NİHİLİST CİHAD
Mücahit Bilici-
14 Mayıs 2014 Çarşamba 07:59
Cihad kavramı yozlaştı.Kökleri Müslümanların anti-kolonyal hissiyatına dayanan ancak Soğuk Savaş döneminin seravarî özel şartlarında serpilmesi teşvik edilmiş bir yozlaşma hatta soysuzlaşma bu. Cihadın soysuzlaşması ne demek? Cihadın meşruiyet ve hukuki-mekânsal bağlamından kopması, teritoryal özelliğini yitirip küreselleşmesi ile birlikte ortaya çıkan sorun: cihadın kimin için ve niye olduğunun önemsizleşmesi. Öyle bir cihad ki silah, kendisini elinde tutandan daha değerli olup onu kendisine köle yapmış. Cihad bazen hasta bir psikolojinin uzantısı hâline gelmiş. Bazısı için, yaşaması, tadını yitirmiş bir hayata, ölümü katarak canlandırma teşebbüsünün adı. Bir çeşit ölüm için ölüm arayışı.
Suriye’deöldürdüğü düşmanının ciğerini yiyen vahşiler, İslam’ın, (velev düşmanın bile olsa) ölünün bedenini tahrip edemeyeceğine dair prensiplerinden ve Cenevre Sözleşmesi’ne dayelik eden savaş hukuku anlayışından tamamen habersizler. Çünkü onlar işin öldürme ve ölme kısmıyla ilgililer.
Ölmeye gitmek gibi soylu bir kahramanlığı anlamsız bir kaçış ve mezbahavarî bir intihara dönüştürenlerin cihadı bencil bir ölümdür. Maddi faydası bile tartışılır.
Bir ideal için bile olsa ölmek veya öldürmek işin kolayına kaçmaktır. Önemli olan ölümden korkmayan bir hayatı bir ideal için fedakârca yaşamaktır. Öl kurtul değil, bedel ödeyerek yaşa --yaşayabiliyorsan.
Boko Haram örneğinde nüksettiği üzere modern cihad “kültürü”nün Müslümanlara ve İslam’a getirisi,götürdüklerinin yanındabir hiçtir. Modern cihad kültürü aklı Müslüman olmayan bir çatışma stratejisine Müslüman’ı asker eden bir cehalet kültürüdür. İşgale uğrayan vatanını savunmak cihaddır. Ama öldürme ve ölme, özetle savaşma hararetini dindirmek için “neresi olsa giden” vahşilerin vatansız ve nihilist cihadı İslam’ın cihad ruhundan uzak olduğu gibi İslam’a da zarardır. Suriye’deki trajedi buna örnektir.
İslam’ın güzelliğinin parlayacağı bir akıllı sükûneti, aklı askıya alan bir gürültülü çatışmaya kurban verenlerin yaptığı sözümona iyilikler İslam’a yüktür.
Demek ki İslam’ın Müslüman’ın öfkesinden çekeceği varmış. Bunu istismar eden harici güçlerin varlığı Müslümanlar için bir mazeret olamaz. Çünkü Müslümanların kendileri bunu sık sık istismar ediyorlar. Ne demişti Bediüzzaman: “Evet kılıç olmalı ama aklın elinde.”
DEMOKRATİK İSLAM KONGRESİ
Abdullah Öcalan’ın çağrısı ile toplanan Demokratik İslam Kongresi neyi ifade ediyor? PKK’nin İslam’la barışma süreci devam ediyor. Bunun için iki sebep var: PKK’nin barış partneri olan devletin yeni ideolojisinin İslamcılık olması PKK’yi Müslümanlıkla yüzleşmeye mecbur ediyor. Bir de PKK’nin sivil siyasete yönelmesi tabandaki Kürtlerin dindarlığı ile kaçınılmaz bir barışma demek. Medine Vesikası sembolizmi, Türk devleti ile PKK arasında Müslüman kimlikte buluşan yeni bir “toplumsal sözleşme”nin inşa edildiğini gösteriyor. İki tarafın birbirlerine nispetle medenileşmesi sözkonusudur. Eskiden göbeğini kaşımakla itham edilen dindar hükümet, eskiden göbeğini kaşıyan terörist imajıyla aşağılanan Öcalan’dan önümüzdeki dönemde demokratik bir milli kahraman figürü çıkarmak için tedrici çalışmasını sürdürüyor. Tarafların samimi olup olmadığı sorusunun pek bir hükmü yoktur. Türk devleti mecbur kaldığı için PKK’yi tanıma yoluna gitti. Pek çok açıdan hayırlı olan barış süreci müspet jestlerle devam ediyor. Tek bir eksik var ama çok büyük: Kürtlerin hukuk ve egemenliğinin henüz hiçbir şekilde anayasal bir kurumsallık kazanmamış olması.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.