri veriyorsa, haksızlıkları azaltıyorsa, birçok alanda normalleşmeyi sağlıyorsa... daha önce teklif edilmiş, başkaları tarafından da düşünülmüş olması neyi değiştirir; bu yüzden pakete karşı çıkmanın, onu önemsizleştirmenin makul bir gerekçesi olabilir mi?

Bu ülkenin hiç mi milli ve umumi bir meselesi yok? Eğer varsa niçin -memleket hainleri dışında kalan- bütün taraflar milli meslelerde tek ses, tek vücut, tek irade olamıyorlar?

Bence milli ve umumi meselelerimiz var, ama grup taassubu gözleri kör, vicdanları sağır yapmış; 'meselenin çözümü filan gruba yarayacaksa olmasın, memleket zarar görse de mesele devam etsin' zihniyeti bizi bu hale getirmiş bulunuyor!

Herkesin, kimi ortak, kimi farklı alanlarda şikayetleri var. Bunların düzelmesini istemeyenleri bir yana atalım, iyi niyetli ıslahçıların hiç mi ortak çözüm projeleri yok? Elbette vardır, ama 'çözüm sürecinde de görüldüğü gibi' ortak çarede işbirliği yerine ihtilaf lar ön plana çıkarılıyor ve iyi niyetli çabalar da sonuçsuz kalıyor.

Çare İslam'da diyoruz, yanaşmıyorlar.

Çare demokratikleşmede diyorlar, hadi deyince ipe un seriyorlar.

Şu halde siyasi iktidar azami genişlikte danışmalar yapacak, bütün düşüncelere önem vererek dinleyecek, sonra aldığı sorumluluğun gereğini yerine getirerek kararını verip icra edecek; 'yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol.'

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.