ÖCALAN’LA GÖRÜŞME
Mesut Yeğen
18 Eylül 2016 Pazar 23:46
Bayram vesile edilerek gerçekleşmesine izin verilen Abdullah Öcalan Mehmet Öcalan görüşmesi ilk elde iki sonuç üretti. İlk olarak Öcalan’ın hayatta olduğu ve ciddi bir sağlık sorunu olmadığı anlaşıldı ve böylece Kürd siyasetince başlatılan açlık grevi büyümeden sonlandı. İkinci olarak da, Kürd Meselesi’nin bu en önemli aktörünün meselenin gidişatı üzerine az da olsa ne düşündüğü bilinir oldu. Malum, Öcalan devletle temas kurmaya hazır olduğunu ve imkan tanınırsa Kürd Meselesi’nin altı ay içerisinde hallolunabileceğini söyledi.
Bir başına bu kadarı da önemli olmakla beraber aylardan sonra gerçekleşen bu ilk görüşmenin muhtemel etki ve sonuçlarının bu kadarla kalmayacağını öne sürmek spekülatif olmasa gerek. Öcalan görüşmesinin bu ilk iki sonuçtan fazlasını üretecek mahiyette olduğunu düşünmek için birden çok sebep var.
Evvela, herhalde şunu teslim edebiliriz: Devlet, daha epey bir müddet Öcalan’la görüşülmesine izin vermemeyi göze alabilirdi. Bu işler öyle rahatlıkla kestirilemezse de, açlık grevine rağmen Öcalan’la görüşmenin engellenmesi devletin bu aralar göze almaktan çekineceği mahiyette bir ‘sokak baskısı’ üreteceğe benzemiyordu. Buna rağmen görüşmenin gerçekleşmesi ve dikkatle seçilmiş sözcüklerle bir açıklama yapılmış olması devletin de Öcalan’la görüşülmesini uygun bulduğunu gösteriyor olsa gerek.
İkinci önemli sebep elbette görüşmenin içeriğiyle ilgili yapılan açıklamanın sınırlılığı. Malum, Mehmet Öcalan görüşmeyle ilgili açıklamayı görüşmenin hemen ardından Gemlik’te değil, ertesi gün, Diyarbakır’da yaptı ve yine malum çok az şey söyledi. Öcalan’ın söylediklerinin Mehmet Öcalan’ın aktardıklarından ibaret olmadığını tahmin etmek için alim olmaya gerek yok. Bu durumda Öcalan’ın kamuoyuna aktarılanların haricinde söylediklerinin Kürd hareketinin ilgili mercilerine çoktan aktarılmış olduğunu tahmin edebiliriz. Dolayısıyla, olacaksa eğer, Öcalan’la görüşmenin daha ciddi etki ve sonuçları muhtemelen görüşmenin kamuoyuna aktarılmayan kısımlarının ilgili yerler tarafından işlenmesinin ardından ortaya çıkacaktır.
Bu minvalde düşünmek için üçüncü bir sebep de Öcalan’ın açıklamalarının ardından hem hükümet çevrelerinin hem de Kürd siyasetinin gark olduğu belirgin sessizlik. Her iki taraftaki bu sessizlik görüşmenin etkilerinin Öcalan’ın hayatta ve sağlıklı olduğunun bilinmesinden fazla olabileceğini gösteriyor.
Ama doğrusu, Öcalan’la görüşmenin etkilerinin bu ilk etkilerden fazla olabileceğini düşünmek için bütün bu sebeplerin ötesinde daha makro bir sebep var. Öcalan’la görüşme son zamanda Kürd Meselesi’nin seyrinde arka arkaya yaşanan gelişmelerin şimdilik sonuncusu. Malum, Kürd hareketinin hem yasal hem de illegal kanatları son zamanlarda görüşme sürecinin canlandırılmasını talep eden, alttan alır açıklamalar yaptı, Suriye ve Rojava işlerinde kısmen Türkiye’yi rahatlatan önemli gelişmeler gerçekleşti, Mesut Barzani Ankara’ya geldi vs. Bütün bunlar hem Suriye hem de Irak’ta önemli gelişmelerin eşiğinde olduğumuzu ve hem Irak hem de Suriye Kürdistanı meselesiyle iç içe geçmiş Türkiye’nin Kürd Meselesi’nin de bu gelişmelerden ciddi biçimde etkileneceğine işaret ediyor.
Öcalan’la görüşmeyi önemli ve şimdiye kadarkinden daha fazla etki üretmeye aday kılan en önemli sebep mahut görüşmenin sözünü ettiğim bu bağlamda gerçekleşmiş olması. Öcalan’la görüşme Suriye ve Irak’ta Türkiye’yi de kökten etkileyecek önemli gelişmelere sebep olabilecek son adımlar atılmaya hazırlanırken yapılan bir son yoklamaya benziyor. Bu son yoklamanın yaşanacak gelişmeleri hayırlı kılıp kılmayacağı ise şimdilik belirsiz. (Bashaber)
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.