23 Kasım 2024
  • İstanbul4°C
  • Diyarbakır18°C
  • Ankara18°C
  • İzmir15°C
  • Berlin4°C

ÖĞRENME YOLLARI YA DA ANGELİKA

Cihan Aktaş

08 Temmuz 2010 Perşembe 00:31

I- Ursula K. Le Guin bir denemesinde, okuyucularıyla buluştuğu bir toplantıda kendisine “Bu fikirler size nereden geliyor” diye soran bir okuyucusundan söz eder. Hasan Ali Topbaş, aldığı benzeri bir soruyu, “Ne Anlatıyorsun” başlığını taşıyan denemesinde irdelemişti. Üstelik böyle bir soruyu “romanın herhangi bir şeyi anlatmaktan ibaret olmadığını düşünen ve diline zaman zaman ‘güneş altında söylenmemiş söz yoktur’ nakaratını dolayan bazı yazarlar bile sorar” diye yazıyor Topbaş.

Elimde Yıldız Ramazanoğlu’nun yenilerde yayımlanan dördüncü öykü kitabı var: Angelika. (Timaş; 2010) Yıldız’ın yazdığı her yeni öykü kitabını büyük bir heyecanla karşılıyorum, yayımlanan o kitabın arka planında nasıl bir yazma mücadelesi ve tutkusunun var olduğunu biraz olsun bildiğim için. Büyük şehrin, şehirlerin, bazen de ülkelerin arasında koştururken bir öykü cümlesine dalıp giden, ancak sıra yazı masası başında konaklamaya gelince bütün tevazuuyla ağırdan almış olan Yıldız, son birkaç yıl içinde öykülerini okuyucularıyla daha sıklıkla paylaşmaya başladı.

Bu fikirler bu yazara nereden geliyor, hangi gezegenden? Yıldız bu güzel öykülerin konularını, ayrıntılarını, imgelerini koşturma içinde geçen hayatının hangi safhasında nereden yakaladı da not etti zihninin bir köşesine?

***

II- Edward L. Murray’ın Muhayyileye Dayalı Düşünmek isimli eseri, yazar muhayyilesinin yapısını ve gizlerini kavramak bakımından ufuk açıcı bir çalışma. Yeri gelmişken, böylesine Heidegger kitaplarıyla yarışan cümlelerle örülü bir kitabı ustalıkla çevirdiği için Yusuf Kaplan’ı kutluyorum. (Açılım, Pınar; 2008)

Aydınlanma’nın gözardı ettiği muhayyileyi romantik şair ve yazarlar ayakta tutmaya çalıştılar. Başka pek çok faktörün yanında, Batılı aklın dışladığı kadınların bu süreçte muhayyilelerini herhangi bir bilimsel otoritenin kısıtlamalara yol açan baskılarına muhatap olmadan çalıştırmalarının bir sonucu olarak görülemez mi, bugün kadınların edebiyat alanındaki nitelikli üretimleri...

Kusurlardan münezzeh olmayan dünyanın gidişatını değiştirmede, göze gelmezliği oranında güçlü bir rol üstlenir muhayyilenin (imgelemin) kurguları. Başka türlü eylemenin yollarına düşme konusundaki cesareti ayakta tutan ise her şeyden önce umuttur.

***

III- Yıldız Ramazanoğlu bir iletişim insanı, öteki ile ilgili, dünyanın gidişatı hakkında sorumluluk üstlenen bir yazar. Tanıdığınızı sandığınız kişinin metinlerinin sizi şaşırtmasını, hatta size bir şeyler öğretmesini beklemezsiniz çoğu zaman. Oysa söz konusu olan edebiyatsa, yazarın kendisi dahi an gelecek kaleminden dökülen cümleleri yadırgayacaktır.

Angelika, bir öykü dünyasından neşet eden bir kahraman.

Öykü elbette taşıdığı bütün imkânlarla birlikte bilmediğimiz dünyalara açılan penceredir. Angelika ismini taşıyan Almanyalı kız çocuğuyla Türkiyeli ailenin oğlu yer değiştirir ve başka türlü hayatların inceliklerini öğrenmeye açılırlar. Başkası olmayı hayal etmenin en güç yollarından biri, oyunculuk. Müberra bir yazar ve sinema yıldızı olamadı, engin hayal dünyası etrafının baskısına yenik düştüğü için. Marsilyalı Alissa kendine özgü kokusuyla geldi, gelin olarak geldi ülkemize, anlatıcısının Avrupalı kadın profili izlenimini yerle bir eden bir aşk hikâyesiyle. Alissa, her kadının mutluluğu kendine özgü bir formülle bulabileceğini öne süren genel kurtuluş söylemleriyle pek bağdaşmayan hayat felsefesiyle kafasını karıştırmaya devam edecektir anlatıcının. Hüküm ise hayatı başkasının iyiliğine hizmet eden adımlarla kat ederek ayakta kalmayı başaracağını bilen bir kahraman. Hüküm aynı zamanda gerçekle gerçeküstünü birleştiren bir yolculuğun tanıklığının öyküsü.

Şairle Randevu, büyük bir şairle buluşmaya giden üniversite öğrencisinin benliğini tutuşturan varoluşa ilişkin çatışmaların, arayışların hikâyesi. Kendini şairle buluşmaya hazırlama sebeplerinin yetersiz kaldığı yerde buluşmaya götüren mekânlar canlanarak bu hazırlığa katılırlar sanki.

Hayatın seslerine duyarlı cümlelerle örüyor öykülerini Yıldız Ramazanoğlu. Kendi sıkıntılarına dönük, kendi acısı içine kapalı insanlar değil kahramanları. Yaşanan iyi kötü tecrübeler, daha olumlu bir hayat telakkisine dönüşüyor kahramanların bilincinde. Bana, nefes alıyormuş gibi gelen canlı öyküler yazıyor Yıldız. Birbirinin içine geçen yaşantıların mümkün kıldığı ince yollarda dolaşırken okuyucusunu da çekiyor, anlattığı sahnelerin katmanlarından birine.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.