ÖCALAN DEMİRTAŞ’IN ÜZERİNİ ÇİZDİ Mİ? ÇİZER Mİ?
Ruşen Çakır
04 Mart 2015 Çarşamba 11:16
ÖNCE Cumhurbaşkanı Erdoğan, ardından Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın, 28 Şubat’ta açıklanan Abdullah Öcalan’ın silahları bırakma çağrısına aykırı hareket ettiğini ilan ettiler. Siyasi iktidar, Demirtaş’tan pek hoşlanmadığını daha önce de değişik vesilelerle (örneğin 6-7 Ekim olayları) alenen göstermişti. Ancak bu sefer iki nedenle durum biraz daha farklı:
1- Seçimlere 100 günden az bir süre kaldı. En çok merak edilen husus, HDP’nin barajı geçip geçmeyeceği. Partinin seçimlerde en büyük kozlarından birisi bizzat Demirtaş olduğu için bu tür saldırılar daha fazla önem kazanıyor.
2- 6-7 Ekim sonrasında örtülü bir şekilde dile getirilen, Demirtaş’ın Kandil ile birlikte Öcalan’ı zor durumda bıraktığı iddiası (ki daha sonra Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan olup bitenlerin İmralı’nın bilgisi dahilinde olduğunu açıklayarak bunu tekzip etmişti) bu sefer daha aleni bir şekilde dillendiriliyor. Arınç’ın Demirtaş’tan “proje” olarak söz etmesi tek başına yeterli.
ZANA ÖRNEĞİ
Peki sahiden Demirtaş bir “proje” olabilir mi? Öcalan’a rağmen HDP’yi bambaşka bir kulvara taşıyabilir mi? Çözüm sürecini rayından çıkarabilir mi? Bu sorulardan hareketle başlığa çıkardığımız iki soruyu da masaya yatırabiliriz: “Öcalan, Demirtaş’ın üzerini çizdi mi? Çizer mi?”
Öncelikle siyasi iktidarın en tepe isimlerinin Öcalan’ı bu kadar parlatmalarının, hele zamanında Erdoğan’ın “Ben olsam asardım” dediğini de akılda tutacak olursak, yadırgatıcı olduğunu vurgulamak lazım. İkinci olarak Öcalan, Demirtaş’tan şikâyetçiyse bunu siyasi iktidarın temsilcileri üzerinden değil doğrudan, mesela İmralı’ya gelen HDP’li milletvekilleri, heyete yakında eklenen ve hükümet çevrelerinde “Demirtaş’ın alternatifi” olarak gösterilmek istenen Hatip Dicle veya ziyaretine gelen aile üyeleri aracılığıyla yapardı.
Öcalan’ın 1999’dan bu yana gerek PKK, gerekse yasal partilerin yönetim mekanizmalarına doğrudan müdahale etmiş, bir dönem Batılıların kendi yerine hazırlamakta olduğunu düşündüğü Leyla Zana’nın önünü kesmiş olduğunu vb. biliyoruz. Dolayısıyla HDP yönetimine müdahil olması teorik açıdan mümkün. İmralı heyetinin düzenli ziyaretleri sayesinde bu tür müdahalelerin daha kolaylaştığı da aşikâr.
Diğer bir deyişle, Öcalan’ın, Demirtaş’ın üzerini çizdiğini sanmıyorum ama isterse çizebileceğinin de altını çizmek lazım. Zira Öcalan, yıllardır yürüttüğü mücadelenin meyvelerini çözüm süreciyle ve varıldığı söylenen müzakere aşamasıyla toplama noktasına gelmişken hareketinin içinden birinin bunu sabote etmesine kesinlikle izin vermez. Hele Arınç’ın ileri sürdüğü gibi Demirtaş’ın bir “proje” olduğunu düşünüyorsa kesinlikle duruma sert bir şekilde müdahale eder.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.