ÖCALAN’IN ÖZGÜRLÜĞÜ MESELESİ
Günay Aslan
21 Ocak 2015 Çarşamba 13:42
Özgürlük Hareketi uzunca bir süredir PKK lideri Öcalan’ı özgürleştirmeyi esas alan bir kampanya yürütüyor.
Strasbourg’ta Avrupa Konseyi binası önünde başlatılan ve Avrupa’nın en uzun süreli eylemi olan, "Öcalan’a Özgürlük İçin Nöbet Eylemi" yakında üçüncü yılına giriyor.
2012 yılı Haziran ayından bu yana kesintisiz devam eden eylemin Öcalan özgür oluncaya kadar sürmesi amaçlanıyor.
Üç yıl önce kurulan Barış İçin Öcalan’a Özgürlük Platformu’nun dünya genelinde başlattığı imza kampanyası da devam ediyor.
Dünya çapında tanınmış şahsiyetlerin de destek verdiği kampanyada 10 milyon imzanın toplanması hedefleniyor.
Moskova’dan Monaco’ya, Tokyo’dan Toronto’ya devam eden ve yoğun ilgi gören kampanyanın hedefin çok ilerisinde gerçekleşmesi bekleniyor. Ayrıca bu amaç kurulmuş çoğu uluslararası birçok kurum, platform ve inisiyatifin çalışmaları da devam ediyor.
Bunlar aracılığıyla belli aralıklarla Öcalan’ın özgürlüğünü esas alan etkinlikler düzenliyor ve böylece konunun gündemde kalması sağlanıyor.
Öte yandan özgürlük hareketinin 2015 hedeflerinin başında da Öcalan’ın özgürlüğü geliyor. Yıllardır devam eden kampanyaların bu yıl hızlanacağı ve yaygınlaşacağı anlaşılıyor.
Avrupa Kürt Demokratik Toplum Kongresi’nin (KCD-E) başlattığı "Öcalan’a Özgürlük-Kürdistan’a Özgürlük" yürüyüşleri yakında başlıyor.
Ancak 2015 çalışmaları için start geçen Pazar günü Van’da verildi. Burada "Öcalan’a Özgürlük" şiarıyla görkemli bir miting düzenlendi.
On binlerce kişinin katıldığı mitingte Öcalan özgür olmadan kalıcı bir barışın mümkün olmayacağı mesajı bir kez daha çok net ve çok güçlü bir biçimde verildi.
***
PKK lideri Öcalan 16 Şubat 1999 tarihinden bu yana İmralı’da uluslararası bir rehin olarak tutuluyor.
16 yıldır İmralı’da tek kişilik bir hücrede kalan Öcalan'ın esaretinin bütün dünyanın gözleri önünde Türkiye, Amerika, Rusya, Avrupa ve İsrail'in işbirliğiyle gerçekleştiği biliniyor.
Bu yüzden küresel bir rehin sayılıyor ve Öcalan bu yüzden zaten bir tutsağın sahip olduğu asgari hakları bile kullanamıyor.
İster içeride, ister dışarıda olsun hukuki hiçbir düzenleme onun için geçerli olmuyor. Onun durumu siyasal gelişmelere bağlı olarak değişiyor. Konjöktüre göre ya iyileşiyor ya da kötüleşiyor.
Hatırlayacaksınız; PKK lideri 9 Ekim 1998 tarihinde 20 yıldır yaşadığı Şam’dan çıkmak zorunda kalmıştı.
Başını Amerika’nın çektiği uluslararası güçler Şam yönetimini tehdit etmiş, yönetim de Öcalan’dan ülkeyi terk etmesini istemişti.
9 Ekim 1998'de Şam’dan çıkmak zorunda kalan Öcalan, CIA, MOSSAD ve MİT'in ortaklaşa yürüttüğü 130 günlük 'sürek avı' sonucu 15 Şubat 1999 akşamı Kenya’dan kaçırılmış, Türkiye’ye teslim edilmişti.
Kenya’dan korsanvari bir biçimde kaçırılan Öcalan, ahlaki, hukuki ve siyasi meşruiyeti olmayan İmralı mahkemesinde tek taraflı olarak yargılanmış ve idama mahkum edilmişti.
Bütün bunlar küresel bir plan dahilinde gerçekleşmişti. PKK liderine hukuki ve siyasi savunma yapma hakkı dahi verilmemişti. Türkiye’nin militarist sistemi bu sayede kendisinin işlediği suçların gündeme gelmesine izin vermemiş, kirli savaşın bütün suçlarını tek taraflı olarak Öcalan’a fatura etmişti.
İmralı mahkemesi meşru değildi, dolayısıyla verdiği karar da meşru değildi, ama buna rağmen Öcalan o tarihten bu yana İmralı’da kalmaya devam ediyor.
İmralı sisteminin Ortadoğu’da ve buna bağlı olarak Türkiye'de oluşacak yeni dengelere bağlı olarak çökeceği veya bir süre daha devam edeceği de biliniyor.
Çünkü PKK lideri geçmişte Amerika'nın bölgesel hedeflerine engel teşkil ettiği için tasfiye edilmek istendi. Öcalan’ın esareti küresel sistemin Ortadoğu’daki amaçları yüzünden gerçekleşti. Fakat o günden bu yana şartlar ve dengeler de kökten değişti.
Öcalan ve PKK tasfiye edilemedi. Edilemediği gibi Özgürlük Hareketi yükseldi ve bölgede stratejik önem elde etti.
PKK uluslararası komployla yaşadığı yenilgiyi zaman içinde zafere çevirmesini bildi. Direniş sayesinde şartları ve dengeleri kendi lehine değiştirdi. Zaman içinde bölgesel bir akötör haline geldi.
Dolayısıyla ortada yeni bir durum var. İçeride ve dışarıda oluşan yeni dengeler birçok şey gibi, Öcalan’ın özgürlüğü meselesini de acil bir politik mesele haline getiriyor.
Öcalan artık uluslararası bir rehin olarak İmralı’da daha fazla kalamaz. Zira şartlar bu sorunun daha fazla gecikmeden çözülmesini zorunlu kılıyor.
Dolayısıyla hükümetin basiretli davranması; hem Kürt halkının temel haklarını anayasal güvence altına alması hem de Türk-Kürt ittifakının ve kalıcı barışın anahtarını elinde tutan Öcalan’ın özgürlüğünü sağlaması gerekiyor…
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.