MISIR'DA DARBE: LAİKLERİN DEMOKRASİYLE İMTİHANI
Hilal Kaplan
05 Temmuz 2013 Cuma 08:36
Yıllarca dindar Müslümanların demokratik rejimi neden içlerine sindiremeyeceğini anlattılar. 'Dinci'den demokrat çıkmayacağını on farklı biçimde süsleyerek pazarladılar. İslâm'ın demokrasiyle uyuşamayacağı tezini savundular. Ve Müslüman temsili olan iktidarlar, serbest demokratik seçimlerle başa gelmeye başladığında, tabiri caizse 'oyunu kuralına göre oynadığında' kimin demokrasi düşmanı olduğu meydana çıkmış oldu.
Ak Parti seçimle iş başına gelir, karargâhta darbe planlanır. Hamas seçim kazanır, Gazze'ye bombalar yağdırılır. Mısır'da ilk defa halkın oylarıyla cumhurbaşkanı seçilir ve bir yıl sonra ordu yönetime el koyar.
Hangisinin 'demokrasinin beşiği' olduğuna bir türlü karar veremediğimiz ABD ve AB, demokratlıkta sınıfta kalanların başını çekmekteler. Zaten Amerika 12 Eylül darbesinde olduğu gibi 'Bizim çocuklar yaptı' dememek için kendini zor tutuyor. AB desen, kaygılı olmaktan ve ordunun hazırladığı geçişe alkış tutmaktan öte diyeceği yok. Esed, İran ve Birleşik Arap Emirlikleri de ikramiyesi…
Yobazdan gericiye, totaliterden diktatöre kadar 'seç, beğen, al' sıfat beğendikleri Mursi ise son ana kadar kamuoyuna ve dünyaya 'Demokrasiye Giriş' dersi verdi. Meşruiyetin kaynağının halk onayı olduğunu, yanlış kararların hepsinin gözden geçirilebileceğini, Aralık 2012'den beri olduğu gibi diyalog masasına oturmaya hazır olduklarını anlattı. Kâr etmeyince, darbeye karşı sivil ve barışçıl yollardan direnme çağrısı yaptı. Müslüman Kardeşlere gönül vermiş gençler tankların önüne yatarken, pek liberal en demokrat 'Tahrir Gençliği' de tankların üzerine çıkıp fotoğraf çektirmekle meşguldü. Kefenleriyle sokağa çıkan ve süreç başladığından beri öldürülen Müslüman Kardeşler üyelerinin sayısı yüze yaklaştı. Adalet ve Özgürlük Partisi Genel Merkezi ve otuza yakın ofisi yakıldı. Velhasıl gözünü darbe bürümüş 'demokrat'lar, 'Ordu-Millet el ele'den başka slogan dinlemediler, istediklerini aldılar.
Ordu yönetime el koydu. Adalet ve Özgürlük Partisi yöneticilerine ve Cumhurbaşkanı Mursi'ye yurt dışına çıkış yasağı kondu. Darbeyi haber yapan medya kuruluşları basıldı ve yayınları durduruldu. Cumhurbaşkanı Mursi ile üç yüzden fazla Adalet ve Özgürlük Partisi yöneticisi tutuklandı.
Darbe kötü ama ordunun bildirisini okuyan Sisi de ne demokrat görünüyordu, değil mi? Yanına kuvvet komutanlarıyla Ezher Şeyhi'ni ve Kıptilerin Papası'nı, sandıkta hezimete uğramanın hıncını darbeyle alan Nobel ödüllü liberal Baradey'ini de almış; üstelik gençlerin taleplerini de yerine getirecekleri sözünü vermiş. Daha ne olsun? Bir de sandıktan İhvan'ın çıkmayacağını garantileyen bir seçim yasası yaptılar mı, tadından yenmez.
Bundan sonrası dindarların değil, laiklerin demokrasiyle imtihanıdır. İflas eden Müslüman Kardeşler'in siyaseti değil, ilke yoksunu batılı demokrasilerdir.
Unutmadan: Mısır'a baktıkça iştahı kabaranları biliyoruz. 'Ay Mısır çok karışmış ama demokrasi de sadece sandık mı?' diye eğlence programı tadında darbeyi tartışanları görüyoruz. Katılımcı/çoğulcu demokrasi ayağına katılımcı/çoğulcu makyajlı darbeyi davet edenleri tanıyoruz. 'Tamam darbe yaptı ama bi' sor, niye yaptı' analizlemelerinizi kayda geçiriyoruz.
Ki eminim Tahrir'de bulunan ve darbe havai fişeklerle kutlanırken 'Ama Tahrir ruhu bu değil' diye dudak büken Mısırlı 'demokrat'lar vardır. Aynen Gezi Olayları 'Ne darbe, Ne Erdoğan'a çevrildiğinden beri işi sosyolojik analize boğan ve darbe tehdidine karşı gıkı çıkmayan tırnak içi demokratlarımızın yaptığı gibi…
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.