NUMAN KURTULMUŞ MESELESİ VE AK PARTİ'NİN YENİ STRATEJİSİ
Ali Bayramoğlu
18 Temmuz 2012 Çarşamba 07:17
Siyasetin, Türk siyasetinin iki öyküsü var.
İlki öykü değişime, insan hakları çıtasının seviyesine, hak ve özgürlüklerin karnesine bağlı olarak seyrediyor. Bunun içinde laiklik meselesi, Kürt sorunu, Alevi hakları, sivilleşme, bireysel ve kültürel haklar, adalet mekanizması gibi konular bulunuyor.
İkinci öykü iktidar hallerine, iktidar mücadelesine, siyasi yelpazeye, istikrar meselelerine işaret ediyor. Bu öykü de, devlet içindeki kutuplaşmaları, açık ya da gizli iktidar kavgalarını, iktidar ittifaklarını, bunlara ilişkin hesap ve hamleler gibi hususları barındırıyor
Bu iki öykü doğal olarak sık sık iç içe geçer, birbirlerini etkilerler.
Örneğin Özel Yetkili Mahkemeler'in kaldırılması, özel yetkili savcıların yetkilerinin sınırlanması, en önemlisi İstanbul Adliyesi'nde kemikleşen 78 kişilik özel yetkili savcı ve hakim yapısının elden geçirilmesi demokratik anlamda bir düzeltmeye ve düzelmeye işaret eder. Adalet, özgürlükler ve haklar açısından çıtanın yükselmesini ifade eder.
Ancak açıktır ki, bu gelişmeler aynı zamanda kendine has stratejiye sahip otonomlaşmış bir yapının gücünün kırılması ve eylem alanının daraltılması hamleleridir.
Evet, iki öykü iç içedir, buna şüphe yok...
Bununla birlikte her birinin pisti de farklıdır.
Nitekim sadece iç iktidar kavgaları değil, iktidar halleri açısından da ikinci öykünün, gitgide önem kazanacağı bir dönemdeyiz...
Bu pistteki gelişmeler "2014 Cumhurbaşkanlığı seçimleri" ekseninde yaşanıyor ve yaşanacak.
2014 seçimleri sadece Çankaya'ya kimin çıkacağını belirlemeyecek, Cumhurbaşkanı'nın halk oyuyla seçilecek olması, açık ara egemen lider görüntüsünde olan Tayyip Erdoğan'ın adaylağının neredeyse kesin hale gelmesi, "Çankaya'nın hükümet ve siyasal sistemi üzerinde yeni ağırlığı sorusu"nu beraberinde getirecek...
Bu durum aynı zamanda AK Parti için kendi bünyesinde yaşanacak dönüşüm açısından önemlidir, AK Parti'nin kendi içinde yaşayacağı dönüşüm, şekli ve aktörleriyle Türkiye açısından önemlidir.
Görünen odur ki, ülke lider merkezli bir rejim değişikliğine doğru ilerlemektedir. Parlamenter sistemden, üstelik bu sistemin özü değişmeden, fiili bir başkanlık düzenine geçiş kuvvetli bir ihtimaldir.
AK Parti'nin son dönemdeki pek çok konudaki tutumunu, attığı bazı adımları, bu çerçevede değerlendirmek gerekir.
Bunlardan sonuncusu HAS Parti'nin AK Parti'ye katılmasına yönelik davet oldu.
Tayyip Erdoğan'ın Numan Kurtulmuş'u böyle bir zamanlamayla yanına çağırmaması 'iktidar meselesi'yle ilgili görünüyor ve bu açıdan bizce iki nedeni bulunuyor.
İlki Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendine verilebilecek her bir oyun hesabını yapmasıdır.
Taha Akyol'un birkaç gün önce bu konuda yaptığı değerlendirmeyi önemsemek gerekir. Şöyle diyordu:
"Tayyip Bey'in 2023 hedefi için sahip olmak istediği yüksek siyasi güç, (cumhurbaşkanlığı) birinci tur seçimlerde yüksek oy almasına bağlıdır... Sağdaki küçük partilerin oyları teker teker önemsizdir ama topluca bir anlam ifade ettiği gibi "birleşme" havasının yaratacağı sinerji belki daha önemlidir. Tayyip Bey yüzde 50'nin epey üzerinde bir oyla ilk turda cumhurbaşkanı seçilirse, partisindeki etkisi de devam edeceği için, Amerikan ve Fransız cumhurbaşkanlarında bile bulunmayan bir siyasi güce sahip olur."
İkinci neden önümüzdeki dönemde yoğun bir şekilde tartışılacak bir konuyla ilgidir. AK Parti'nin yeniden yapılanması, daha doğrusu kök salmak için, gelenek oluşturmak için geliştireceği strateji meselesine ilişkindir.
Arka arkaya üç dönem milletvekilliği ve dört dönem genel başkanlık sınırlaması, AK Parti için yeni siyasi aktörler üretmenin kaçınılmazlığı kadar, siyasi yelpazede işgal ettiği siyasi alanı daha etkili biçimde denetleme ihtiyacı demektir.
HAS Parti ve Numan Kurtulmuş meselesi bu konuda atılan ilk adımdır.
Gözlem merceklerini bu adımlara yöneltmekte yarar var.
Bu gelişmeler, söyledik, sadece AK Parti'yi değil tüm ülkeyi ilgilendirmektedir.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.