22 Kasım 2024
  • İstanbul7°C
  • Diyarbakır6°C
  • Ankara11°C
  • İzmir17°C
  • Berlin-2°C

NEREDE HATA YAPILDI...

Ali Bayramoğlu

16 Ekim 2015 Cuma 11:40

Mevcut sıkıntıların bir kısmı Suriye topraklarından esen rüzgarla ilintili.
IŞİD meselesi ve tehlikesi şüphe yok ki bunların başında geliyor. Diyarbakır, Suruç, Ankara patlamalarının bu olağan şüphelisinin, Türk sınırıyla komşu bir konuşlanma içinde olması, militan geçişlerinden terör eylemlerine bir dizi riski barındırıyor.

İkinci “resmi sıkıntı” PYD'ye dair. Türkiye bu örgütü PKK'nın denetiminde bir yapı olarak görüyor, bölgede yayılması, kantonları birleştirerek sınır hattı boyunca koridor oluşturma riski bir PKK devleti akla getiriyor ve ciddi bir tehdit olarak algılanıyor.
Bu bölgenin sosyolojiyle, siyasi dokusuyla ve talepleriyle Kürt meselesinin bir parçası haline gelmeye başlaması, çözüm sürecinin milli sınırlara yönelik olarak yürütülmesini zorlaştırması, hatta bugün Türkiye'yi yeniden kaplayan PKK şiddetinin temelini oluşturması, bunlara eklenen siyasi bir endişeyi ifade ediyor.

Dün ifade ettiğimi bu noktada tekrarda fayda var.
“Rojava'nın bir Kürt siyasi birimine dönüşmesi de, Suriye'de yaşam alanı bulan, buldukça güçlenen IŞİD meselesi de Esat rejiminin kaçınılmaz infakının ortaya çıkardığı sonuçlar ya da hızlandırdığı durumlardır...”
AK Parti hükümetlerini bu açıdan sorumlu ilan etmek anlamsızdır.

Ancak dün şunu da söyledim:
“Siyasi iktidarın bu kaçınılmaz süreci nasıl yönettiği, gelişmelere nasıl ve ne açıdan ayak uydurduğu önemlidir. ABD'ninkinden Rusya'nın gelişine, Rojava'da özerkliğin ilan edilmesinden kantonların birleşmesine uzanan hatta, 'ne yapıldı, ne yapılmalıydı, ne yapılmalı', 'tutum ve tercih hataları oldu mu, olduysa bedeli nedir' soruları gerçekçi ve önemli sorulardır.”
Peki, yanıtlar?
Rojava'dan başlayalım.

İlk hata şudur:
AK Parti hükümeti tüm enerjisi ve konsantrasyonunu Esat'ın devrilmesine hasrettiği oranda Rojava'nın ifade ettiği anlamı ve özgül ağırlığını zamanında anlayamamıştır. PYD'yi ele alışı, bu örgütü Esat'la ilişkilerden men, ÖSO'yla ilişkileri teşvik etrafında dolaşmış, hatta bu örgüt ile PYD arasındaki alan kontrolü kavgası Türkiye'nin uzaktan izlemeyi tercih ettiği, bu nedenle sıkça itham edildiği faydacı baktığı bir çatışma olmuştur.

Bölgenin, uluslararası güçler, Kürt topluluklarının tahayyülleri ve seferberliği açısından önemi Kobani kuşatması sırasında anlaşılacak ve Türkiye politikalarını kısmen esnetmeye başlayacaktır. Peşmerge'nin geçişine izin, PYD'lilere sağlık desteği, bölge Kürtlerini lojistik destek bunlar bu esnekliğin işaretleridir.

Ancak bu noktaya gelindiğinde Kürt gruplar için Rojava bir kilometre taşı ve bir seferberlik aracı haline gelmiş, Kürt hareketlerini etkileyecek oranda Kürtlerin ortak tahayyüllerinin yurtlarından birisi olmaya yüz tutmuştu. Kobani hadisesi Kürt topluluklarının varlık ve taleplerinin de uluslararası arenada ilk kez farklı şekilde yankılanmasına zemin hazırlamıştı. IŞİD karşısında tek örgütlü yerel güç olarak PYD ve Kürtler uluslararası güçlere temas ve işbirliği geliştirmiş ve meşruiyet, kökleşme istikametinde yol kat etmişti.
Türkiye ise bu gelişmelere itiraz etme dışında hiç bir adım atmadı.

İncirlik başta, diğer üslerin IŞİD'e karşı kullanıma açılması, Afrin ve Kobani kantonlarının birleşmesine karşı kayıt konması, PYD'nin ayrıcalıklı müttefik konumunu ve yayılma eğilimini bir ölçüde sarsmışsa da, hiç bir şekilde ortadan kaldırmamıştır.
Tablo biraz Türkiye'nin eski Irak politikasını andırmaktadır. Kaybedeceğiniz bir konuda ısrar etmek, güç gösterisini kendinize, seçmene yapmak anlamına gelir. Eninde sonunda ya kaybedersiniz ya da mümkünse, fırsat kalmışsa çıkarlarına yeni koşullara uygun bir şekilde uyarak ayakta kalırsınız.

Nitekim Özerk Kürt bölgesinin kurulmasını savaş nedeni kabul eden Türkiye'nin bugün en önemli müttefiklerinden birisi Özerk Kürdistan yönetimidir.

AK Parti dış politikası Rojava'nın Kürtlerin öyküsünü iyi okuyamadı ve iyi okuyamıyor.
Önümüzdeki 50 yıl Ortadoğu'daki Kürtlerin dönemi olacak, sosyolojik, siyasi, uluslararası rüzgarlar bu istikamette esiyor. Bu önlenemez tarihi akışı fark etmek, buna ayak uydurmak, bunu ülke çıkarlarıyla uyumlu hale getirmek siyasetin temelini oluşturmalıdır.

Böyle durumda yapmak gereken ve şu anda yapılması gereken PYD'yi demokratik bir siyaset açısından işbirliğine çekmek, Rojava'yı da aynı çerçevede kuşatmaktır.
Yarın, Esat meselesi ne yapıldı ve ne yapmalı?

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.