ÖNCE TERÖRLE MÜCADELE KANUNU, DİĞERLERİ SONRA...
Tarhan Erdem
11 Aralık 2014 Perşembe 04:33
Hükümet ile HDP münazara anlayışıyla görüşüyorlar. Esası değiştirmeyecek cümlelerden tartışma üretiliyor, sonra büyük mesele varmış gibi tartışma kamuoyuna yansıtılıyor, az gittik uz gittik, dere tepe düz gittik tekerlemesindeki gibi, bakıyoruz kırıp dökülen bir yana, aldığımız mesafe fazla değil.
İşte son günlerde, PKK'lıların çekilmesi, silahların bırakılması konuşulurken ortaya çıkan af meselesi... Meselenin özünü konuşabilsek, mesafe alabileceğimiz konuları konuşup, her gün bir meseleyi geride bırakacağız.
"Çok sayıda vatandaşımızın hayatına mal olan" diye başlayan sözlerle, kamu güvenliği de sağlanamıyor, yurttaşların huzuru da!
Söylenenlerle, alınmış veya alınması önerilen tedbirlerle, kamu güvenliği kurulamıyor; kurulamadı! Çünkü o tedbirler, güvenliği sağlamaktan çok, ibret alınsın diye ağırlaştırılmaktadır. Çözüm sürecinin amacı olarak konulan "terörün önlenmesi" anlayışı da, yöneticileri cezaları arttırmaya itiyor.
Son 30 yıldır karşılaştığımız sıkıntıları, tedbirlerin az olmasına, güvenlik güçlerinin dikkatsizliğine ve araçlarının yetersizliğine bağlayan bir çok bakan gördük, pek çok rapor okuduk. Güvenliği tedbire bağlayan anlayışla, olmadık yollar aradık, yargısız infazlara yöneldik, cezaevlerini doldurduk, yetmedi yeni ceza evleri yaptık, yeni kanunlar çıkardık.
Son on yıldır ciddi tedbir arayan siyaset anlayışı gelişti; tuhaftır bu anlayışı ilk terk eden hükümet oldu, programlar üretmeye çalıştı, "Açılım" dedi, "Kürt sorunu" dedi, son yıllarda "çözüm süreci" dedi; başta gerçek nedenleri görür gibi oldu, hemen sonra yine "terörü bitirme" amacına döndü.
Şimdi, olayın nedenini bir kenara koyup, sıkıntı çıkaranların sıkıntılarını ortadan kaldıracak tedbirleri tartışıyorlar. Görüşülen kişi ve heyetler de mahiyeti aynı öneriler çevresinde dolaşıp duruyorlar.
Söylenenler yanlış veya yapılmayacak şeyler değil, önemli bir kısmına katılıyorum, onları yaratan nedenler kalkmadıkça bir sonuç alınmaz, önce asıl yapı değiştirmelidir. Zaman içinde, terörü ortadan kaldıralım derken, yapılan hataları düzeltmeye çalışanlar tartışılır hale gelir. Bugün, Ak Parti içinde hükümetin çözüm sürecini savunanların, HDP ve PKK içinde de hükümetle görüşenlerin tartışılmasının nedeni budur.
Adını ne koyarsak koyalım Kürt meselesinin, hemen doğru adıyla yazayım, Türkiye meselesinin, iki önemli sorunu vardır: İfade özgürlüğü ve yönetim sistemi. Çözüm Süreciyle uğraşan hükümet ve HDP, bir türlü asıl gündeme girememesinin nedeni, ifade özgürlüğü ve yönetim sistemiyle konuşmaya ve çözüme başlayamamasıdır.
İfade özgürlüğünün önemli engeli yargımızdaki anlayış ve ceza yasaları ile Terörle Mücadele Kanunu'dur (TMK).
TMK, ifade özgürlüğü ve yönetim sisteminde adım atılmasının, kamu güvenliğinin korunmasının önündeki en önemli engeldir. TMK kaldırılması, çözüm sürecinin bugün gündeme getirilen konuların çözülmesini kolaylaştıracak ve bir kez daha tekrarlanmayacak bir ortam yaratacaktır.
Yukardan beri yazdıklarım, görüşmelere katılanların amaçlarının belirlenmesi gereğini göstermektedir.
Her iki taraf da her hafta değişen amaçla görüşmeleri sürdürmeye çalışmaktadırlar. Bundan önce de yazmıştım; görüşmelerin başarısı, taraflarının belirledikleri amacın doğruluğuna ve gerçekçi olmasına ve görüşmelerin bu amaca uygun yürütülmesine bağlıdır.
Özetle, HDP ilk dönem için amacını, TMK 'nın kaldırılması olarak belirlemelidir.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.