27 Nisan 2024
  • İstanbul15°C
  • Diyarbakır25°C
  • Ankara22°C
  • İzmir25°C
  • Berlin20°C

ÖCALAN'DAN MANDELA'YA LİDERLİK

Oral Çalışlar

22 Mart 2014 Cumartesi 09:00

"Öcalan’dan Mandela olabilir mi?" tartışması, artık daha anlamlı bir zemin kazanıyor. Koşullar çok farklı olsa bile, barışa liderlik etme yönündeki benzerlikler çoğalıyor. 

Abdullah Öcalan, barış iklimini ve çözüm umudunu güçlendiren bir çağrı daha yaptı. Bir yıl önceki 'silahlara veda' çağrısının artık kalıcı hale geldiğini 'ama'sız dile getiren Öcalan’ın, bu gergin ortamda, taraflara, 'sorumlu bir dil ve üslup' önermesi, dikkat çekici. Newroz

kutlamasında ortaya çıkan tablo, Kürtlerin bir senedir süren barış iklimine sahip çıktıklarının da kanıtı.

PKK lideri, Diyarbakır'da (Amed) Newroz için toplanan yüz binlerce Kürt’e yaptığı açıklamada, 'barış ve çözüm süreci'ndeki kararlılığını dile getiriyor. Çözüm sürecine desteğinin yanı sıra 'darbeci-komplocu' girişime karşı tavrını da bir kez daha netleştiriyor.

Bir yıl önceki, 'silahlı mücadele dönemini bitiren tavır'ı sürdürdüğünü, şöyle ifade ediyor: "Bizler gencecik fidanları, canları, aşkları, emekleri kül eden savaş ateşini, yine böyle bir günde, geçtiğimiz Newroz'da söndürmüş ve barış için büyük bir dirilişin meşalesini yakmıştık." 

Öcalan, 'komplocu-darbeci mekanizma'ya karşı, 'demokratik anayasa' öneriyor: "Önümüzde en yakıcı bir şekilde cevap bekleyen şey, birbirini tekrarlayan darbelerle mi yoksa tam ve radikal bir demokrasiyle mi yola devam edeceğimiz sorusudur. (...) Ya son 200 yıllık kapitalist moderniteye dayalı komplocu-darbeci rejim kendini yeniden restore ederek sürdürecektir ya da tarihsel rotasına oturtulmuş

Türk-Kürt ilişkileri en kapsamlı demokratik reformlardan geçerek demokratik anayasal bir rejimle komplocu-darbeci mekanizmaları parçalayarak çözümlenecektir. Bütün ara yollar ve geçici biçimler artık miyadını doldurmuştur."

Bir yıllık deney

Bazı çevrelerin beklentilerinin aksine Öcalan, geçen bir yılı olumlu görüyor ve çözüm sürecini yürüten tarafların kararlılığına vurgu yapıyor: "Şu ana kadar yürütülen, bir diyalog süreciydi ve önemliydi. Bu süreçte iki taraf da birbirlerinin iyi niyetini, gerçekçiliğini, yeterliliğini test etmiştir. Bu testten hükümetin ağırdan alma, tek taraflı yürütme, yasal temelden kaçınma ve uzatma tutumuna rağmen iki taraf da barış arayışından kararlılıkla çıkmıştır." 

Öcalan, başından beri ısrarla üzerinde durduğu süreci, yasal bir zemine oturtmakta ısrarlı: "Diyalog süreçleri, önemli olmakla birlikte, bir bağlayıcılık içermezler. Bundan dolayı da kalıcı bir barış için, yeterli güvence oluşturamazlar. Gelinen noktada müzakere sistematiği için yasal bir çerçeve kaçınılmaz olmuştur." 

Öcalan, Paris katliamını, uluslararası Gladio ile birlikte anıyor: "Bizim büyük barış yolculuğumuz Oslo’dan Paris’e, Gever’den Lice’ye, KCK operasyonlarından hasta tutsaklarımıza dönük zalim tutuma varana değin birçok saldırıya maruz kalmıştır. İşte bütün bu kirli oyunları bozan, uluslararası Gladyo hâkimiyetini sarsan ve boşa çıkaracak olan da bu harekettir, yani sizlersiniz." 

PKK lideri, Kürt özgürlük hareketine yönelik uyarıları da eksik etmiyor. Onları, sorumlu bir dil kullanmaya çağırıyor: "Öte yandan sorumlu bir dil ve üslup birçok ırkçı psikolojik harp metotlarını boşa çıkaracağı gibi büyük barışımızın da temel karakteri olacaktır." 

Öcalan’ın açıklamasını, madde madde değerlendirdiğimizde, şöyle bir fotoğraf çıkıyor: 1. 'Çözüm süreci' geçen bir yıl içinde başarı kazandı. Taraflar kararlı davrandılar. 2. Demokrasinin ve sürecin önündeki asıl engel, 'komplocu-darbeci rejim'dir. 3. Süreç, yasal bir zemine kavuşturulmalıdır. 4. 'Paris katliamı' dahil, birçok provokasyonun arkasındaki asıl güç, 'Uluslararası Gladyo'dur. 5. Kürt özgürlük hareketi de sorumlu bir dil ve üslup kullanmalıdır. 

Şimdi, Öcalan’ın açıklamalarından, sosyal medyaya kısa bir geçiş yapalım… 

Twitter yasağı

Twitter’ın engellenmesi, yanlıştır. 'Haberleşme özgürlüğü'nü, tam merkezinden hedef alan ve pratikte pek de bir geçerliliği olmayan bu girişimin, bir an önce durdurulmasını ve makule dönülmesini bekliyoruz.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.