22 Kasım 2024
  • İstanbul9°C
  • Diyarbakır9°C
  • Ankara9°C
  • İzmir17°C
  • Berlin2°C

ÖZGÜRLÜĞÜMÜZ KÜRT MESELESİNE BAĞLI

Tarhan Erdem

06 Ekim 2011 Perşembe 05:34

Kürt meselesi, 'kanun' ve 'yargı' anlayışına takılıyor; bu kanunlar kalkmadan sorun çözülemez. Türkler de özgürlüklerine kavuşamaz. 

Kürt meselesini önemsiz ve ertelenebilir bulanımız yok. Terör sorunundan ibaret sayanlar bile, cenaze namazlarından yankılanan feryatları duyarak meseleyi ilk sırada tutuyorlar.

Her gün gazetelerde onlarca yazı çıkıyor, kitaplar yayımlanıyor.

MHP’nin düşüncesi belli: Kandil’e bayrak çekeceksin bitecek!

CHP’nin hükümetten beklentisi var: Çözüm ve çare söylesin, yardım edelim.

İktidar partisi, her gün farklı davranıyor, değişik sözler söylüyor. Bir bakıyorsunuz, Başbakan’ın görevlendirdiği birinci derece memurlar devletin terörist saydıklarıyla aylarca görüşmüşler; bir bakıyorsunuz “Bitireceğiz”; ertesi gün, bir zamanlar ‘komonist’ sanılanlara uygulanan ‘Toplama’! 

6 yıllık gel-gitler

Çelişkiler hükümet üyeleri arasında mı, parti yönetiminde mi anlaşılmıyor.

Sık sık farklı görüşler ileri süren Başbakan, 2005’ten beri Kürt meselesinde, çözümle ret arasında gidip geliyor. Benim gibiler de bir gün ferahlayıp, ertesi gün umutsuzluğa kapılıyorlar.

Sayın Erdoğan’ın sabit görünen görüşü ‘demokrasi ve insan haklarından ayrılmayacağı’ vaadidir. Fakat, bunları söyleyip geldiği beş yıldır, birbirine ters o kadar farklı görüş belirtti ki, ‘insan haklarını nasıl anladığı’ anlaşılmaz oldu.

Hükümette ve parti yönetiminde farklı yapıda kişiler var. Bunlar genel başkanlarıyla çelişmeye düşmeden siyaset yapmak için ne sıkıntılar çekiyorlardır kim bilir. Ak Parti yönetim kurullarında ve Meclis grubunda Kürtler var. Başbakan Kürt meselesini çözecek gibi göründüğü zaman rahat konuşuyor, o terse dönünce seslerini kesiyorlar.

İçlerinde MHP yapısından gelen, yetişme tarzı bakımından kimliklerin tanınmasını, insan haklarının sınırlanamayacağını anlaması zor olanlar her buldukları boşluktan yararlanıp, “Terörü bitirelim, Kürt meselesinden kurtulalım” anlayışını veya uzantılarını söylüyorlar.

Parti içinde taraflar evrensel hukuka saygı temelinde uzlaşmadı; Başbakan farklı düşünceleri Ak Parti bünyesinde uzlaştırıp eritemedi!

Hepimiz görüyoruz; on yıldan beri, adını ne koyarsak koyalım, hukuk devleti anlayışıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin korunamayacağı her yerdedir. Siyasette, poliste, orduda, yargıda, bürokraside, basında; her kesimde her yerdedirler. Bunlar, düşüncelerine karşı politikaların uygulanmasını önlemek için ellerinden geleni yapmaktadırlar.

Yargıya takılıyor

Yıllarca uygulanmış anlayışların ürünü olan demokrasi dışı kuralları savunuyor görünenlere karşı kazanılacak bir mücadele içindeyiz. Bu mücadeleyle, halk gerçek ifade, örgütlenme ve toplanma özgürlüğüne kavuşacaktır. Halen bu sade özgürlüklerin kullanılmasını düzenleyen, gerçekte kullanılmasını sınırlayan kanunlar, Kürtlerin yurttaşlık haklarının önünde başlıca engeldir.

Kürt meselesi, ‘kanun’ ve ‘yargı’ anlayışına takılıyor; bu kanunlar kalkmadan Kürt meselesi çözülemez, dolayısıyla Kürt meselesi çözülmeden Türkler de özgürlüklerine kavuşamazlar.

Bu düğümü Başbakan çözebilir, partisinin içinden, bürokrasiden ve halktan gelen direnişe karşın çözmelidir!

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.